What's up there translate Turkish
1,323 parallel translation
Uh, and-and one of the faces is blank, and there's absolutely no historical record of what it looked like, so it's up to me to complete it.
Uh, ve yüzlerden bir tanesi boş, ve bu yüzün neye benzediği hakkında hiçbir tarihsel kaynak yok ve bunu tamamlamak benim işim.
And what's up out there for anybody who ain't you?
Senin haricindekiler için dışarıda neler var?
I don't even know what's holding it up there.
Orada ne olduğunu bile bilmiyorum.
What's going on up there?
Orada ne oluyor?
- What's the hell's goin'on up there?
- Lanet, neler oluyor?
What's up here? What's down there?
Yukarıda ne var?
- What's Grady doing up there?
- Grady'nin orada ne işi var?
What do you think my editor's gonna say to me when I show up there empty-handed?
Elim boş döndüğümde editörümün bana ne diyeceği hakkında fikrin var mı?
What the hell's he doin'up there?
Yukarıda ne yapıyor?
What's up there?
Ne var orada?
- What's he doing up there?
- Orada ne yapıyor?
Is there anything I can do, that's what I ask myself, to cheer them up?
Onları neşelendirmek için ne yapabilirim? İşte kendime sorduğum soru bu.
- There you go, fella. Yo, what's up, fellas?
Al işte dostum!
What's going on up there?
Neler oluyor?
Yeah. What's it like up there?
- Taburun durumu nasıl?
It's crazy to bring up the O.J. Simpson case... because there's no comparison here... but here's a case where a defendant had basically an unlimited budget... and look what that legal team accomplished.
O.J. Simpson davasını önümüze koymaları çok garip çünkü hiçbir benzerlik yok. Ama sanığın limitsiz bütçesinin limitsiz olmasına rağmen hakimlerin durumu biraz garip.
There's no way to make up for what you did, but do right by that child and maybe it'll be a start.
Yaptığın şeyi telafi etmenin bir yolu yok ama çocuğun için doğru olanı yaparsan bir başlangıç yapmış olursun.
What's up? There's someone waiting for you in reception.
Resepsiyonda seni bekleyen biri var.
- what it's like up there.
- yukarıda neler oluyor.
So, what are we doing up here? Well, because we have to at least acknowledge the fact that there's some kind of she-demon after us, Piper.
Burda ne yapıyoruz çünkü onun söylediği peşimizden gelecek olan kadın iblis hakkında araştırma yapmamız lazım, Piper.
Leo, I would like for you to orb up there and ask the Elders what they know.
Leo, senden ışınlanıp Büyükler'e ne biliyorlarmış diye sormanı istiyorum.
Uh, there's a mate of mine Ivan, and what he does, right, Is he phones up whoever I'm going out with at the moment,
I van adında bir arkadaşım var ve şu anda çıktığım kadınIarı arayıp..
From what we can tell from the child's DNA, there's something about her genetic make-up that allows her to pass traits to her offspring.
Çocuğun DNA'sı bize annesinin, genetik yapısının kendisine geçtiğini gösterdi.
Even if there is a screwed-up transgenic, it doesn't mean he's got what killed the people.
Orada içine edilmiş bir mutant olsa bile, bu insanları öldüreceği anlamına gelmiyor.
What's happening up there?
Orada neler oluyor?
Look, how many orderlies there'll be and what time of night they get here, that's all up for debate.
- Bak, kaç hademenin geleceği gecenin saat kaçında gelecekleri, hepsi tartışma konusu.
What if he doesn't? What if he's lying up there right now, concussed with a head wound from a bad fall or a falling branch?
Ya şu anda bir yerden düşmüş kafasını vurmuş ve yaralı bir şekilde bir yerde kalmışsa.
Now giving a man who's locked up free time is a joke,'cause there are still all kinds of restrictions as to what you can and cannot do.
Hapis olan birisine boş zaman vermek şaka gibi, çünkü yapabileceklerin ve yapamayacakların sınırlandırılmıştır.
There's a pretty good chance that Cyril's gonna end up in a loony farm, and now there's a chance I'm gonna be convicted for whacking Keenan. What?
Cyril'ın tımarhaneye gitme ihtimali var, ve şimdi de benim, Keenan'ın ölmesi yüzünden suçlanma ihtimalim var.
YEAH, THAT'S WHAT THEY ALL SAY. NEXT THING YOU KNOW, THERE THEY ARE IN A SLING, WITH A BOTTLE OF POPPERS STUCK UP THEIR NOSE
Sonra da gidip beş tane adamın ellerini askıda asılmışken içine alırken görürsün.
So you'll have time to visite some towns, meet some people. See what's out there. Pick up some traveler's tales.
Yani bazı kasabaları gezme ye vaktin olacak... insanlarla tanışmaya... yolcu hikayeleri dinlemeye... ve otoyol deneyimi edinmeye...
- Lukas, tell me what's happening up there. What's going on?
Lukas neler oluyor orada?
, because there's all these warnings About the odor, and then the odor shows up, And you're like, oh, my god, what's going on?
Her tarafta kokuyla ilgili uyarılar var, sonra kokuyu hissedince "Aman tanrım, neler oluyor?" diyorsun.
He's waiting up there in a cave, and that's what he wants.
Orada bir mağarada bekliyor, ve istediği de o.
Yo, what's that up under that gun right there?
Hey, oradaki silahın altında ne var?
Kate, you have to wake up, there's... What is it?
- Kate, uyanmalısın, birşey var.
What the hell's going on up there with the record, anyway, man? Rikki?
Rikki`yi yalnız bırakın tamam mı?
I hope so, because I've always wanted to see what's up there,
Umarım öyledir çünkü yukarıda ne olduğunu her zaman görmek istemişimdir.
This is not what I signed up for! - Shh. She's in there taking a bath.
Ben teşkilata bunun için girmedim!
- What if there's somebody up there? - There isn't. Go on.
- Maddy tırmanamazsın çok tehlikeli
What's going on up there?
Yukarda neler oluyor?
Gringo, what the hell's going on up there?
Gringo, neler oluyor burada böyle?
What's going on up in there?
Neler oluyor burada?
What's up there, Monty?
Nasılsın Monty?
What's so interesting up there?
Yukarıda bu kadar ilginç olan ne?
But there could be up to 25 or 30 inmates in here. You know what they did?
Annem : "O arkandaki şeyin aynısını, benim çocuğuma da yaptılar" dedi.
It's just that for this one time only, if there's any, you know, morsel of truth to what your mother thinks, any teeny-tiny tidbit of truth, then maybe you could hurry up the process and, you know stop.
Sadece bu seferlik annenin düşündüklerinde bir parça doğruluk payı varsa azıcık-ufacık bir pay o zaman belki de süreci hızlandırıp bunu kesebilirsin.
Cheryl, it's not about what's up there, it's about what's not up there.
Özel yerin bu mu? Evet.
Find out what Holtz is up to. He's out there.
Lorne kaynaklarını kullanıp Holtz'un neyin peşinde olduğunu öğrenmeni istiyorum.
I know there's nothing that I can say or do to make up for what I did.
Yaptıklarımı düzeltmek için söyleyebileceğim veya yapabileceğim bir şey olmadığını biliyorum.
I'll tell you what, I'll fold that up for you - and we can get you rung up over there. - That's okay, I got it.
Sizin yerinize katlarım, sizi kasaya alabiliriz.
what's up 12096
what's up man 17
what's up with you 341
what's up with him 81
what's up with this 23
what's up with that 152
what's up now 25
what's up with her 34
up there 524
therese 78
what's up man 17
what's up with you 341
what's up with him 81
what's up with this 23
what's up with that 152
what's up now 25
what's up with her 34
up there 524
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176