Play with me translate Turkish
2,259 parallel translation
Don't play with me.
Oyalanma benimle! Beni oyalama!
And you wanted to play with me- -
- Sense benimle oynamak istedin.
White kids won't play with me cos I'm Asian.
Beyaz çocuklar Asyalı olduğum için benimle oynamıyorlar.
He just play with me.
Bunu nasıl yapar!
Come play with me.
Gel oyun oynayalım.
And you would please me... if you'd play with me.
Ve sen de benimle oynarsan beni memnun edersin. Otur.
Hey, babe, you want to come to a play with me tomorrow night?
Bebeğim, yarın akşam gelip benimle oynamk ister misin?
Do you want to play with me?
Benimle oynamak ister misin? "
" Perhaps you could play with me, Wendy said hopefully.
Wendy umutla, "Belki benimle oynayabilirsin," dedi.
Don't you want to play with me?
Benimle oyun oynar mıydın?
They want to play with me.
Benimle oynamak istiyorlar.
And Lloyd, that little queen who I welcomed into my home and allowed to play with my children and care for my dog, and who left me for those two scumbags, I would tie him up and allow the entire Screen Actors Guild to anally rape him if not for the fact that I know he would enjoy it.
Ve Lloyd'u, o küçük kraliçeyi evime aldığım adamı çocuklarımla oynamasına ve köpeğime bakmasına izin verdiğim beni o iki pislik için bırakan adamı eğer hoşlanmayacağını bilsem, tüm aktörler birliğine götten siktirirdim.
Any chance you could help me with the arrangements, maybe play piano?
Bana bazı ayarlamalar konusunda, piyano çalman gibi, yardım edebilme şansın var mı?
- It was your idea for me to play with Murray.
- Murray ile oynamam senin fikrinmiş. - Yani -
I love you so much right now I may even let you play golf with me.
Şu an seni o kadar seviyorum ki benimle golf oynamana bile izin verebilirim.
And in there, my father played with me just like any father would play with his son.
Oradayken babam, her babanın yaptığı gibi benimle oyunlar oynardı.
Then play a game with me.
O zaman benimle bir oyun oyna.
Hey, don't play the race card with me.
Bana azınlık numarası yapma.
I'll be fine with my high-fat foods, which will eventually kill me, and my play, which is obviously never going to happen.
Sonunda beni öldürecek çok yağlı yiyeceklerim ve hiçbir zaman sahnelenmeyecek oyunumla ben iyiyim.
Let me play poker with you and the girls.
Seninle ve kızlarla poker oynamak istiyorum.
Don't play stupid with me, stubbles.
Bana aptallık numaraları çekme.
Don't play games with me.
Benimle oyun oynamayın!
I was hoping you could come play hookey with me.
Benimle birlikte okulu asabileceğini umuyordum.
It's a big mistake Lucas, to play games with me.
Benimle oyun oynaman büyük bir hata Lucas.
Don't play dumb with me.
Bana aptal numarası yapma
Please don't play this game with me.
Lütfen benimle oyun oynama.
- Don't play innocent with me.
- Ya aman, namus numarası yapma bana şimdi.
Don't play innocent with me.
Bana masum numarası yapma.
Since you're on the same side as me you'll have to work with me and on this road to a new Republic you will play a pivotal role
Bütün önemli insanlar, nükleer savaş konusunda benimle hemfikir. Yeni dünyayı inşa ederken, benimle çalışarak bu oluşumun önemli bir parçası olacaksın.
Daddy, Ji-oh won't let me play with it.
Baba, Ji-oh benim de oynamama izin vermiyor.
And as for me, I got a beautiful wife, four great kids, play music with my friends, and still surfing - in Ventura.
Ve bana gelince, güzel bir karım, dört harika çocuğum var, dostlarımla müzik yapıyorum, ve hala sörfle uğraşıyorum Ventura'da.
I just want you to play music with me.
Sadece benimle müzik yapmanı istiyorum.
Well, then Frank D. gives me a gig at The House, and I play with him.
Frank D. bana The House'da konser ayarlayacak ve onunla çalacağım.
Well, you're gonna have to come play a duet with me sometime.
Bir ara benimle düet yapmalısın.
Do not play doctor with me.
Benimle doktorculuk oynama.
Don't play coy with me, counselor.
Bana ayak yapmayın, avukat hanım.
But, there's no kids back there for me to play with.
Ama orada oynayacak çocuk yok.
Come on, Einstein, to play with the Wii and help me a little.
Einstein, Hadi, Wii ile oynamak için ve bana biraz yardım eder.
- Do not play games with me.
Hadi ama Thomas. Benimle oyun oynama.
Me? Don't- - don't- - don't play games with me.
- Benimle oyun oynama, tamam mı?
If I don't play along with your little game here, Dr. Naehring's gonna turn me into one of his ghosts.
Senin oyununu oynamazsam Dr. Naehring beni hayaletlerinin arasına katar.
- Don't play games with me.
- Benimle oyun oynama.
Remind me never to play poker with you.
Hatırlat da seninle asla poker oynamayayım.
My mom doesn't let me play with makeup any more.
Annem makyaj malzemeleriyle oynamama artık izin vermiyor.
With me you can no mothers and fathers play.
- Toplan ve annene dön
And when they weren't here, He would play ping-pong with me.
Ve ben buraya geldiğimde benimle masa tenisi oynardı.
- Dad, come play Legos with me.
- Baba, benimle lego oynasana.
When you play hide n seek with me, it creates magic in my heart..
Benimle saklambaç oynarken kalbim pır pır atarr...
And in the next, you play politics with me!
Sonra da politik oyunlarına alet ettin!
Who slowly melted it? Man of pleasure... I'm a skin instrument, play me... Who is the maiden with lovely dimples...
# Bu güzel gamzeli kız da kim?
Please play this game with me, or I'll just gonna tell you!
Lütfen bu oyunu oynayalım yoksa kendim söylerim.