Sure we are translate Turkish
2,317 parallel translation
Yeah. Yeah, sure we are.
Evet, tabii ki.
I'm pretty sure We are not on earth anymore.
Artık dünyada olmadığımıza kesinlikle eminim.
But first, we make sure the hostages are safe.
Ama öncelikle rehinelerin güvenliği sağlanmalı.
Even tonight we can be sure there are government agents among us.
Şu anda bile hükümet ajanlarının aramızda olduğundan emin olabiliriz.
Are we sure it wasn't rebels?
İsyancılar olmadığına emin miyiz?
Time streams, I'm not quite sure where we are...
- Zaman akışları işte, tam olarak neredeyiz bilmiyorum...
In fact, these centers could not only exist in the community in the way we see local stores today but specialized access centers would exist in specific areas where often certain goods are utilized saving more energy with less repeat transport. And once this Demand Tracking System is in order it is tied into our Production Management system and, of course, into our Resource Management system hence creating a unified dynamically updating global economic management machine that simply makes sure we remain sustainable starting with securing the integrity of our finite resources moving to make sure we only create the best most strategic goods possible while distributing everything in the most intelligent and efficient way.
Doğrusu bu merkezler, bugün alışık olduğumuz yerel dükkânlar şeklinde var olamaz fakat alanında uzmanlaşmış merkezler, bazı malların, daha az tekrarlanan nakliyatla daha çok enerji tasarrufu yapılması amacıyla daha çok kullanıldığı özel alanlarda bulunabilirler ve bu Talep Takip Sistemini düzenli bir biçimde Üretim Yönetimine ve, tabii ki, Kaynak Yönetimini sistemimize bağlamak ve böylece sürdürülebilirliği sağlamak için sınırlı kaynaklarımızın bütünlüğünü güvence altına almayla başlayan ve en iyisini yarattığımızdan emin olana kadar devam eden her şeyi en zeki ve etkili bir biçimde dağıtırken en elverişli malları kullanmayı mümkün kılan ve sürekli güncellenen bir "küresel ekonomik yönetim bilgisayarı" yaratılacaktır.
We need to be sure, that they are not potential danger for us.
Bizim için tehlikeli olmadıklarından emin olmalıyız.
They are aware of our coming and we could be sure of the our cming to great us
geliyorlar ve bizim onlarla başa çıkabileceğimizden emin olmam gerekiyor
( Jay ) Are you sure you know where we are?
( Jay ) Nerede olduğumuzdan emin misin?
'Ladies and gentleman if you could just make sure your seatbelts'are fastened as we've just been given clearance of take off.'
'Bayanlar baylar, kemerlerinizi taktığınızdan eminseniz...'... kalkış iznini almış bulunmaktayız.'
- Are you sure there's nothing we can do?
Yapabileceğimiz bir şey olmadığından emin misin?
We are pretty sure you were. Conceived in the bathroom at a Paul McCartney concert.
Sana Paul McCartney konserinde oradaki tuvaletlerin birinde hamile kaldığımdan emin gibiyiz.
We have one dead and two are scared to death, them we must first make sure.
Bir ölümüz, iki de ölümden korkan adamımız var önce onları sağlama almalıyız.
We are not sure.
Emin değiliz.
Are you that sure we won't?
Sen bulamayacağımızdan o kadar emin misin?
It's not what I want either, but if we have to go, I'll do whatever it takes to make sure you and Carl are okay.
Ben de bunu istemiyorum ama gitmemiz gerekirse senin ve Carl'ın sıhhati için elimden gelen her şeyi yaparım.
Are we looking at a teachable moment? Sure.
- Öğretilebilir bir ana mı bakıyoruz?
Luis, are you sure that you get this, because we can go over it again.
Luis anladığına emin misin çünkü yeniden anlatabiliriz.
So, I'm not sure what we are to take from these photos.
Bu fotoğraflardan ne anlamamız gerektiğini pek kavrayamadım.
The narwhal have gone but the hunters are still pretty sure that they're going to come back, and we're still waiting, and we're all getting very tired.
Deniz gergedanı gitti ama hala geri geleceğinden eminler. Hala bekliyoruz ve hepimiz çok yorulduk.
- I mean, are we sure about this tip?
- Yani bu istihbarattan emin miyiz?
As I was saying, we like to meet with each of you individually to make sure that your stories are consistent.
Dediğim gibi, ikinizle tek tek görüşüp hikayelerin tutarlı olmasından emin olmak istiyoruz.
We needed a DNA sample to make sure you are who you say you are.
Siz olduğunuzu anlamak için DNA örneği almak durumundayız.
Are you sure we got the right guy?
Doğru adamı getirdik değil mi?
- Are we absolutely sure?
- Emin misin peki?
are you sure we're doing this for the right reason, that you're not trying to prove a point to Shepherd, maybe?
Belki de Shephard'da bir şeyi kanıtlamak için yapıyor olmayasınız?
- # We'll do it all - We need to make sure... How are her vital signs?
d Hepimiz yapıyoruz d
Are you sure we're fighting Tang troops?
Tang birlikleriyle savaştığımızdan emin misin?
And we are here to make sure of it.
Bunu garantiye almak için geldik.
Are we sure it's him?
Onun olduğuna emin misin?
Are you sure about that? Because the last time we spoke you were pretty scared that I was gonna ruin it.
Çünkü son konuştuğumuzda mahvetmemden korkuyordun.
We have to make sure the kids are okay.
Çocukların iyi olduğundan emin olmalıyız.
- Are we ready? - Sure.
- Hazır mıyız?
Or are you keeping guard, making sure that we don't slip in and let nature take its course?
Yoksa aradan sıvışıp işi doğal yoldan bitirmeyelim diye nöbet mi tutuyorsun?
We need to make sure all the doors. ... and the windows are locked.
Bütün kapı ve pencerelerin kilitli olduğundan emin olmalıyız.
We want to make sure that all of your tools are excluded as murder weapons.
Aletlerinizin cinayet silahı olmadığından emin olmak istiyoruz.
Let's make sure that the dresses we checked are the ones they actually wore.
Dün de gerçekten bu elbiseleri giydiklerinden emin olalım.
Look I am sure that you are a good cop and all, but if we're going to do this, I want to make sure you're not going to screw it up.
Bak iyi bir olduğundan eminim ama eğer bunu yapacaksak, bunu berbat etmeyeceğine emin olmak istiyorum.
And again, I apologize to this court, but are we sure the other juror overheard me?
- Petie? Mahkemeden tekrar özür diliyorum ama bu jüri üyesinin söylediklerimi duyduğuna emin misiniz?
We're ready. Are you sure about this?
Bu konuda kararın kesin mi?
Are you sure we got the right coordinates?
Bu koordinatlarda olduğuna emin misin?
And - - and do you know what, I'm sure there are some very valuable lessons that we can learn from his life.
Fakat yine de şunu düşünüyorum. Onun hayatından öğrenebileceğimiz çok değerli dersler olduğuna eminim.
Are we sure?
Emin miyiz?
Are you sure we should let her go?
Onun gitmesine izin vermemiz gerektiğinden emin misin?
are we sure? Hell, I'm sure.
Kesinlikle eminim.
Are we really gonna keep calling him that? Sure.
Ona hala böyle mi hitap edeceğiz?
Are you sure we're not missing anyone?
Herkes gitti. Herkesin gittiğinden emin misin?
Are we sure we can afford that in the long run?
- Evet? Uzun vadede bu ödemeyi kaldırabilir miyiz?
We sure are.
Gerçekten öyle.
We're good. - Are you sure?
- Emin misiniz?
sure we can 55
sure we do 40
sure we will 19
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
sure we do 40
sure we will 19
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52
we are done 75
we aren't 48
we are ready 99
we are here 152
we are back 37
we are who we are 38
we are a family 40
we are fucked 33
we are coming 52
we are done 75
we aren't 48
we are ready 99
we are here 152
we are back 37
we are who we are 38
we are a family 40