Are you sure about that translate Turkish
661 parallel translation
- Are you sure about that?
- Bundan emin misin?
Are you sure about that?
Emin misin?
- Are you sure about that?
- Emin misin?
Are you sure about that, Miss English?
Bundan emin misin?
- Are you sure about that?
- Öyle mi?
- Are you sure about that'Johan?
- Emin misin, Johan?
- Are you sure about that?
- Bundan eminmisiniz?
Are you sure about that?
- Gerçekten öyle mi tanınıyorum?
Are you sure about that?
Hey! Bundan emin misin?
Boy I tell you, after every pork dinner I eat... One more piece of pie... - Are you sure about that?
Böyle bir yemekten sonra bir parça daha tatlı alırım.
Are you sure about that? I still think it's...
- Emin misin?
Are you sure about that, dickface?
Bunda emin misin, s.ksurat?
Hey, are you sure about that?
Hey, Kapsül istediğinden emin misin evlat?
Are you sure about that, now?
Bundan emin misiniz?
- Are you sure about that five minutes?
- Beş dakikadan emin misiniz?
- Are you sure about that five minutes?
- Beş dakikadan emin misin?
- Are you sure about that? Look.
- Emin misin?
- Are you sure about that, CIydie?
- Bundan emin misin, Clydie?
Are you sure about that, Fleischman?
Ne demek pes ediyorum? Pes ediyorum işte.
Are you sure about that?
Bundan emin misin?
Are you sure about that... buddy?
Bundan emin misin,... dostum?
Are you sure about that?
Sadece ikimiz miydik? Emin misin?
Are you sure about that, captain?
Bundan emin misin, kaptan?
Are you sure about that, sir?
- Bundan emin misiniz, bayım?
Are you sure about that map?
Harita konusunda emin misin?
Are you quite sure about that?
Bundan emin misin?
But if we can make sure that here are four Frenchmen at least who feel as I do about our country, who, if they had the chance, would fight for France. If I can convince myself to believe you, I might...
Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Are you sure about that, mister?
Bundan emin misiniz beyefendi?
- Are you quite sure about that?
- Bundan emin misiniz?
Oh, sure about that, are you?
Bundan eminsiniz değil mi?
- Are you sure about that?
" Uzun kirpikleri ve darmadağınık sonbaharda kestane regi saçları vardı.
If it wasn't for you, I wouldn't be in this business... and that's all I care about is satisfying my customers... and making sure that the babies... are placed in good homes.
Ben sizler için bu mesleği yapıyorum... Bütün bunların hepsi sizleri memnun etmek için... ve bebeklerin... doğru evlere verildiğine emin olmak için.
Are you sure that you don't know a little something about this?
Bu konu hakkında az da olsa bilginiz olmadığına emin misiniz?
About that betting system, are you sure the flaw can't be worked out?
Şu bahis sistemindeki o kusurun çözülemeyeceğine emin misin?
About that betting system, are you sure the flaw can't be worked out?
Şu bahis sistemi hakkında, o kusurun çözülemeyeceğine emin misin? Kesin.
- Are you so sure about that?
- O kadar emin misiniz?
Are you absolutely sure about that?
Buna kesinlikle emin misin?
Are you sure about that?
Ne, altmış dolar mı koyacaksın Murphy?
You sure are right about that!
Bu konuda haklısınız!
Why are you not sure about that?
- Neden emin değilsin ki?
Lady, you are about half a bubble off the plumb, and that's for sure and for certain.
Haddini aşmaya başladın, kadın. Bu kesin.
- That's right. - Joel, are you sure about this?
- Joel, bundan emin misin?
I'm sure there are more substantial ways I could be of help... that you're not telling me about.
Eminim, sana yardım için yapabileceğim ve bana söylemediğin daha önemli şeyler vardır.
If you're so sure about that, why are you still so upset?
Bundan bu kadar eminsen, neden bu kadar altüst durumdasın?
Say, Al, don't think that I'm not grateful for your dragging me out of a warm pool hall to picket on this balmy winter morn. But are you sure that anyone is giving oh, say, a rat's patoot about this?
Hey Al, beni bu "yumuşak" kış sabahında sıcak su havuzundan çıkarıp bu gösteriye sürüklediğin için minnettar olmadığımı düşünme... ama herhangi birinin bu yaptığımızı ne bileyim, kafasına taktığını düşünüyor musun?
It was a long while ago, but I'd like you to think back and tell me are you sure about the time you saw Mr. Beckwith at that gas station?
Biliyorum uzun zaman önceydi, ama o günlere geri dönüp Bay Beckwith'i benzincide gördüğünüzden emin olup olmadığınızı sormak istiyorum size efendim.
- Are you sure about that?
Bundan emin misiniz?
Are you sure you want to hear about that?
Bunu dinlemek istediğine emin misin?
Oh, Joanne, I'm sure I've told you many times in the past that there are things about my work that unfortunately, I have to keep a secret.
Joanne, eminim sana geçmişte pek çok kez işimde gizli tutmam gereken şeyler olduğunu söylemişimdir.
Are you sure that you don't want to talk about... oh, carnal knowledge with a neighborhood girl?
Komşu kızına karşı hissettiğin... şehvetten filan bahsetmek istemediğine emin misin?
I wanted to ask, I know it's none of my business, but are you sure about what happened at that party?
Beni ilgilendirmediğini biliyorum ama o partideki olaylar konusunda emin misin?