I understand how you feel translate Turkish
439 parallel translation
Joe, I understand how you feel and I understand why you feel that way.
Joe, ne hissettiğini anlıyorum neden böyle hissettiğini de.
I understand how you feel.
Neler hissettiğinizi anlıyorum.
I understand how you feel. I'm aware that Judge Turner appears to be a very dominant woman.
Ne hissettiğini anlıyorum. Hakim turner baskın bir kadın gibi görünse de. Aslında sadece, öyle görünmek isteyen bir kadın.
I understand how you feel.
Nasıl hissettiğini anlıyorum
Oh, Miss Morton. I understand how you feel.
Ne hissettiğinizi anlıyorum.
I understand how you feel.
Nasıl hissettiğini anlıyorum.
I understand how you feel.
Neler hissettiğini anlıyorum.
You know, I understand how you feel.
Seni anlıyorum.
I understand how you feel, darling.
Ne hissettiğini anlıyorum, tatlım.
I understand how you feel, Mrs. Hudson.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum, Mrs. Hudson.
I understand how you feel.
Ne hissettiğinizi anlıyorum.
Allison, I understand how you feel.
Allison, duygularını anlıyorum.
I understand how you feel, Captain, and I'm very embarrassed, but I'm sorry.
Neler hissettiğinizi anlıyorum, Yüzbaşı ve bundan utanıyorum. Ama doğru anladınız.
I understand how you feel, but you should read the motion exactly as he said it.
Duygularını anlıyorum, ama öneriyi olduğu gibi okumalısın.
Countess, I understand how you feel, and I'll prove it.
Kontes, ne hissettiğinizi anlıyorum ve bunu kanıtlayacağım.
I understand how you feel, of course but it's a matter of military necessity.
Ne hissettiğini anlıyorum, tabii ama askeri bir gereklilik meselesi.
I understand how you feel.
Hissettiklerini anlıyorum.
Paul, I understand how you feel... but you must bury him, Paul.
Paul, seni çok iyi anlıyorum ama onu gömmek zorundasınız Paul. Buna mecbursunuz.
Hezekiah, I understand how you feel, but I beg you to reconsider.
Hezekiah, seni anlıyorum ama tekrar düşünmeni istiyorum.
I understand how you feel.
Hislerini anlıyorum.
I understand how you feel.
Neler hissettiğinizi biliyorum.
I understand how you feel.
Hislerinizi anlıyorum.
I understand how you feel, Mike.
Ne hissettiğini anlıyorum Mike.
I understand how you feel.
Ne hissettiğini anlıyorum.
Look, I understand how you feel, but you have to admit... we're not so badly off here.
Bak, ne hissettiğini anlıyorum, fakat kabul et ki durumumuz kötü değil.
Don't you understand how I feel?
Neler hissettiğimi anlamıyor musun?
- Of course, I understand just how you feel. - Yes.
- Tabii, duygularını anlıyorum.
Maybe if America were in the war, you'd understand how I feel, why I have to go.
Belki Amerika savaşta olsa nasıI hissettiğimi anlardın bu yüzden gidiyorum.
I can understand how you feel.
Neler hissettiğini anlıyorum.
You understand how I feel?
Neler hissettiğimi anlıyor musun?
I understand exactly how you feel.
Annem... Tam olarak nasıl hissettiğinizi anlıyorum.
Don't you understand how I feel?
Benim ne hissettiğimi anlamıyor musun?
You can't understand how I feel.
Nasıl hissettiğimi anlamıyorsun.
I can understand how you feel, but those things happen.
Hislerini anlayabiliyorum, ama olur böyle şeyler.
- You don't understand how I feel.
Neler hissettiğimi anlamıyorsun!
Ellen, I know how you feel. Believe me, I do. And I've tried to understand.
Ellen, nasıl hissettiğini bilirim, inan bana biliyorum, ve ben anlamağa çalıştım, fakat...
- I can understand how you feel.
- Nasıl hissettiğini anlayabiliyorum.
You just don't understand how I feel, doctor
Nasıl hissettiğimi anlamıyorsunuz doktor.
I know how you feel about it, but try to understand.
Neler hissettiğini biliyorum, ama anlamaya çalış.
I understand how you might feel about this money.
Para konusunda neler hissettiğini anlayabiliyorum.
I just wanted you to understand how I feel about such things.
Ben sadece bu tip şeylerde nasıl hissettiğimi anlamanızı isterim.
I know how you feel, but you do understand we have to make quite certain, don't you?
nasıl hissettiğini biliyorum, fakat kesinleştirmemiz gerektiğini anlıyorsunuzdur, değil mi?
No, you don't understand how I feel, and you Won't Watch out for him like he's your own son, because he's not your son.
Hayır, beni anlamıyorsunuz Bay LeGrand. Ona kendi oğlunuz gibi bakamazsınız. Çünkü sizin oğlunuz değil.
Not that I don't understand how you feel.
Duygularını anlamadığımı sanma sakın.
I didn't mean to sound dictatorial or to try to run your life, but you have to understand how I feel.
Ben diktatörce ses tonumla hayatını şekillendirmeğe çalışmadım fakat hislerimi anlamalısın.
You do understand how I feel, I mean, about people talking?
- Nasıl hissettiğimi anlıyor musun? Konuşulan şeylerden söz ediyorum
Do you understand how I feel?
Nasıl hissettiğimi anlıyor musun?
And I do understand how you feel.
Ve neler hissettiğini de çok iyi anlıyorum.
If I tell you how we survived, will you try to understand how we feel about our life here? About each other?
Sana nasıl hayatta kaldığımızı söylersem, birbirimiz için ve buradaki hayat için ne hissettiğimizi anlamaya çalışır mısın?
Well, I can understand how you feel.
Nasıl hissettiğini anlayabiliyorum.
I understand how you all feel, but we must wait and see what happens before we get violent. Understood?
Ne hissettiğinizi anlıyorum fakat şiddete başvurmadan ne olup bittiğini görmeliyiz.