Please don't worry translate Turkish
327 parallel translation
Oh, please, don't you worry about my decisions.
Lütfen! Kararlarım hakkında endişelenmeyin.
[Catalina] Please don't worry.
Lütfen endişelenmeyin.
And please don't worry about the Strumps.
Ayrıca Strump'lar konusunda endişe etme.
Don't worry, please.
Lütfen endişelenme.
- Don't worry. You'll find her. - Please!
Endişelenme onu bulursun bir gün.
Don't worry, please.
Lütfen, merak etme.
If you and Mr. Ridgely have any business to talk over, please go right ahead and don't worry about me.
Bay Ridgely ile iş konuşacaksanız devam edin, beni düşünmeyin.
- Please don't worry. - l'll bring it to you. - No.
Sorun değil... sana tekrar gönderirim.
Please, don't worry about anything.
Lütfen hiçbir şey için endişelenme.
- Please, don't worry, Lieutenant.
- Endişelenmeyin Teğmen.
- Don't worry about it, please.
- Onun için endişelenme, lütfen.
Nick, please don't make me worry too much.
Nick, lütfen beni çok fazla kaygılandırma.
And please... don't worry.
Ve lütfen... Endişelenmeyin.
Please don't worry.
- Ama lütfen.
DON'T WORRY ABOUT IT, PLEASE.
Bunun için üzülme, lütfen.
Sir, please don't worry about that.
Bayım, lütfen bu konuyu dert etmeyin.
Please, please don't worry about it.
- Lütfen, lütfen hiç dert etmeyin.
Please don't worry.
Lütfen hiç endişe etme.
- Please don't worry.
Hayır! Endişelenmeyin lütfen.
- Please don't worry about that
- Sen bunları dert etme.
Please, please. Don't worry.
Bundan endişeniz olmasın.
Margaret, please- - Don't worry about it, Margaret.
Margaret, lütfen- - Endişelenme, Margaret.
Don't worry about hurting me, please.
Lütfen, beni yaralamasından endişe etme.
Please don't worry about it.
Lütfen o kunuda üzülme.
Please don't worry.
Lütfen kaygı duyma.
Please don't worry about me, darling.
Lütfen beni merak etme sevgilim.
- ( sobbing ) - ( Josefa ) Please don't worry, Emma.
Lütfen, Emma, korkma.
Please don * t worry.
Lütfen üzülme.
No, don't bother about me. Don't worry, please.
Benim için endişelenme, lütfen.
Ally, please don't worry.
Ally, lütfen endişelenme.
But, Susie, I... Don't worry, I'll get over Steve, but please, don't play the martyr.
Steve elimden gidecek diye endişelenmiyorum fakat lütfen kutsal şeyleri alet etme.
Please, please don't worry, Mrs Preston.
Lütfen, lütfen endişelenmeyin, bayan Preston.
Please, just don't worry, huh?
Lütfen, endişelenmeyin.
Stavros, please don't take offense at what I'm gonna say but it seems to me that you have some worry. Some secret that you're not...
Stavros, lütfen söyleyeceklerime gücenme ama bana öyle geliyor ki sen biraz kaygılısın sanki gizli bir şey var ve sen...
Don't worry, please.
Lütfen boş verin bunları.
Please don't worry about my son.
Lütfen oğlum için endişelenmeyin.
Don't worry a bit. It... Forgive us, please.
Hiç üzülmeyin Bizi affet, lütfen.
Don't worry about me, please take care of your mother.
Benim için endişelenme, annenle ilgilen lütfen.
Please don't worry.
Lütfen endişelenme.
Please don't worry.
Lütfen merak etme.
No, no, don't worry. No, please.
Lütfen.
Please don't worry.
Merak etmeyin.
Please don't worry
Lütfen endişelenmeyin
Please don't worry about it.
Lütfen, bu konuda endişelenme artık.
Please, don't worry.
Lütfen endişelenme.
Please, don't worry about me.
Lütfen benimle ilgili endişelenmeyin.
Goodbye, Mrs. Brandt, and please... don't worry.
Hoşça kalın, bayan Brandt. Ve lütfen endişelenmeyin.
- Don't worry at all, please.
- Rahatsız olmayın, lütfen.
Please don't worry, ladies and gentlemen.
Buyurun.
Please, don't worry about me.
Belki biraz uzanmak istersiniz.
Please don't worry.
Lütfen, endişelenme.
please don't kill me 179
please don't touch me 30
please don't hurt me 189
please don't leave 64
please don't be mad at me 43
please don't cry 105
please don't hate me 28
please don't leave me alone 16
please don't 1382
please don't shoot me 34
please don't touch me 30
please don't hurt me 189
please don't leave 64
please don't be mad at me 43
please don't cry 105
please don't hate me 28
please don't leave me alone 16
please don't 1382
please don't shoot me 34