Online translate Turkish
7,648 parallel translation
Oh, you did? They're online. Oh.
Kimsenin onun hayatında yeri yok.
- She did an online poker thing. - Okay. And she's really great at it.
İnternette poker oyununa girdi ve çok iyi oynuyor.
But they messed with my dad's job, they leaked photos of my sister online, they stole our identities, Vee.
Babamı işinden edip kız kardeşimin fotoğraflarını internete koydular kimliklerimizi çaldılar Vee.
Ooh, I read about this online.
Bu çevrimiçi hakkında okudum.
Well, that's why you post your little videos online, isn't it?
Bu yüzden küçük videonuzu internete yüklemediniz mi?
And the corporations package it up and sell it online.
Ve şirketler internet üzerinden satabilmek için paketliyor.
Jenny, the door is back online.
Jenny, kapı tekrar çevrimiçi duruma geldi.
Seems like you've been having a good old time, judging by your half-naked photos that I saw online.
İnternette gördüğüm yarı çıplak fotoğraflarına bakılırsa iyi vakit geçiriyorsun gibi duruyor.
But your talks with her are all online, which means that your chats are broken up into 10,000 little bytes and pieces.
Ama sohbetleriniz internet üzerinden. Yani konuşmalarınız 10,000 küçük bayta bölünmüş durumda.
- Be sure to add that to your online dating profile.
Bunu online randevu profiline eklediğinden emin ol.
I just spiked this motherfucker that was taking shit to me online the other day.
Geçen gün internette bana laf atan götü yakaladım.
It's online.
Online olcak.
Status online with social media.
Sosyal medya durumları.
No, I looked online. Too many side effects.
Hayır, internette çok yan etkisi olduğunu gördüm...
I just ordered them online.
İnternet'ten aldım.
Did you try the online message boards?
Online mesaj panolarını denedin mi?
Why don't you have, like, an online profile?
İnternetten çalışsan olmuyor mu?
We were gonna do it ourselves through one of those online brokerage websites.
İnternetteki bu simsarlık sitelerin birinden hallederiz.
He's bringing it online!
Devreye girmek üzere!
Go online or call now to give your monthly...
Web sitesinden veya telefonla arayarak, aylık...
I've even been selling some of them online, which has been a cool new experience.
Bazılarını İnternet'te satıyorum, bu da yeni ve güzel bir tecrübe oldu. SATILDI
The pods are online.
Bölmeler devrede.
He puts barbecue pictures online.
Mangal başındaki fotoğraflarını internette paylaşıyor.
In an online poll we took earlier today shows that the super-vigilante currently enjoys a higher approval rating than Mayor Randolph.
Bugün erken saatlerde yaptığımız bir online ankette de, süper-kanunsuz, Belediye Başkanı Randolph'tan daha çok oy alıyor.
Gateway system is online.
Geçit sistemi aktif.
Just as soon as the transfer's complete and we're back online.
Devir bittiginde, baglandigimizda yapacagim.
Now that we've imprisoned the master of time and space, we are ready to put him online.
Zamanin ve uzayin efendisi tutsagimiz olduguna göre onu baglayabiliriz.
What does he mean by online?
Baglamak derken ne demek istedi?
Now that we've imprisoned the Master of Time and Space, we are ready to put him online.
Artık uzay ve zamanın efendisi elimizde olduğuna göre onu kullanmaya hazırız.
Evo regeneration grid online.
Evo yenilenme bağlantısı.
Satellite video feed is online.
Uydu bağlantısı kuruldu.
The Asset is online.
Ajan ile bağlantı kuruldu.
CCTV feed is online.
Güvenlik kameralarına bağlanıldı.
If he puts those files online, operations will be compromised and people will die.
Dosyaları nete yüklerse operasyonlar açığa çıkar ve insanlar ölür.
They sat it out because you were harassing them online!
Oturdular, çünkü internette onları taciz ediyordun!
I can also be viewed online.
Netten canlı olarak da izlenebiliyorum.
Bring her back online.
Kızı yeniden çalıştır.
I checked him out online.
Doktora internette baktım
The oldest was three years ago, an online harassment case over in Somerville.
En eskisi üç yıl önce, Somerville'deki online taciz davasında.
Did you find anything online about this Fear Club?
Korku Kulübü hakkında bir şey buldun mu?
Her online presence has been totally scrubbed.
Onun online varlığı tamamen temizlenmiş.
I checked online.
İnternetten baktım.
I'm working on that with my online therapist.
Online terapistimle bu konuda çalışıyoruz.
Or you can action your information online.
Ya da bilgilere internetten ulaşabilirsiniz.
I looked up Lamaze classes online.
İnternetten Lamaze doğum yöntemi derslerine baktım.
She also likes to look up recipes online and go, "Who's got the time?"
Ayrıca internetten yemek tariflerine bakıp "Kimin vakti var bunlara ya! ?" diyor.
Ooh, or you know who just looked me up online?
Ya da internetten kime bakayım biliyor musun?
I just had a bad loss in an online poker game.
İnternetteki poker oyununda da sağlam kaybettim zaten.
We're putting them online.
İnternette yayınlayacağız.
Dewey needs Kalloor's cooperation to bring it online.
Dewey'nin programı devreye sokması için Kalloor'un işbirliğine ihtiyacı var.
- A beautiful idea, to create a place, online...
- Sanal bir mekan yaratmak,...