Morning sickness translate Turkish
226 parallel translation
I had morning sickness and your wife was there. She said my husband would have been happy, if I were married.
Bulantım vardı ve karın da dedi ki evli bir kadın olsaymışım kocamı mutlu edermişim.
- No morning sickness?
- Sabah bulantısı yok mu?
Morning sickness!
Sabah bulantısı!
No morning sickness.
Sabahları kusmak yok.
I had never experienced morning sickness until now.
Daha önce hiç sabah bulantısı yaşamamıştım.
And I've been having morning sickness all week.
- Ve hafta boyunca sabahları hasta kalktım.
But she's had morning sickness all week...
- Ama hafta boyunca sabah bulantısı vardı.
I doubt she ever told him, but I seen her with the morning sickness.
Onun July'ye söylediğinden emin değilim. Fakat onu sabah bulantısı çektiğini gördüm.
Peach seen her with the morning sickness.
Peach onun sabah bulantıları çektiğini görmüş.
When a woman gets dizzy spells. And gets morning sickness.
Bir kadın başdönmesi hissediyorsa ve halsizlik varsa.
Gee, I hope you don't get morning sickness again.
Umarım yine sabah bulanıkların olmaz.
Morning sickness.
Hamilelikteki sabah bulantıları.
For starters, she knew that I felt bloated had morning sickness, and that my nipples hurt.
İlk olarak benim şiş hissettiğimi sabah bulantılarım olduğunu ve meme başlarımın ağrıdığını bildi.
I remember Sister Mary Margaret puking in church and Betsy saying it was morning sickness.
Hatırlıyorum, Rahibe Mary'nin kilisede kustuğunu... Betsy'nin de "hamile de ondan" dediğini...
That's morning sickness. It'll pass.
Bu, sabah bulantısı.
The morning sickness, the mood swings.
Sabah bulantıları, ruh hali değişiklikleri...
Just because you don't want to get morning sickness, right?
Sırf bulantı çekmemek için değil mi?
It's just morning sickness.
Sadece sabah bulantısı.
I guess the extra weight, the morning sickness the mood swings the medical examinations- - they aren't reminders enough.
Fazladan ağırlık, sabah bulantıları ruh halindeki değişiklikler sağlık denetimleri sanırım yeterince hatırlatıyordur.
So, um, any morning sickness?
Peki, sabah bulantısı var mı?
Morning sickness?
Sabah mahmurluğu?
Morning sickness.
Sabah mahmurluğu.
Well, I was that too. But that was from morning sickness.
Ben de öyle sanmıştım ama meğerse sabah hastalığındanmış.
Morning sickness.
Sabah bulantısı.
She should be past morning sickness.
Mide bulantısı vakti geçmiş olmalı.
Your joys, hopes, morning sickness, sonograms, even the birth.
Neşene, umutlarına, mide bulantına, sonograma, hatta doğuma.
I would, but I get my morning sickness in the evening.
Ederdim ama sabah bulantılarım akşamları oluyor.
I mean, morning sickness, labor.
Sabah bulantıları, doğum.
No morning sickness?
Sabah rahatsılığı?
No... No morning sickness.
Yok... kalmadı.
- Morning sickness?
- Sabah bulantısı mı?
Not even morning sickness.
Bulantı bile.
I thought I was past morning sickness.
Mide bulantılarım bitti sanıyordum.
Got any morning sickness?
Kustun mu hiç?
Last week, he brought this girl over, and I talked to her about morning sickness.
Geçen hafta eve bir kız getirdi, ben de kıza sabah bulantılarımdan bahsettim.
Why do they call it morning sickness when it's all day long?
- Bu iş bütün gün sürerken, niye sabah bulantıları derler anlamam.
Bad morning sickness every now and then, but other than that it's all good.
Arada bir sabahları midem bulanıyor. Başka bir sıkıntım yok.
I have morning sickness.
Sabah kırgınlığım var.
There's a little bit of morning sickness out right now, but it should clean up as the winds pick up...
Denizde şimdilik biraz sabah bulantısı var... "Pipeline'a 7 gün kaldı sıkı çalış, ha gayret" ama rüzgar arttıkça herhalde düzelir.
Morning sickness?
Sabah bulantısı?
Why do they call it morning sickness if it lasts all day?
Eğer tüm gün sürüyorsa neden buna sabah bulantısı diyorlar?
- Morning sickness, Leo.
- Sabah bulantısı, Leo.
But I have morning sickness and I have on underwear that goes up to there.
Yine de sabah bulantılarım var ve iç çamaşırım ta burada.
Look, morning sickness sucks.
Bak sabah bulantıları çok kötü.
Except for the morning sickness that can't tell time.
Sabah bulantılarının zamansız olması dışında.
She got terrible morning sickness.
Sabah çok kötü kalkmış.
Morning sickness
Mide bulantısına.
- That was morning sickness.
- O sabah bulantısıydı.
Morning, sickness.
Günaydın başağrısı.
The next morning I recovered from my see-Big sickness, while downtown, Samantha realised maybe her ship had sailed.
Ertesi sabah Büyük'ü Görme Hastalığını atlatmıştım. Bu arada Samantha artık gemiyi kaçırdığını düşünüyordu.
I didn't expect it of myself, but I actually loved everything about being pregnant... even the morning sickness... ( CHUCKLES )... even though my ex-husband was a total fucking asshole... prick.
Sabah ki mide bulantılarını bile. Eski kocamın tam bir baş belası hergele olmasına rağmen.