It's all right here translate Turkish
793 parallel translation
Well, if Pete wants you here, it's got to be all right with me.
Şey, gelmeni Pete istemişse, bana laf düşmez.
- Don't let him come here. - It's all right, darling.
- Buraya gelmesine izin vermeyin.
It's all right, now that you're here now.
Sıkıntı yok, geldin nasılsa.
Do You Have The Papers? It's All Right Here.
Yetkili oldun, sihirbaz değil.
It's perfectly all right here.
Tabii ki hayır. Her şey harika.
It's all right, my dear, we're perfectly safe here.
Her şey yolunda, hayatım, burada güvendeyiz
[Man Shouting] It's all right here.
[Adam Bağırıyor] Hepsi burada.
All right, girls, uh, here's a date I promised Miller's Midgets, but I give it to you.
Peki. İşte Miller'ın Cüceleri'ne söz verdiğim bir iş. Ama size vereceğim.
- It's all right here, Molly.
Burası iyi!
It says right here where we're to go, just like it's told everything about all this.
Burada nereye gideceğimiz yazıyor. Bütün bu olanların nedeni de yazıyor.
If I were alone I'd mind... but since Mara's here, I guess it's all right.
Yalnız olsam sakıncası olurdu ama kız kardeşim burada...
If it hadn't been for that, we'd all be layin'around here dead right now.
Eğer o, öyle yapmamış olsaydı şimdi biz burada ölmüş olacaktık.
- Why are you here? - It's all right.
Burada ne işin var?
- Do you think it's all right to stay here?
- Burada kalmanızın güveli olduğunu düşünüyor musun?
It's all right I've been here before, remember?
Rahat ol, daha önce de buraya geldim Hatırlıyor musun?
It's all right here.
Her şey göz önünde işte.
It's all right, she's here.
Tamam, buradaymış.
But I tell you right now, if Caterina wants to come and live here with Marty and me, it's all right with me.
Eğer Caterina gelip Marty ve benimle yaşamak isterse benim için hiç sorun olmaz.
- Marty say it's all right she come here.
Marty gelmesinde sakınca olmadığını söyledi.
- I didn't bring Jack here to be insulted. - No, it's all right, honey.
Jack'i buraya hakarete uğraması için getirmedim.
Well, if it's all right with you, we'll work out here.
Şey, senin için sorun yoksa, burada hallederiz.
It's all right here.
Her şey tamam.
It's all right, I can wait here.
Önemli değil, Burada bekleyebilirim.
Take my word for it, right here, all around us there's a whole community of them.
Sözüme güvenin, hemen burada, etrafımızda... bir cadı topluluğu var.
I want you all right here when he pulls whatever it is he's got in mind.
Sizlerin burada sağ kalmanızı istiyorum. Onun istediklerini gerçekleştirmeyin.
It's all right, there's nobody to see you here except him.
Sorun değil. Onun dışında seni kimse göremez.
Can you tell me if it's all right to park here?
Burada park etmemin sakıncası var mı?
Here on Capri, it's all right.
Capri'de mesele yok.
I'm not supposed to talk about my father at home, but I guess it's all right here.
bu evde babam hakkında konuşmak istemezdim ama, sanırım şimdi tam zamanı.
It's all right here.
- Hepsi burada yazılı.
It's all right here.
Bu civarda.
It's all right, I'm not supposed to be here either.
Sorun yok. Benim de burada olmamam gerekiyordu. Anlaşıldı, sen de.
Don't worry, just just trust me here. It's going to be all right.
Merak etme sadece, sadece bana güven.
All right, then, Stanley, come on, let's get down here and take it from the top.
Peki Stanley, buraya gel, baştan alalım.
It's all right, there's... a handhold just here.
Tamamdır, burada... tutacak bir yer var.
It's all right here.
İşte hepsi burada.
Er... it's all right. You can get out here.
Sorun yok, burada çıkabilirsin.
Here, it's all right, darling.
İşte, tamam geçti, tatlım.
Well, you go down here and you take your first left at the light and go down to the ocean, and it starts right there and goes all the way.
Buradan inin, ışıklardan sola dönün okyanus kıyısına ineceksiniz, yol oradan başlayıp devam eder.
It's all on television right here.
Hepsini televizyonda gösteriyorlar zaten.
Colonel, I'd like to stay here overnight if it's all right with you.
Albay, sorun olmazsa bu gece kalenizde kalmak istiyorum.
All right, let's get it in here.
Tamam, hadi içeri getirin.
It's all right. Can cross in safely here.
Buradan emniyetli bir şekilde geçilebilir.
It's here, all right.
O burada, orası kesin.
- It's all right. - Here, use this.
- Al, bunu kullan.
- That it's all right for me to stay here with you.
- Burada seninle kalmamı.
It's all sitting right here.
Zaten hepsi orada oturuyorlar öylece.
You sure it's all right if I stay here?
Burada kalmamı istediğinden emin misin?
He barged right in here the other day and smashed it all to smithereens.
Geçen gün bir hışımla içeri girdi ve hepsini tuzla buz etti.
- Yes, it's mine, all right. - So Mr. Tindle was here then, sir.
Bunun sizin el yazınız olup olmadığını sorabilir miyim?
Get'em outta here! All right, that's it.
Atın şunları, tamam yeter artık!
it's all right 8832
it's all in your head 59
it's all good 878
it's all gone 158
it's all my fault 457
it's all over 506
it's all yours 403
it's all bullshit 56
it's all fine 67
it's all lies 56
it's all in your head 59
it's all good 878
it's all gone 158
it's all my fault 457
it's all over 506
it's all yours 403
it's all bullshit 56
it's all fine 67
it's all lies 56