Yeah i know translate Turkish
21,673 parallel translation
There's nothing in it. Yeah i know but like what if they knew
Evet ama ya Felix Amcamın olduğunu biliyorlarsa?
So, with that in mind, yeah, I mean... you know, would it be so wrong if... we were, you know, I mean, uh, all... together?
Yani, bunu aklınızdan çıkarmayın... Asıl ne yanlış olurdu biliyor musunuz? Birlikte nasıl desem hep beraber yapsak.
Yeah, I know.
Evet, biliyorum.
Yeah, yeah, yeah, I get it, history will be totally screwed, but I don't have to be there for the actual... you know, consummation, do I?
Tamam, tamam, anladık, tarih bok olur. Ama evliliklerini tamamlarken de orada olmam gerekmiyor, değil mi?
Yeah, I'm just calling, you know, to, uh, check on the patient.
Evet sadece hastanın durumunu öğrenmek için aramıştım.
Uh, yeah, I have questions about where to park and stuff, but you know, I'll just, uh, I'll text you!
Evet, park yeri vesaire sorularım var, neyse mesaj atarım!
Yeah, I know.
Evet, Biliyorum.
Yeah, but I'm tired, you know?
Evet, ama artık yoruldum, anlıyor musun?
- Yeah, I know. - ( sighs )
Evet biliyorum.
Yeah, I know.
Evet biliyorum.
Yeah, I know.
Biliyorum, biliyorum.
Yeah, you know, I have to say, I didn't see the whole evil-turn thing coming.
Söylemeliyim ki tüm o şeytani olma işini tahmin edememiştim.
Yeah, I mean, you know, given the circumstances.
Evet, yani durumu göze alırsak öyle.
Yeah, I know.
- Evet, biliyorum.
Yeah, I know. You took me there for our 20th anniversary.
Evet, biliyorum. 20. yıl dönümümüzde beni oraya götürmüştün.
Yeah, you know, I thought maybe, you know, after we broke up, you'd become famous and I could sell it for a lot of money.
Evet, biz ayrıldıktan sonra... ünlü olursun, çok para eder diye düşünmüştüm.
Yeah, you know, I was mostly there just to do research.
- Aslında sadece araştırma yapmaya gittim.
Yeah, but I... still, you went to space. you know?
- Sonuçta uzaya çıktın, değil mi?
I'm comfortable with that, -'cause I know there's nothing on there. - Yeah.
Ve hiç sorun değil çünkü burada bir şey yok.
Yeah, no, I know. I - -
Evet, hayır, biliyorum.
Yeah, but it's... It's complicated, and... I don't know.
Evet, ama bu... bu biraz karışık, ve... bilmiyorum.
Oh, yeah. No, I know.
Evet, biliyorum.
Yeah, I don't know.
- Bilemiyorum.
- Yeah. Yeah, I know.
Evet, farkındayım.
Yeah, I know.
Evet, biliyorum..
I know. I know, I know. - Yeah?
Biliyorum, biliyorum, biliyorum.
Yeah, no, look, sorry, look, I know it's a lot to ask.
Evet ya. Kusura bakma, çok şey istediğimi biliyorum.
Yeah, I always like my chocolate mousse with a raspberry coulis and a dollop of whipped cream, you know what I'm saying?
Ben çikolatalı musumu hep yanında ahududu püresi ve kremşantiyle yerim, anladın mı?
I am, too, but, yeah, you know, all this... It's... It's gonna blow over.
Düzeleceğiz.
Yeah, that's all I need. I know what's down there.
Lazım olan onların adam akıllı bir resmine ulaşmak.
Yeah, I know. I know.
Evet, biliyorum, biliyorum.
- Yeah, I know, right?
- Evet, biliyorum.
I don't know how, but yeah. It was Marcus.
Nasıl duyuyorsun bilmiyorum, ama haklısın.
Yeah, so I'm just gonna be Christy's wing man, you know, help her meet somebody.
Christy'nin ekürisi olup ona adam bulmaya çalışacağım.
Yeah, you know, uh, I made a mistake. Sorry.
Evet, aslında bir yanlışlık yapmışım.
Yeah, I sailed here, you know, across the ocean with some friends. Who hopefully are gonna find me.
Buraya gemiyle geldim okyanustan yanımda da birkaç arkadaşım vardı.
Yeah, I know what you're planning.
Planını biliyorum.
Yeah, they were supposed to make women more imposing, more, I don't know...
Evet, kadınları biraz daha heybetli biraz daha şey göstermek içindi...
Yeah, I know what a metaphor is.
Evet, "mecaz" ne demek biliyorum.
Yeah, well, if I know Barry, he's gonna want to be that one.
Eğer Barry'yi tanıyorsam o biri olmak isteyecektir.
Yeah, I don't know if you noticed, but our last chat with him didn't go so well.
- Fark ettin mi bilmiyorum ama son konuşmamız pek iyi gitmedi.
Yeah, I don't know... I mean, everything looks okay.
Evet, her şey yerli yerinde gibi.
You know, there's really not that much here. Yeah, no, I know.
- Burada pek bir şey yok aslında.
Oh, yeah, I know about that. - How did you...
- Nereden...
Yeah, I know, it's really boring.
- Biliyorum. Gerçekten sıkıcı.
Yeah, I know.
- Evet, biliyorum, benimki de öyleydi.
- Yeah. And I don't know anything about having powers, so I'm the last person you should talk to, so don't ask me.
Özel güçlerle ilgili de hiçbir şey bilmem yani konuşman gereken son kişi benim benden isteme yani.
Yeah, I know.
Biliyorum.
Yeah, I think I know a thing or two about what that feels like.
Bunun nasıl bir his olduğunu iyi bilirim.
- Yeah, I know, thanks.
- Biliyorum, teşekkürler.
You let me know if there's anything I can do for you, yeah?
Senin için yapabileceğim başka bir şey varsa çekinme, tamam mı?
yeah it is 24
i know 63170
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know you will 227
i know that 3661
i know you 1720
i know you can 181
i know everything 279
i know who you are 1036
i know 63170
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know you will 227
i know that 3661
i know you 1720
i know you can 181
i know everything 279
i know who you are 1036
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what you mean 503
i know what it is 314