Еду домой translate Turkish
372 parallel translation
Нет, я еду домой и...
Hayır. Ben eve gidiyorum ve...
Я еду домой, даже если мне придётся идти пешком!
Her adımda yürümem de gerekse, eve gidiyorum!
- Я еду домой после этого танца.
- Bu dans bitince eve gidiyorum.
Я еду домой, здоровяк.
- Eve dönüyorum, koca oğlan.
Я еду домой.
Eve gidiyorum.
Я еду домой!
Eve geliyorum.
Скажи маме, что я еду домой!
Anneme eve geleceğimi söyle.
- С фронта, еду домой.
- Cepheden, eve doğru.
Я еду домой.
Eve geliyorum.
Простите меня за то, что я наговорил. Забудьте мои слова, но я еду домой.
Söylediklerim için özür dilerim ama ben artık gidiyorum.
- Я еду домой.
- Bayım, ben eve gidiyorum.
- У меня есть два дня отпуска, поэтому я еду домой в Нант.
Josette, Booboo'yu okula götürdü. Babam da hâlâ uyuyor.
Так я и еду домой...
Bu evin yolu.
Проезжал мимо и решил попрощаться. Еду домой.
Geçerken hoşçakal demek için uğramıştım.
Еду домой, сэр.
- Eve gidiyorum, efendim.
Я еду домой.
Ben eve dönüyorum!
Я еду домой, папаша.
- Ben eve gidiyorum! Doğal olarak oyuncularımın paralarını öderim.
Заплатите Валлину, я еду домой.
En iyisi Wallin'e öde, ben eve gidiyorum.
Я еду домой, мне уже хватит этих загадок!
Eve gidiyorum bu kadar muamma yeter.
Поэтому я еду домой.
Ben de eve gidiyorum.
- Я еду домой!
- Eve dönmekten!
Я еду домой.
Ben eve gidiyorum.
Я еду домой, где никого не кормят змеями и не вырывают сердца.
İnsanların yılanlara atılmadığı, kalplerinin sökülmediği evime gidiyorum.
Я еду домой.
- Palavra!
Я еду домой. Пошли.
Ben eve gidiyorum.
Но я же завтра еду домой!
Yarın eve gidiyorum.
Еду домой, милый.
He iyi.
Передайте Жерарду, что я еду домой.
Samuel Gerard'a söyleyin, ben artık eve gidiyorum.
Мы все время берем еду домой. Не переживай, ты для этой семьи, как еще одна дочь.
Merak etme, sen bu ailenin bir kızı gibisin.
- В воскресенье я еду домой...
- Sonra Pazar günü...
- Я еду домой.
- Eve gidiyorum.
- Я еду домой
- Eve geliyorum.
- Я еду домой.
- Ben eve gidiyorum.
- Еду домой.
- Eve gidiyorum.
- Я еду домой!
Eve dönüyorum! - Eve dönüyorum.
Еду домой.
Ben gelmiyorum.
Я еду домой.
Eve dönüyorum.
Я еду домой и закажу билеты до Далласа.
Pekala. Dinle beni. Eve gidiyorum ve Dallas'a gitmek için uçuş revervasyonu yaptıracağım.
- Я еду домой.
- Eve geliyorum.
А на что это похоже? Еду домой.
- Ne yapıyor gibi gözüküyorum?
Я еду домой, ладно?
Eve gidiyorum.
Похоже, учитель заставляет детей есть в его присутствии, опасаясь что как только дети прийдут домой, родители тут же отнимут у них еду.
Genellikle öğretmenlerince verilen bu ekmek eve vardıklarında ebeveynleri tarafından ellerinden alınır korkusuyla, kendisinin huzurunda zorla yediriliyor.
Позвоните мне домой, скажите, я еду.
Yola çıktığımı söyle. Sen de gelsen iyi olur.
Еду тогда было трудно достать, и он привозил домой овощи.
Seyahat dönüşlerinde hep sebze getirirdi.
Я еду домой.
- Ben gidiyorum.
Я еду домой!
Evime gitmeliyim.
Еду домой.
Eve dönüyorum.
- Сегодня я еду домой.
Bu gece kaleye gidiyorum.
Папочка будет приносить домой еду.
Baban bu masaya hâlâ yemek getirecek.
Я еду домой.
Şu anda eve gidiyorum.
Я еду домой.
Eve mi?