English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It isn't fair

It isn't fair translate Turkish

324 parallel translation
It isn't fair to the rest of the baboons.
Diğer şebeklere karşı bu haksızlık oluyor.
It isn't fair.
Doğru değil.
It isn't fair.
Bu hiç adil değil.
It isn't fair on the poor girl.
Zavallı kıza haksızlık oluyor.
It isn't fair.
Neden sordun ki bunu?
It isn't fair to her, it isn't fair to me.
Hayır! Hayır!
- It isn't fair.
- Değil mi?
- It isn't? No. It is not fair.
Hayır, hiç adil değil.
It isn't fair for someone like you to be suffering.
Senin gibi birinin acı çekmesi adil değil.
It isn't fair to put all the blame on us.
Suçu üstümüze atması hiç adil değil.
But it isn't fair to hate a house because someone's died there.
Ama biri orada öldüğü için bir evden nefret etmek doğru değil.
It isn't fair of you to bust in on us.
- Aniden gelmen hiç de adil değil.
It isn't fair.
Adil değil.
- It isn't fair.
- Bu hiç adil değil.
You know, Doctor, it really isn't fair.
Doktor Bey, bu hiç adil değil.
It isn't fair.
- Ama Frissy...
No, it isn't fair. My goodness!
Evet, bu haksızlık.
It isn't fair to the bride.
Geline haksızlık oluyor.
It isn't fair to the boys either.
Bu çocuklar için de adil değil.
It isn't fair to Bertie.
Bertie'ye haksızlık olur.
- Well, it just isn't fair, Tommy.
- Hiç adil değil, Tommy.
It isn't fair, wasting your youth.
Gençliğini harcaman doğru değil.
It isn't fair to your customers to have her model your things.
Müşterilerinizin giysileri onun üzerinde görmesi haksızlık.
Go on, that's fair enough, isn't it?
Hadi, böylesi âdil olur, değil mi?
It isn't fair!
Bu adil değil!
It isn't fair, it isn't nice
Adil olmaz bu, hiç de hoş olmaz
- It isn't fair.
- Bu adil değil.
It isn't fair.
Bu haksızlık.
If he isn't, it'll be a fair warning.
Ya değilse, Adil bir şekilde uyarırım.
- It isn't fair, giving up everything.
- Her şeyden vazgeçmen adil değil.
It isn't fair, Martin Pawley!
Bu haksızlık Martin Pawley!
It isn't fair and you know it!
Haksızlık ve bunun farkındasın!
Oh, Gil, it isn't fair.
Gil, bu adil değil.
Even if it's true, he said, it isn't fair to those who've had to stay on the island.
Doğru olsa bile, adada kalacaklar için adil olmayacağını söyledi.
I know it isn't fair. I just can't.
Evlenemem.
Now, Tom, that isn't fair to the police department, and you know it.
Şimdi, Tom, bu polis örgütüne insafsızlık olur, ve sen bunu biliyorsun.
And it isn't fair.
Bu yüzden, bu yaptığın adil değil.
You're trying to say it isn't fair.
Bunun haksızlık olduğunu söylemeye çalışıyorsun.
Are you on? It's a fair price, isn't it?
Dürüstüm değil mi?
It isn't fair!
Bu hiç adil değil!
Meaning it isn't fair to involve you.
Yani seni karıştırmak doğru olmaz diyorum.
That's fair, isn't it?
Bu yeterince adil, değil mi?
But it isn't fair.
Ama bu haksızlık olur.
It isn't fair.
Bu doğru değil.
It isn't fair.
Bu adil değil.
- Well, it isn't fair.
- Yani, adil değil.
If they are going to fight one against four it isn't fair!
Eğer onlar dörde karşı bir kişi ile savaşacaklarsa bu adil değil!
It isn't fair to fire in cold blood.
Soğukkanlılıkla ateş etmek adil değildir.
- It's just isn't fair!
Hayır! - Bu adil değil!
Now, that's fair enough, isn't it?
Sence de mantıklı, değil mi?
It isn't fair.
Hiç adil değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]