English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Not you as well

Not you as well translate Turkish

1,201 parallel translation
If I'm not mistaken, it sounds like you know a thing or two about tethers, as well.
Eğer yanılmıyorsam, asansörler hakkında bir-iki şey biliyorsun..
Well, there's just not a lot of dynamite ladies out there... anywhere you look, Mickey, as we both know.
Baktığın her tarafta o kadar fazla dinamit kadın yok Mickey.... İkimizin de bildiği gibi dostum.
To make the journey and not fall deeply in love, well, you haven't lived a life at all.
Aşka yolculuk yapmadan, sırılsıklam aşık olmadan. Tabi, henüz hayatını yaşamadın.
If you will not fight, then you will die as well.
Dövüşmezsen sen de öleceksin.
- Not as well as you.
Senin kadar iyi değilim.
Have you considered you not only risk our lives, you risk Phillippe's as well?
Dostum, sadece bizim değil, Phillippe'in de hayatını tehlikeye attığını düşündün mü peki?
Are you not reading as well as not writing?
Yoksa mektuplarımı da mı okumuyorsun?
Not only from you, but from my people, as well.
Sadece sizden değil, ayrıca bizdende,
Well, be that as it may, after camp came football, and for those of you who didn't follow the sports pages back in 1977, you might not remember the peewee powerhouse of oklahoma, who, under the leadership of yours truly, managed to roll to an auspicious league record of 0 for 12... scoring exactly not one damn touchdown.
Neyse, kamptan sonra da futbola başladı ve 1977'de spor sayfalarını takip etmeyenleriniz Oklahoma'nın PeeWeee Powerhouse'unu hatırlamayacaktır, sizlerin de desteğiyle 12-0 Iık müthiş bir rekora imza atmayı başarmışlardı hem de tek bir sayı bile atamadan.
Tell me, as well as Ambassador, are you not also a Bishop?
Mösyö Alvaro! Öyleyim lordum.
Well, I guarantee you she's not, and she never will be.
Sana aşık olmadığını garanti ederim. Ve asla da olmayacak.
In return for certain considerations you'll get not only my DNA sequence you'll get the DNA from as many telepaths as you want until you find the sequence that combines well with your DNA to let your people start breeding telepaths.
Belli ihtiyaçlarımızın karşılanması halinde sadece benim DNA zincirimi değil istediğin kadar telepatın DNA'sını alabilirsin. İçlerinden biri sizin DNA'nızla birleşene ve kendi telepatlarınızı yetiştirene kadar deney yapabilirsiniz.
I think, in that respect, he does not know you as well as he should.
Bu durumda, seni yeteri kadar iyi tanımadığını düşünüyorum.
Because you feel like you're not in control hey, you may as well go even further out of control.
Kontrolünü kaybettiğin için "battı balık, yan gider" diye düşünüyorsun.
But what I can tell you is that, well, New York, the city as well as the university, well, New York, the city as well as the university, can be a little overwhelming, can be a little overwhelming, and is often best suited for the independently minded student, and is often best suited for the independently minded student, and your parents seem to imply that you might not fit into that category.
Ama benim sana söyleyebileceğim, New York bu şehir ve bu üniversite bazen ağır gelebilir ve burası daha çok özgür ruhlu öğrencilere uygun bir okuldur.
"There's not a damn thing you can do about it " so you might as well just sit back and wait and see what happens. "
Yapabileceğin hiçbir şey yok o yüzden arkana yaslanıp neler olacağını izle ve gör. "
Not only do you believe this horse pucky that we create you broadcast it as well.
Bizim yarattığımız bu saçmalıklara sadece inanmakla kalmıyor, bir de bunları yayıyorsunuz.
He's of the same opinion as you, by the way. That she's not well.
Bu arada seninle, Cassandra'nın iyi olmadığı yönünde aynı görüşte.
Yeah? Well, not everybody's as lucky in the looks department as you and me.
Herkes, senin benim gibi güzellikten yana şanslı olmuyor.
First you're judged as a person, and then you become a parent... and not only are you judged as a person, but you're also judged by how well your children are doing.
İlk önce bir kişi olarak yargılanıyorsun, ve sonra bir aile oluyorsun o zaman da bir kişi olarak yargılanman yetmezmiş gibi bir de çocuklarının yaptığı işlerden yargılanıyorsun.
- Without trust, you might as well not come.
- Güven yoksa eğer, gelmeyin daha iyi.
She may not be pretty like you, but she gives as well as receives.
Senin kadar canayakın olmayabilir, ama aldığı kadar vermeyi de bilir.
You continue to listen to your music at that level... then you're going to damage not only your ears... but your neighbors'ears as well.
Bu kadar yüksek sesle müzik dinlerseniz, yalnız... kendi kulaklarınıza değil komşuların kulaklarına... da zarar verirsiniz.
Yes, well, you're not helping matters much.
Yes, ama asıl meseleye pek yardım etmiyorsun.
You think you'll save her as well, but that's not true.
Onu da koruyabileceğini sanıyorsun ama yapamıyorsun.
In order to become a perfect vessel for love one has to cease all activity. Not only physical, but mental as well. It's only when you've reached that state of emptiness that you're ready, at last, to be filled with love.
Bu sadece boşluk durumuna eriştiğin zamandır...
I am not as neurotic as I seem. Well, actually, I am. I hired you to get Greg and now I want you.
Tamam, seni Greg'i elde etmek için tuttum ama çok fazla kahve içiyorum ve...
Well, I'm glad that it makes you feel better but as good of friends as they are, they're not family.
İyi hissettiğine sevindim ne kadar iyi olsalar da aile değiller.
Look here, Crane, if you're not gonna feed us, we might as well take the vote right now.
Karnımızı doyurmayacaksanız, oylamayı hemen yapalım Crane.
Well, it's not really appropriate for me to act as your therapist, but if it's just advice from a friend that you need,
Terapistliğini yapmam uygun olmaz Ama bir arkadaştan tavsiye istiyorsan, seni dinlemeye hazırım.
Oh, we're-We're not as well off as you think.
Biz... biz senin düşündüğün kadar varlıklı değiliz.
Then you might as well give up now. Because the minute the Dominion knows you will not attack your own people, they'll station Cardassians at every base they have.
O zaman şimdi pes etseniz iyi olur çünkü Dominion, kendi halkınıza saldırmadığınızı fark ettiği anda tüm üslerine bir Cardassian yerleştirecektir.
You know as well as I do that the rules forbid entry or exit of the sector before the final challenge, wounded or not.
Siz de benim kadar son sınavdan önce bölüme giriş-çıkış olmayacağını biliyorsunuz, yaralı olsa da olmasa da.
If you were to do battle with Indrujid, it would harm not only your bodies...,... but your souls as well.
Eğer Indrujid'le savaş yaparsanız, bu sadece bedenlerinize değil, ruhlarınıza da zarar verecek.
- Well, if you're watching this tape... it means, as I feared, I did not survive these killings... here at Windsor College, and that giving up my virginity... to Karen Kolchakat the video store was probably not a good idea.
- Eğer bu kasedi izliyorsanız korktuğum başıma gelmiş, artık hayatta değilim ve burada Windsor Koleji'nde öldürülmüşüm demektir. Bekâretimi videocuda çalışan kız Karen Kolchak'e verdim. Bu belki de iyi bir fikir değildi.
If you're not going to help me then you might as well....
Bana yardım etmeyecekseniz hiç değilse...
It's a chance to put back what you took and maybe, it'll not only result in the building of a restaurant but the building of character as well.
Bu, aldığınızı yerine koymak için bir şans. Ve belki, sadece belki, ortaya yalnızca bir lokanta değil birer de karakter cıkabilir.
It's not enough to live off my charity, you steal from me as well?
Dinlenmelisin.
Well, I'm not so sure. You know, as I travel around the country, I see on television guys that would make good game show hosts.
Ülkede yolculuk ederken oldukça iyi program sunabilecek adamlar görüyorum.
I can tell you that as more Bruce Lee films are shown the audience will soon realize not only in acting ability but in physical skill as well, they will see the difference.
Şunu söyleyebilirim ki, Bruce Lee filmleri gösterildikçe seyirci, rol yapma kabiliyetinden öte fiziksel kabiliyeti anlayacak ve farkı görecektir.
As fortaking my son to a ball game - - well, if your straight husband took your daughterto a women's basketball game, and you were concerned about daddychecking out the point guard's glutes ; you'd have issues to work onwith your husband, straight or not.
Eğer senin heteroseksüel kocan kızını bayanlar basket maçına götürüyorsa, ve savunmanın kıçını izliyorsa, kocanla sorunlar yaşarsın.
You may not know me as well as you think.
Beni zannettiğin kadar iyi tanımıyor olabilirsin.
Leo, do you think that I could write a spell that could not only send me back to the past, but give me complete control over my actions as well?
Leo, sence beni geçmişe göndermekle kalmayıp bana hareketlerim üstünde tam kontrol verecek bir büyü yazabilir miyim?
Just give me the recommendation that you see fit because if anyone at that university knows you as well as I know you it's not gonna count for much anyway.
Bu yüzden istediğiniz görüşü yazabilirsiniz. Çünkü sizi benim yarım kadar bile tanıyorlarsa zaten fazla dikkate almayacaklardır.
Well, maybe you're not as good a father as me, huh?
Peki, belki de sen benim kadar iyi bir baba değilsindir, huh?
So not only do you betray people's trust, you look through their personal things as well?
Demek sadece insanların güvenine ihanet etmiyorsun... -... aynı zamanda şahsi eşyalarını da karıştırıyorsun?
So, you're in favor of it? I've never really been the president of the Mel fan club, but she does seem to make you happy, and as we were reminded this morning, life is not to be taken in baby steps. Well...
Bunu destekliyor musun yani?
Well, shocking as this seems, Keller, not everything on the planet has to do with you.
Belki sana şaşırtıcı gelebilir ama Keller, evrendeki her şeyin seninle bir ilgisi yok.
Well, had you been more attentive to my lessons when you were a boy, you would not be so gullible as a man.
Çocukken derslerimi daha dikkatli dinleseydin, adam olduğunda bu kadar saf olmazdın.
Well, if you're not here to tell me it's all a big mistake, I might be a little glum.
Aslında, herşeyin çok büyük bir hata olduğunu söylemeyeceksen, suratım biraz asık olabilir.
Not only do I not want to risk losing what you still carry of Jolinar, but..... I've grown quite fond of you as well, Sam.
Bu durum sadece hala Jolinar ile ilgili taşıdıklarını riske atmak değil,..... aynı zamanda seninle ilgili de hislerim var, Sam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]