Everyone's dead translate Turkish
241 parallel translation
Everyone's available who isn't dead.
Ölü olmayan herkes elde edilebilir.
Everyone talks about him now he's dead
Ölmeden önce kimse ondan bahsetmezdi.
Everyone's dead.
Hepsi ölmüş.
Ino, there's trouble! Everyone's dead!
Ino'ya, herkesin öldüğünü söyle!
Everyone's dead or in prison.
Herkes ya öldü ya da hapiste.
Everyone's dead, but you!
Sen hariç herkes öldü!
Of course, everyone's dead. What?
- Elbette, herkes öldü!
He's dead. Everyone above us before the ship turned over is dead.
Gemi alabora olmadan önce yukarıda olan herkes öldü.
She's really dead, everyone.
Gerçekten öldü, herkes gelsin.
- Everyone's gone. - Gone... or dead.
- Gitmiş veya ölmüş.
Everyone thinks he's dead.
Herkes öldüğünü sanıyor.
Would that be the plan to continue with total slaughter until everyone's dead except Field Marshal Haig, Lady Haig, and their tortoise, Alan?
Bayan Scott'u bizim için şefkatle yakmış olduğunuzu duyuyorum. Evet... kedisini de.
Everyone's dead.
Herkes öldü.
Ten generations of your progeny. Everyone I've ever known is dead.
Dediğim gibi, Barclay bazı sıradışı programlar yürütmekte.
I've seen it. Then the husband complains to everyone that he's fucking a dead person.
Sonra da koca... bir ölüyle yattığından şikayet ediyor.
Would that be the plan to continue with total slaughter until everyone's dead except Field Marshal Haig, Lady Haig, and their tortoise, Alan?
O plan ; hani, Mareşal Haig, Leydi Haig ve tosbağaları Alan hariç tek bir kişi kalmayana kadar herkesin katledileceği plan olmasın sakın?
Everyone said, the dead stay dead... but money's real.
Herkes, ölü, ölü kalır ama para gerçektir dedi.
Everyone thought you were dead.
Herkes senin öldüğünü sanmış.
And why he's alive when my wife and everyone else who was onboard the Icarus with him is dead.
Karım da dâhil olmak üzere tüm Ikarus mürettebatı ölmüşken onun nasıl hayatta olduğunu öğrenmek istiyorum.
When I know she's truly dead, then I'll let everyone go.
Onun gerçekten öldüğünü bildiğim zaman... ve ben de herkesin gitmesine izin vereceğim.
Everyone's dead.
Zaten herkes ölü.
She pretended she was dead in the pool, which s cared the hell out of me and everyone else.
Havuzda ölü numarası yaparak, hem beni hem de oradaki herkesi çok korkuttu.
Everyone's lawsuit is dead.
Herkesin davası kapandı.
This maybe the first chance for stunned Angelinos to finally look around and take stock, for, with nearly 100 dead, thousands injured and damage in the billions, this crisis has surely touched everyone of us.
Bu afallamış Angelinos için şöyle bir durup bakmak.. .. ve şok olmak için ilk fırsat olabilir. Çünkü 100'e yakın ölü, binlerce yaralı, ve milyarlarca dolarlık hasarla..
Once everyone's dead?
Herkes öldüğü zaman mı?
Everyone's after me. I'll wind up dead anyway, so we may as well go.
Herkes benim peşimde. Nasıl olsa sonunda öleceğim, yani gitsek te gitmesek te hiç farketmez.
What luck, we get back and everyone's dead.
Bir döndük herkes ölmüş, iyi mi?
By the time you return... everyone you know will be dead and buried.
Sen dönene kadar tanıdığın... herkes yanmış ve ölmüş olacak.
Suddenly, she's got this mountain-climbing boyfriend that everyone thought was dead, but now it turns out he's alive!
Aniden, herkesin ölü sandığı dağcı arkadaşı, çıkıp geliyor ve yaşıyormuş!
Believe me, I don't want to end up the way everyone said I would. - Dead, or alone or a loser.
İnan bana, herkesin söylediği gibi ölü, yalnız ya da hayatı kaymış biri olmak istemiyorum.
- Remember the story of Snow White when she swallowed the poison apple, and everyone thought she was dead?
Acıyı çok seviyor olmalısın.
Everyone's good after they're dead!
Herkes öldükten sonra iyi oluyor!
- Like snapping necks until everyone's dead.
Birilerinin boynunu kırarak öldürmek istiyorum.
Well, then maybe you better start packing,'cause anything like this fucking happens again, everyone's gonna know who you are, and you're a dead man, Johnny.
O zaman toparlanmaya başlasan iyi olur, çünkü bir daha böyle bir halt olursa, herkes kim olduğunu öğrenir, ve geberip gidersin Johnny.
- Everyone's dead!
- Herkes öldü!
I made it to slipstream, but only after everyone on-board was dead.
Ancak gemideki herkes öldükten sonra ışık hızı alanına girebildim.
Nearly half the adults are dead, including Dr Tracey, and everyone else is getting sick, except for the younger children.
Neredeyse yetişkinlerin yarısı öldü, buna Dr. Tracey de dahil. ... ve herkes hasta çocuklar dışında.
Once I am dead, and everyone who knew me dies, too... it will be as though I never even existed.
Ben öldüğümde, beni tanıyan herkes de ölmüş olacak. Sanki hiç var olmamışım gibi.
How do you explain their ability to recall what everyone said... around their deathbed after they were declared dead- - to describe what the doctors were wearing... down to the patterns on their ties?
Peki ya ölü oldukları söylendiği sırada yatağının başında olan kişilerin söylediklerini hatırlamalarını nasıl açıklıyorsun? Giysilerini tarif etmelerini, kıravatlarındaki desenlere kadar?
Look, Grace, I know everyone says that Sean's dead, and that we were all at his funeral.
- Bak Grace - Herkes Sean öldü diyor biliyorum
- Why would you put on, "Bang, bang, everyone's dead"?
- Neden ismini, "Bang, bang, herkes öldü" koydu?
Everyone's dead.
Tanıdığım herkes öldü.
Everyone who's ever tried to help me is dead because of me.
Bana yardım etmek isteyen herkes, ölüyor.
So you start by talking about his jerk-like qualities, which everyone agrees with, but it also makes'em feel a little guilty because he's laying there dead and all.
Önce pis özelliklerini anlatmaya başlıyorsun. Herkes kabul ediyor. Ama öldüğü için de insanlar vicdan azabı çekiyor.
Everyone on the wire keeps talking about... how this kid's all tore up about the dead stickup boy.
Hemen herkes telefonda şu çocuğun Omar'ın öldürülen elemanından sonra kafayı sıyırdığını konuşuyor.
I'm not sure about anything except that my father's dead, my mother's nuts... and everyone is blaming me.
Hiçbir şeyden emin değilim tek bildiğim, babam öldü, annem aklını kaçırdı ve herkes beni suçluyor.
WESLEY : It won't quit till everyone's dead.
Herkes ölene kadar durmayacak.
Well, I would've, but it's Thursday, which means everyone who should be in the weekly briefing is dead.
Öyle olsa da bugün Perşembe, bu da demek oluyor ki haftalık toplantıda olması gereken herkes şu anda ölü.
Everyone's already dead.
Herkes zaten ölmüş.
You speak for yourself. lt's cold back there and everyone I know is dead and buried.
Kendi adına konuş. Orası çok soğuk ve tanıdığım herkes öldü ve gömüldü.
Everyone's dead.
Herkes öldü!
dead 2365
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead ahead 30
dead end 102
dead or alive 151
dead man walking 43
dead meat 35
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead ahead 30
dead end 102
dead or alive 151
dead man walking 43
dead meat 35
dead man 40
dead people 32
dead body 39
dead on 16
dead hands 25
dead serious 25
dead and 19
dead guy 19
dead bodies 32
dead wife 18
dead people 32
dead body 39
dead on 16
dead hands 25
dead serious 25
dead and 19
dead guy 19
dead bodies 32
dead wife 18
dead is dead 27
dead clade walking 20
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
dead clade walking 20
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everywhere you go 35
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everywhere you go 35