And you're here translate Turkish
8,689 parallel translation
My husband's downstairs getting the job that you want, and you're up here trying fuck to me.
Kocam senin istediğin işi kaptı ve sen de burada beni sikmeye çalışıyorsun.
And right now, we're here to contain a threat, same as you.
Ve şuanda tehdidi kontrol altına almak için geldik. Tıpkı sizin gibi.
How do you sit here and pretend to care when you're the one who stopped helping - with his child support?
Nafaka parasını kestikten sonra... hâlâ nasıl onunla ilgileniyormuş gibi davranabiliyorsun.
Uh, well, y... uh, you should come find me when you're finished here, and... and I'll... I'll start working on options to run by you... for that.
Burada işin bitince gelip beni bulman gerek ve ben bunu çalıştırmak için seçenekler üzerinde çalışıyor olacağım.
No, how about you tell me now and I'll take it from here, since I'm the cop and you're the medical examiner?
Hayır, polis ben olduğuma ve adli tabip sen olduğuna göre bana hemen söylemeye ne dersin?
If you're lucky, someday you're gonna realize what's really going on here, and when that day comes, I hope you find someone to help you, because it isn't going to be me.
Şanslıysan, günün birinde gerçekten neler olduğunun farkına varırsın ve o gün geldiğinde umarım sana yardım edecek birini bulursun,... çünkü o kişi ben olmayacağım.
But we love you, man, and we're here now.
Ama seni seviyoruz ve şimdi yanındayız.
That you're freaking out and want to be anywhere but here?
Korktuğunu ve buradan başka bir yerde olmak istediğini?
And the fact that you followed me here, that we're in this together, that just confirms the fact that I am part of a grand plan.
Ve beni buraya kadar takip etmen, birlikte bu işin içinde olmamız çok daha büyük bir planın parçası olduğumu doğruluyor.
You said you're going to learn here and help your dad.
Burada bir şeyler öğrenip babana yardım edeceğini söylemiştin.
And if you do want to talk about the monster you saw, we're here to listen.
Gördüğün canavarı anlatmak istersen seni dinlemeye hazırız.
And you and I are having lunch the second whatever it is you're here for is over.
Her ne için geldiysen işin biter bitmez birlikte öğle yemeğine çıkalım.
And you're here.
Ve sen buradasın.
Rick, if you want to prove you're real, just do what any of the rest of us would do and- - And- - and open the blast shields and let us the hell out of here!
Rick, gerçek olduğunu kanıtlamak istiyorsan hepimizin yapacağını yap ve koruma kalkanlarını kaldır da bizi buradan çıkar.
You're wearing the hat and everything! Here's yours!
Şapkayı falan bile giymişsin.
People like you and me, we're the victims here.
Sizin benim gibi insanlar kurban oluyor.
But if you're here... then Mother and Father... are they alive, too? - I can't believe you're still alive!
- Hâlâ yaşadığına inanamıyorum.
Well, you're here now and that's all that matters.
Artık buradasın ve önemli olan da bu.
And Kevin is in the bathroom and I'm standing right here, so as you can see we're clearly two different people :
Kevin tuvalette ama ben burada duruyorum. Yani gördüğün gibi iki farklı kişiyiz.
I know you're doing important work and it's a long way to travel, but I need you here and I think you should come home.
Önemli bir iş yapıyorsun ve uzun bir yol, biliyorum ama sana ihtiyacım var. Bence eve gelmelisin.
If you're not going to do anything with this bottle of perfume over here, would you mind if I gave it to the girl, seeing as how it was her lifelong dream and all.
Buraya parfümün bu şişe ile bir şey yapmak için gitmiyoruz ıf, I kıza verdi sakıncası olur, Onu ömür boyu rüya ve tüm nasıl olarak görüyorum.
You're here because your fears are affecting your work, And now you're trying to find a time where I failed at my job So that you can lash out at me.
Korkuların işini etkilediği için buradasın ve şimdi de benim işimde başarısız olduğum zamanı öğrenmeye çalışıyorsun ki bana onunla saldırabilesin.
No, I just want you to know what it feels like to be me In here with you, and if you're not willing to do that, Then what the hell good are you?
Hayır, sadece burada benim gibi olmanın ne demek olduğunu anlamanı istiyorum bunu da yapamıyorsan işinde nasıl iyi oluyorsun sen?
And as long as we're assigning blame here, if anyone drove him into Etai Luskin's arms, it was you.
Ve sürece burada suçu atama gibi, Herkes Etai Luskin kucağına onu sürdü eğer, o sendin.
I'm going to take a wild stab and guess that you're here without the consent of the rest of your fabulous team.
Bir tahminde bulunacağım. Buraya o mükemmel takımının rızasını almadan geldin.
You know, you're lucky Cisco and Professor Stein never figured out how to close all the breaches,'cause then you'd be stuck here.
Cisco ve Porfesör Stein gedikleri kapatmanın bir yolunu bulamadığı için çok şanslısın. Yoksa burada mahsur kalmış olurdun.
I'm gonna start sewing, and you're gonna tell me what the hell's going on here.
Dikiş atmaya başlayacağım, ve sende bana burada ne haltlar döndüğünü anlatacaksın.
So, you and Vikram here... you're being hunted by a secret death squad that's being sanctioned by someone deep inside the CIA, and you don't want any help?
Sen ve Vikram burada... CIA'in içindeki gizli bir bölüm tarafından idam mangası tarafından avlandığınızı ve yardım istemediğiniz mi söylüyorsunuz?
Yeah, but you were acting fine with everything while we were home, and now that we're here in Central City, you've just been not... you.
Evet ama biz evdeyken her şey yolundaymış gibi davranmıştın şimdi de Central şehrindeyken kendin gibi davranmıyorsun.
All I care is that you're here and you're safe.
Tek umurumda olan senin burada ve güvende olman.
You're gonna sit here, and you're gonna listen to every single word I say, and by the end of the day, you're gonna help us kill your boyfriend.
Burada oturacaksın ve söylediğim her kelimeyi dinleyeceksin ve gün sonunda da erkek arkadaşını öldürmemize yardım edeceksin.
I'm here. And you're drunk.
Ve sarhoşsun.
You're telling me my brother's still stuck in here and you brought me out first?
Kardeşim hala oradayken önce beni getirdiğini mi söylüyorsun?
And since you're not giving me my room back, I had to buy the only thing that would fit out here.
Ve odamı bana geri vermediğin için buraya sığabilecek tek şeyi almak zorundaydım.
You send me in here, and you tell me that you're gonna be with me the entire time, and then my comms get knocked out of my head. My only contact in here is comatose.
Beni buraya yolluyorsunuz, bana tüm olay boyunca yanında olacağız diyorsunuz ardından telsizim bir yumrukla ağzımdan çıkıyor.
You're really going to leave me here high and dry?
Gerçekten de beni sap gibi ortada bırakacak mısın?
And I will inform Alfred you're here.
- Ben de Alfred'e yanımda olduğunuzu haber vereyim.
And you're here now.
Ve şimdi buradasın.
You're upset. I am going to text Ryan and ask him to come here so we can all chat, ok?
Ryan'a mesaj atıp çağırayım ve hep beraber konuşalım olur mu?
He's not here with an army, and he's not here with his brother, if that's what you're asking.
Yanında ne ordusu ne de ağabeyi var sorduğun buysa.
You practically ran from that conference room to come and hide in here and left me to deal with a woman who knows your secret, and you're gonna tell me that it's not that big a deal.
Resmen toplantı odasından kaçıp, buraya saklandın ve sırrını bilen bir kadınla anlaşmaya varmam için toplantı odasında bıraktın ve bunun bana çok önemli olmadığını mı söylüyorsun?
And if Harvey was talking to you the way that you're talking to me, you would be in here right now telling me what a dick he is.
Ve Harvey seninle, benimle konuştuğun gibi konuşsaydı, burada bana onun ne kadar şerefsiz olduğunu söylüyor olurdun.
'Cause I threw you a going-away party and you're here.
Çünkü sana bir veda partisi hazırladım ve sen hala buradasın.
You're in here reading obscure fantasy, and she's out there.
Sen bilinmeyen kurguları okuyorsun kızsa dışarıda bir yerde.
You're here to tell me not to go against your precious Harvey and Jessica.
Senin değerli Harvey ve Jessica'na karşı gelmememi söyleyeceksin.
And you're here to pit us against each other just to jack up the price.
Ve sen de bizi birbirimize düşürmek için burdasın, sırf parayı kaldırmak için.
And you're welcome to go ahead and prove that, but he's got full power of attorney until I get out of here in two years.
Devam et kanıtla bunu, ama buradan iki yıl sonra çıkacağım ve avukatlığın bütün gücü onda var.
Hey, three Klaustreichs show up here last night and you're not bothered at all?
Hey, üç Klaustreichs Dün gece burada gösterilecektir ve hiç rahatsız değil mi?
Okay, um... Sorry, I have to take this, but you and me, we're not done here. Hey.
Pekala özür dilerim ama telefona bakmalıyım.
So if you ladies are willing to accept our process for doing things, you're welcome to stay here till the fire dies down and the Zs thin out.
Eğer bizim işleri yürütme şeklimizi kabul edecekseniz duman ve zombiler dağılana kadar burada kalabilirsiniz.
And I'll be right here with you making sure you get where you're going.
Ve ben, gideceğiniz yere vardığınızdan emin olmak için orada olacağım.
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're not 153
and you're safe 20
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're 261
and you're next 17
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're not 153
and you're safe 20
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're 261