Miss me translate Turkish
6,979 parallel translation
Miss me?
Beni özledin mi?
Did you miss me today?
- Evet. - Özledin mi?
Did you miss me?
Beni özlediniz mi?
You miss me Kellogg?
Beni özledin mi Kellogg?
Didn't you miss me?
Beni özlemedin mi?
- YOU FUCKING MISS ME?
Beni özledin mi?
Miss me?
Özledin mi beni?
Miss me already?
Beni çok mu özledin?
Did you miss me?
Özledin mi beni?
So, did you all miss me?
Ee, hepiniz özlediniz mi beni?
Didn't ya miss me'?
Beni özlemedin mi?
- You miss me between drug deals? - Yeah
Uyuşturucu ticareti işlerinin arasında beni özlediniz mi?
You miss me.
Beni özlüyorsun.
Hope Miss Stackhouse pick out something cute for me.
Umarım Bayan Stackhouse bana güzel kıyafetler seçer.
But that's when Miss De Beaufort here tracked me down and found me in an abandoned wine cellar in the south of France.
Ancak tam o zamanlar, Bayan De Beaufort benim izimi sürdü ve beni Fransa'nın güneyindeki terk edilmiş bir şarap mahzeninde buldu.
It's like me in those moments when I miss India.
Hindistan'ı özlediğimde bana da öyle oluyor.
Miss, hi. Excuse me.
Hanimefendi, bakar misiniz?
With me, Inspector Terrence English. And assistant D.A. Miss Lopez.
Yanımda, Dedektif Terrence English ve Bölge Başsavcısı Asistanı Bayan Lopez.
Excuse me, miss.
Affedersiniz bayan.
"Tell them that I miss them for me."
"Onlara onları özlediğimi söyle."
It's the one thing I miss about modernity... an army to assist me.
Modernlikle ilgili tek özlediğim şey bu işte bana eşlik edecek bir ordu.
I was regretfully unaware of Miss Caroline's... affections... for me.
Maalesef Bayan Croline'nın bana olan... ilgisinden... bihaberdim.
Tell me, Miss Mills, is there more television of reality than this one program?
Söyle bana, Bayan Mills televizyonda bundan başka reality programı varmı?
Intimate, let me ask, do you miss her?
sormama izin ver onu özlüyor musun?
- Thank you, Miss Belier, to honor me with your presence.
Beni varlığınızla onurlandırdığınız için teşekkür ederim Bayan Bélier.
Remind me, Miss...
Bana adınızı hatırlatın, Bayan...
! I mean, just'cause you're mad at me right now doesn't mean I'm going to miss the wedding of someone I love.
Yani şu an sinirlerimi tepeme çıkardın sevdiğim birinin düğününü kaçırmak bir anlam ifade etmiyor mu?
'I have good men with me. Paddy and Andy are a great comfort,'though I miss home greatly.
'Yanımda iyi insanlar var.Paddy ve Andy benim için büyük şans,'buna rağmen evimi çok özledim.
Miss Cooke, if you want to help Ryan, help me.
Bayan Cooke, Ryan'a yardım etmek istiyorsanız, bana yardım edin.
You know, tonight is really bringing up How much I miss the old me.
Bugün bana eski günlerimi ne kadar özlediğimi hatırlattı.
- Excuse me, Miss Anna?
- Affedersiniz, Bayan Anna?
By way of example, if I'm not at the Cafe Monaco to toast the birthday of Miss Hermione Morton by 10 : 00, she's gonna use a butter knife to scalp me and not think twice.
Örnek olarak, Bayan Hermione Morton'un doğum gününü kutlamak için saat 10'da Cafe Monaco'da olmazsam heykelimi yapmak için tereddüt etmeden bir tereyağ bıçağını kullanacaktır.
You follow me, Miss Morton.
Beni izleyin, Bayan Morton.
Miss Susan's taken me in.
Bayan Susan beni yanına aldı.
Rose, will you tell me what Miss Morton said?
Rose, Miss Morton'ın ne söylediğini bana anlatacak mısın?
- I guess I just kind of miss having people up onstage with me.
- Sahnede yanımda başka insanlar olmasını özledim sanırım.
Uh, excuse me, miss Hanley?
Affedersiniz, Bayan Hanley?
You know, miss "I have blood all over me and I don't know who I am."
Şu bayan "üstüm başım kan içinde ve kim olduğumu bilmiyorum" varya...
Captain Gregson told me you're crossing with Miss Marsh.
Komiser Gregson bana Bayan Marsh'la atıştığını söyledi.
And if you're gonna shoot me, better aim good. 'cause if you miss, I will climb over this counter, tear off your head, and it'll be our new tip jar.
Ve eğer beni vuracaksan, iyi nişan alsan iyi olur çünkü kaçırırsan, tezgâhın üstünden aşar kafanı kopartırım ; ve bahşiş kavanozu niyetine kullanırız.
Excuse me, miss?
Af edersiniz, bayan?
Excuse me, miss,
Afedersiniz bayan.
A friend of yours told me it was one I couldn't miss.
Arkadaşlarından biri kaçıramamam gerekenlerden biri olduğunu, söyledi.
- Excuse me, Miss Chase? - Oh.
Affedersiniz Bayan Chase.
I've seen this all the time, and let me tell you something, Miss Berry.
Bunu çok gördüm. Ve sana bir şey dememe izin ver Bayan Berry.
- Makes me miss private practice.
- Avukatlık günlerimi özletti.
Stay with me. - Okay. - Miss Channing, stay with me.
- Channing, benimle kalın!
Miss Channing told me about her when I read her mind.
Bayan Channing aklını okuduğumda bana ondan bahsetti.
I'm nasty about Miss Baxter because she came here to help me and she's broken her word.
Bayan Baxter konusunda çirkinim çünkü buraya bana yardıma geldi ama sözünden caydı.
No, and you miss the next round for giving me attitude.
Hayır ve tavır takındığın için gelecek tur cezalısın.
Something tells me, they won't all miss him quite as much as you.
İçimden bir ses onların senin kadar özlem çekmeyeceğini söylüyor.