English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We going

We going translate Turkish

81,626 parallel translation
Are we going on an adventure?
- Maceraya mı gidiyoruz?
Where are we going?
Nereye gidiyoruz?
But where are we going?
Fakat biz nereye gidiyoruz?
Where we going, buddy?
Nereye gidiyoruz dostum?
Is that why we're going to the airport?
Bu yüzden mi havalimanına gidiyoruz?
We're going to need you to come with us, sir.
- Bizimle gelmelisiniz.
We're going to break into... the Mint, print a few coins and, um...
Darphaneye gireceğiz, birkaç bozuk para basacağız ve...
You realize, if this doesn't go perfectly, we are all going to jail?
Kusursuz şekilde gitmezse hapse gideceğimizin farkındasındır.
Whatever you think we have up here, is going away, and soon.
Burada neyimiz olduğunu sanıyorsan hepsi çok yakında gidecek.
Next time I see you, we are going to take this badge off.
Seni bir daha gördüğümde bu rozeti çıkaracağım.
You want to go there and find murderer. We are going to have to work together.
Yukarı çıkıp Breece'in katilini bulmak istiyorsan birlikte çalışmalıyız.
We are going to find our suspect... We are aprehend him, we are bring him back town.
Görevimiz şüphelimizi gözaltına alıp sorgulamak.
Posts will be here, here and here, and we're also going to fence off mountain trails we know the Farrells use.
Buralarda nöbet yerleri olacak. Ayrıca Farrellar'ın kullandıklarını bildiğimiz dağ yollarına çit çekeceğiz.
We're also going to add an extra layer of protection in town, post armed guards at places the Farrells have raided.
Ayrıca kasabaya ekstra koruma sağlayacağız. Farrellar'ın önceden akın ettiği yerlere silahlı korumalar koyacağız.
I'm going to make sure we're all shored up over on the south down by The Drop.
Güneyden aşağıya Düşüş'e kadar tüm kıyının icabına bakacağım.
We are going to that car.
O arabaya gidiyoruz. Niye?
We're going.
Gidiyoruz.
Okay, we... we have a lot going on right now and Norman is not at the top of the list.
Biz... Şu an zaten çok yoğunuz ve Norman listenin başında değil.
- We're just going upstairs.
- Yukarı çıkıyoruz.
We're going to the Bacchanal, and you can win Jules back.
Bacchanal'a gidersek Jules'u geri kazanabilirsin.
We're just figuring out the best recourse... and that means going back in.
En iyi yolu bulmaya çalışıyorduk... Ve bunun geri dönmek olduğunu anladık.
We're never going back.
Asla geri dönmeyeceğiz.
If one car was going 32.3 miles an hour, then Houston, we'd have a problem.
Arabalardan biri 52 km ile gitseydi o zaman Houston, hapı yutmuştuk.
We're going again.
Tekrar deniyoruz.
We better get going.
Gitsek iyi olur.
We're going to get this bastard, yeah?
Bu pisliği yakalayacağız, tamam mı?
Listen to me, we're going to get you free.
Dinle beni, sizi kurtaracağız.
It's where we are going.
"Nereye gideceğiz"
We're going back today evening, sir.
Akşam gideceğiz, efendim.
I was going to come on to the wireless, or the radio, as we tend to call it nowadays, because one of the people you've been complaining about in fact, you've actually called for his record to be banned from the airwaves,
Ben de o konuya gelecektim kablosuz veya radyo Son günlerde bu çağrıya biz de ilgiliyiz.. .. Çünkü siz bu konudan şikayetçi olan birisisiniz. Nick Wilding'in kaydının radyodan yasaklanması için çağrı yaptınız.
We're going to make it, okay?
Bunu başaracağız, tamam mı?
We're going to make it. Okay?
Başaracağız, Tamam mı?
We're not going to the police.
Polisi karıştırmayacağız.
- Charlotte, you're going. - We're all going.
Bizimle geliyorsun Charlotte.
We're going to Prague tomorrow, and there's a lot to do, and I...
Yarın Prag'a gidiyoruz. Ve yapacak çok şey var, ve ben...
We're going sledding.
Yürüyüşe gidiyoruz.
We need to do the same if we're going to survive.
Hayatta kalmak istiyorsak biz de aynısını yapmak zorundayız.
I told you, Clovis, if we don't get out of here soon, - someone's going to...
Demedim mi sana Clovis, buradan hemen gitmezsek birisi gelip...
How is your dream going on? Will we get a guarantee?
Hayalinizin sürmesini nasıl garanti altına alacağız?
We're going in.
İçeri giriyoruz.
We're going to be so happy.
Çok mutlu olacağız.
How much longer can we keep going on like this?
Daha ne kadar böyle devam edebiliriz?
- We're going to honor you.
- Seni onurlandıracağız tabii.
Listen, Tuan, we're going to be sending our report soon.
Bak Tuan yakında seninle ilgili raporumuzu göndereceğiz.
We're going to say great things about you.
Seninle ilgili harika şeyler söyleyeceğiz.
Once we're here, really here completely, there's no going back.
Bir kere biz buradayız, gerçekten burada tamamen geri dönüş yok.
We're going after them!
Peşlerinden gidiyoruz!
We're going to be moving you into new quarters.
Olacağız Seni içine sokmak Yeni mahalle.
We're going to Acquerello.
Acquerello'ya gidiyoruz.
We don't sit around and pray that it's going to fix itself.
Öylece oturup, dua ederek tamir olmasını beklemeyiz
- We're not going to a hospital.
- Hastaneye gitmiyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]