And you're sure translate Turkish
2,266 parallel translation
And you're - - well, I'm sure you have a wonderful personality, dear.
Ve sen- - eminim harika bir kişiliğe sahipsindir, tatlım.
But you're probably 10 years out of braces, and I'm pretty sure you haven't tried to raise three sons.
Ama daha diş tellerini çıkaralı 10 sene olmuştur. Üç oğlan yetiştirdiğini de sanmıyorum.
Not only are you gonna let the two of us off the hook right here, but you're gonna give your bosses in D.C. a ring to make sure that our firm's road to success is paved with the feds'good graces, plenty of deregulations, and a laissez-faire sense of letting us do our goddamn jobs.
Bizi sadece serbest bırakmakla kalmayacaksınız aynı zamanda başkentteki patronunuza şirketimizin başarılı olmasının sizin de işinize geleceğini ve işimize burnunuzu sokmamanız gerektiğini söyleyeceksiniz.
See, I'm free, you're free. And I'm sure that you've noticed that I'm supermodel thin now that my thyroid is under control.
Ben özgürüm, sen özgürsün ve tiroidim kontrol altına girdiği için süper model kadar zayıf olduğumu eminim fark etmişsindir.
Um, I just want to throw in my two cents and say that I'm sure you're on his radar.
Bahse girerim bence sen de onun kapsama alanındasın.
You're gonna have to beat all these champions to make sure that you and Olivia play in the finals.
Olivia ile finalde karşılaşabilmen için önüne gelen bütün şampiyonları yıkman gerekecek.
You sure we're free and clear on this?
- Bunu temizleyebileceğimize emin misin?
Oh, when you cut a really wet fart and you're sure you shit your pants, and then you check and you didn't.
Bayağı sulu bir osuruk pırtlattığında hani külotunu kesin pislettiğini düşünürsün de kontrol ettiğinde temiz olduğunu görürsün ya...
Let's, uh, let's get you and the kids to the compound, make sure you're safe.
Seni ve çocukları kulüp binasına götürelim önce, güvenliğini sağlayalım.
But you're gonna have to take my place one day and I just wanna make sure that you're ready.
Ama bir gün benim yerime sen geçeceksin ve bunun için hazır olduğundan emin olmak istiyorum.
And you're sure I'm cleared to work here?
Peki burada çalışmak için uygun muyum sizce?
And make sure you're aggressive with the dressings on her leg. I'm still worried about an infection.
Bacağına mutlaka agresif pansuman uygulayın.
Sure, you might be disgusting to ride in and you're not much to look at, Festiva, but, damn it, you're gonna make it 500 miles.
Arabandan nefret ediyorsun ve Festiva'yı da pek sevmiyorsun ama 800 km yol geldin.
And I'm sure you're intrigued as to all the secret phone calls I've been getting lately and why I've been acting so mysterious.
Eminim gizli telefon görüşmelerinden, eve geçmelerimden ve gizemli hareketlerimden işkillenmişsinizdir.
I know how angry you and daddy are, and... I'm sure you're mortified by what Mrs. Metcalf and those other D.A.R. gossips must be saying, but I just...
Senin ve babamin ne kadar kizgin oldugunuzu biliyorum incindiginizden de süphem yok Bayan Metcalf ve onun gibiler dedikodumuzu yapiyorlardir, ama ben sadece...
And you're sure about the time line?
Zaman çizelgesinden emin misiniz?
Well, Brian, if you're that sure of yourself, then let's go five years into the future, and you can prove me wrong.
Madem bu kadar eminsin, Brian, o zaman 5 yıl sonraya gidelim... -... sen de bana kanıtla.
And you're sure that she's pregnant?
Ve hamile olduğuna eminsin?
All right, well, if we're gonna have to jack the lock, it's gonna take a minute, and I'm sure you want us out of here as swiftly as possible.
Pekala, kilidi kırmak zorunda kalacaksak eğer biraz zaman alacaktır ve sizin de mümkün olduğunca hızlı bir şekilde buradan gitmemizi istediğinize şüphem yok.
Um, so, I've hit the ground running, as I'm sure you're well aware, and now I think it's time to take a breath and reassess.
Ben kolları sıvadım,... farkında olduğunuzdan eminim,... ve şu an sanırım nefes almanın ve yeniden değerlendirmenin zamanı geldi.
Now I'm sure you're aware of the situation, and I wanted you to know that there has been a suspension.
Eminim durumdan haberdarsınızdır ve bilmenizi isterim ki bir cezalandırma olacak.
And you're sure I'm her type?
- Onun tipi olduğuma emin misin peki?
♪ Have a scandal and you're sure to have a hit
Skandal çıksın da, kesin sükse yaparsın.
Yes, and I'm sure they're all adorable, but... will it help you?
Evet, eminim hepsi de minnettar kalacak, ama sana faydası olacak mı?
you come in here every day this week so I can check your BP and make sure you're taking your meds.
Bir şartım var ama. Bu hafta her gün kan basıncını ölçtürmek için buraya geleceksiniz ve de ilaçlarını aldığından emin olacağız.
And you're sure he didn't leave until after 9 : 00?
Sanığın 9 : 00'a kadar oradan ayrılmadığına emin misiniz?
You know, I'm sure you're a nice person, and you have no idea what you've gotten sucked into, but really, I'm not interested.
İyi biri olduğunda ama neye bulaştığının farkında olmadığına eminim ama gerçekten, ilgilenmiyorum.
Okay, and I'm sure you're a nice person, but I just moved from Atlanta, and this is my first time at this gym, so I definitely don't know who this Taub guy is.
Pekala, ben de senin iyi biri olduğuna eminim ve Atlanta'dan daha yeni taşındım ve bu salona ilk gelişim, yani Taub denen adamı tanımadığım kesin.
Look, forgive me for caring about you guys, but you're my best friends in the world and I just want to make sure you're okay.
Sizleri önemsedigim için beni affedin ama sizler hayattaki en yakin dostlarimsiniz ve hepinizin iyi olmasini istiyorum.
And you're sure you can get it out?
Peki bunu düzeltebileceğinden emin misin?
Okay, listen, you just got to stay at the house and make sure that you're there in case Max comes home or calls
Tamam, dinle, yalnızca evde bekle ve biri ararsa ya da Max herhangi bir durumda eve
And you're so sure that every guy that you fall for is gonna up and leave you for another woman.
Ve sen de sana aşik olan her adamin, seni başka bir kadin icin terkedeceğinden eminsin.
And you're sure it's her?
O olduğuna emin misin?
- And you're sure it's not yours?
Baba!
And once they're fed, make sure you play with them.
Onları bir kere beslediğinde, onlarla oyun oynayacağından emin ol.
I'm sure you're swamped with work and wedding plans.
Düğün planları sayesinde Çok meşgul olmalısın.
Sure, you have your memories of him, and, uh - you're gonna have to be strong now and -
Elbette, onunla ilgili hatıraların var. Şimdi güçlü olmalısın.
Make sure they're nice and close before you let'em have it.
İyice yaklaştıklarına emin olup öyle ateş edin.
I have recently acquired Marlinspike Hall, and this ship, as I'm sure you're aware, was once part of the estate.
Geçenlerde Mulensar Şatosu'nu aldım. Bu gemi, siz de biliyorsunuzdur, evin bir parçasıydı.
I wanna make sure when you come out that you're OK, and she didn't say anything.
Çıktığında tamamen iyileşmiş olmanı istiyorum. Bana bir şey söylemedi.
Yeah, you've probably just realized how much hard work it takes to become a decent violinist, let alone a good one, and you're not sure anymore whether it's worth the trouble, whether you're talented enough, whether you can handle the pressure.
Evet, muhtemelen iyi değil de saygın bir kemancı olmanın ne kadar çaba gerektirdiğini daha yeni fark ettin ve artık çile çekmeye değer olduğundan yeterince yetenekli olduğundan, baskıyı kaldırabileceğinden emin değilsin.
But I'm sure enough that Seth paid you a visit, and we're gonna have to do something about this.
Seni severim Joe. Seth'in sana uğradığına adım gibi eminim ve bu hususta bir şeyler yapmamız gerekecek.
I just wanted to stop by and make sure you're okay.
Uğrayıp iyi misin bir emin olmak istedim.
And you're absolutely sure there's no other way she could have found out?
Ve de bunu bilmesinin başka hiçbir yolunun olmadığından kesinlikle eminsin.
Otherwise, it's just a matter of time before they come get you. No, you're right. And here's the thing, and I'm sure you two will agree with me, they'll be coming to get you two first.
Ama durum şu ki, muhtemelen benimle aynı kanıda olacaksınız ilk önce sizi bulacaklar, işte önerim :
And you're sure you don't believe in the soul, right?
Ruhun varlığına inanmadığınıza eminsiniz, değil mi?
And I wanna make sure you're not around on Sunday night,'cause I plan on bringing some ass back from the reunion, and I wanna tap that without you there.
Ve sana Pazar gecesi değil etrafında olduğunuzdan emin olun, ben birleşme geri bazı eşek getirme planı çünkü, ve ben istiyorum ki sensiz dokunun.
You know, maybe I'm gonna wake up tomorrow and remember everything, but right now they're the only thing I'm sure about.
Bak, yarın uyandığımda belki herşeyi hatırlayacağım, ama şu anda sadece onlardan eminim.
After three years, I'm sure you'II be pleased. And quite willing to re-negotiate our fee.
Üç yıl sonra, memnun olup ücreti yeniden görüşmeye gayet istekli olacaksınız.
And you're sure that file will be there.
Dosyanın orada bulunduğuna eminsin yani.
And you're sure that the front door is out of the question?
Ve sende ön kapının bir öneminin olmadığından eminsin?
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're not 153
and you're safe 20
and you're thinking 17
and you're 261
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're not 153
and you're safe 20
and you're thinking 17
and you're 261