Actually traduction Turc
120,301 traduction parallèle
Did any of you actually meet our parents?
Aranızda anne babamızı gerçekten tanıyan var mı?
Actually, you catch the most flies with manure.
Aslında arılar en çok çiçekleri sever.
Every day, I wake up wondering... what our family would have been like... if we had the chance to actually be one.
Her gün, gerçek bir aile gibi olsak nasıl olurdu diye merak ederek uyanıyorum.
Only a man who has learned to live with nothing can understand what wielding that actually means.
Yalnızca hiçbir şey olmadan yaşmayı öğrenen bir adam aslında nedemek istediğimi anlayabilir.
Actually, I was thinking we could make an entrance.
Aslında, giriş yapabileceğimizi düşünüyorun.
But taking a closer look, there actually might be enough to link this murder to the prior cases.
Yakından bakınca da önceki vakalarla yeterli bağlantı var gibi.
You know, I actually spent time at the FBI National Academy.
Ben de FBI Ulusal Akademisi'nde vakit geçirmiştim.
About to get stinkier, actually.
- Daha da garipleşmek üzere.
Actually...
Aslında...
Actually, I'm thinking there might still be a chance for Liv and I to have a future together.
Aslında hala Liv'le bir geleceğim olma ihtimalini düşünüyorum.
Actually, this can't wait.
Aslında bu bekleyebilir.
You know, floats and marching bands and... actually, celebration of any kind just doesn't seem like your thing.
Tören araçları ve bando takımları... Hatta hiçbir kutlama pek size göre değil gibi.
I don't actually need your permission.
Gerçekten iznine ihtiyacım yok.
Actually, it's Professor Hobbs.
- Aslında Profesör Hobbs.
Actually, I think breaking and entering would be the crime.
Aslına bakarsan bence haneye tecavüz suç olur.
It's all very well to... read sorrowful stories and imagine yourself living through them heroically, but... it's not so easy when you're actually woeful, is it?
İnsanın acı hikayeler okuması ya da zorluklara kahramanca dayandığını hayal etmesi güzel.
Actually, I was thinking of getting my memory cure dialed in if you can hold on long enough.
Aslında yeterince uzun süre dayanabilirsen hafızayı iyileştireceğimi düşünüyordum.
It's actually called being supportive.
Buna aslında destekleyici olmak deniyor.
We show you that each instance of your illness was actually your power manifesting.
Hastalığının her aşamasında aslında gücünün ortaya çıktığını gösteririz sana.
Murphy's actually right.
Aslında Murphy haklı.
And if she were here, the clans might actually have obeyed her.
Ve eğer o burda olsaydı, aslında kabileler ona itaat etmeliydi.
Now we actually are.
Şimdi de kurtartıyoruz.
Actually, this is about a different nightmare scenario.
Aslında başka bir kabus senaryosu hakkında.
That's a funny story actually...
Aslında bu oldukça komik bir hikaye.
He works for a middle-eastern trade organization that I'm not sure actually exists.
Gerçekten varolduğuna emin olmadığım bir ortadoğu ticaret şirketinde çalışıyor.
Actually...
Aslında,
Four beers, actually, and, uh, some whiskey on top of that.
Aslında dört bira ve biraz da viski.
Actually, it's Roman who has no rights.
Aslında hakkı olmayan kişi Roman.
I didn't think that was actually gonna... psh.
Gerçekten işe yarayacağını...
Less, actually.
Belki de azını.
I'm not actually asking.
İzin istemiyorum.
Well, I'm actually telling you.
Şunu açıkça ifade edeyim.
I'm actually having trouble finding my way into O.R.s.
Ameliyathanelere girmekte zorlanıyorum.
You can actually take a leave.
Gerçekten izne çıksanız iyi olacak.
We could... Actually... Be something.
Aramızda bir şey olabilirdi.
Actually, I don't want to get into it.
Bu konuya girmek istemiyorum.
No, actually, she's Dr. Grey's patient, and I'm Dr. Grey now.
Dr. Grey'in hastası. Şu anda Dr. Grey benim.
Some say it's actually fun.
Bazıları gerçekten eğlenceli olduğunu söylüyor.
And you're pretty rude, actually... rude and obstructive, and I am fed up with it.
Aynı zamanda çok kabasın. Kaba ve takıntılısın. Senden gerçekten bıktım.
Actually, Warren, that should work.
İşe yarayabilir Warren.
- Oh, actually...
- Aslında- -
No. Instead, actually, I think we can do the primary bowel repair right here.
Bence onun yerine, buraya bağırsak onarımı uygulasak saha iyi olur.
It sounds boring, but it's actually fascinating.
Sıkıcı gibi geliyor ama gerçekten büyüleyici.
Well, this looks like it's gonna be an uphill climb, and if you're not actually back...
Uzun bir tedavi süreci olacak. Gerçekten geri dönmediğine göre- -
Actually, I think a lot of things.
Bir sürü şey düşünüyorum.
Actually, don't answer.
Cevap verme.
And this girl's different from all the other girls that I've ever been with, in that, she actually likes me.
Ve bu kız beraber olduğum diğer tüm kızlardan farklı, şöyle ki... benden gerçekten hoşlanıyor.
Actually, don't mention it at all.
Aslına bakarsan hiç bahsetme.
You know, I don't think Karel was actually telling you to have a yard sale.
Karel'ın gerçekten sana bahçe satışı yapmanı söylediğini sanmıyorum.
- Uh, actually I- -
- Aslında ben...
I've actually assisted on - several emergency C-sections.
Daha önce de acil sezaryene yardım ettim.