English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ A ] / Anlaşılan o ki

Anlaşılan o ki Çeviri Rusça

225 parallel translation
Anlaşılan o ki, başarılı bir şekilde... bir Zellaby Gordonius ile bir Zellaby Antheum'u melezlemişiz.
Кажется, у нас успешно получилось... скрестить Зэллэби Гордониус с Зэллэби Антеинус.
- Oyun ve eğlence. - Anlaşılan o ki kabare şovu biziz.
Он приглашает всех на игру.
Anlaşılan o ki istasyonları bombalıyorlar
Погоди.
Anlaşılan o ki, hala görüştükleri insanlar var.
Ясно, что они еще прослушивают людей.
Anlaşılan o ki, şey yapmış... eski günlerde... kendisi.
Очевидно, старик... и сам... того.
Anlaşılan o ki, arkadaşı George'un nişanlanması onda acı ve düşmanlık yaratmış.
Кажется помолвка её друга Джорджа ожесточила её душу и враждебно настроила по отношению к нему.
Anlaşılan o ki salak bir stajer doktor testimin içine etmiş.
Какой то придурок-интерн запортачил мой анализ.
Anlaşılan o ki, yürüttüğümüz bu arama işi bütünüyle ters gidiyor, Chief.
Очевидно, мы неправильно занимаемся этим поиском, шеф.
Sana, bilinmeyen ve anlaşılan o ki performans düşüren bir durumdan rahatsız olan bir hastan olduğumu hatırlatabilir miyim?
Есть, капитан. Что вы сейчас делаете?
Anlaşılan o ki hepimiz göründüğümüz kişiyiz.
Похоже, мы все те, кем кажемся.
Pekâlâ, anlaşılan o ki sen haklıymışsın C.H.E.E.S.E.
Ты был прав, Чиз.
Anlaşılan o ki o da diğer SG-1 üyeleri gibi aynı halüsinasyonu yaşıyor.
Очевидно, он подвергся той же галлюцинации, как и остальные из SG-1.
Anlaşılan o ki, evcimen birisiyim çünkü burası bana evimmiş gibi gözükmeye başladı.
Наверное, я хорошая хозяйка... Потому что это место начинает выглядеть не полностью не-домашним.
Anlaşılan o ki Bay Henchard'ın artık yardımıma ihtiyacı yok.
Похоже, что мистер Хенчард больше во мне не нуждается.
Anlaşılan o ki, yalnız değildim.
И выяснилось, что я не одна.
Anlaşılan o ki, dekan, adı L.L. ile başlayan birinden bir telefon almış.
Очевидно, декану позвонил очень видный благотворитель с инициалами Л.Л.
Anlaşılan o ki çoğu hayvanın kaderi ya insanlar tarafından istenmeme, veya aşırı derecede istenme.
Это кажется судьбой многих животных должно или быть нежелательным человеком или требуемый слишком много.
Anlaşılan o ki grupta işbirliği yapmak istemeyenler var.
Похоже у нас наблюдается недостаток сотрудничества в группе
Anlaşılan o ki hayır.
Очевидно, что нет.
Anlaşılan o ki, Başbakan şu an Stockholm uçağında. Ve biri ona The World At One'daki haberi dinletmiş.
Премьер-министр, он, очевидно, в самолете на пути в Стокгольм, и кто-то ему включил "Единый мир".
Anlaşılan o ki, yürüyerek gitmem gerekiyor.
Так, похоже, я иду пешком.
Anlaşılan o ki Don Luis, birkaç gün önce İngiliz konuklarımıza bir ders vermek üzere bir girişimde bulunulmuş.
Похоже, дон Луис, несколько дней назад был устроен заговор с целью преподать урок двум английским дворянам.
Fakat anlaşılan o ki cesur, ketum ve güvenilir biri.
И при этом храбр, надежен и умеет держать язык за зубами.
Anlaşılan o ki, rastladığınız kişi Amerika'da gay topluluk denen gruptan.
Похоже, что вы познакомились с двумя они в Америке геями называются.
Anlaşılan o ki, sen herkes için çok önemli birisin.
Я думаю, что ты - кое-кто, кто очень важен для всех.
Bu sana inanılmaz gelecek ama gerçekten bir tür hata olduğu ortaya çıkmış ve anlaşılan o ki, onu geri göndereceklermiş.
Я знаю, звучит безумно, но, похоже, действительно произошла ошибка,.. ... и, похоже, ее отправят обратно.
Anlaşılan o ki kadrolu bir astronotumuz oldu.
Гляньте-ка, похоже у нас тут космонавт.
Anlaşılan o ki, Ori yakın zamanda dev bir istilaya hazırlanıyor. Geçidi kimin alacağını tartışacak zaman değil, Albay.
По нашей информации Орай планируют грандиозное вторжение в самом ближайшем будущем, похоже, что в этот тяжелый момент не время для споров о том, кому принадлежат врата.
Anlaşılan o ki, mantıklı bir insan bile sırf senin merakını tatmin etmek için isteği dışında komaya sokulmayı kabul ediyor.
И разумный человек, очевидно, согласился бы, чтобы его поместили в кому против воли, просто чтобы удовлетворить твое любопытство.
Anlaşılan o ki, hiç ot çekip kafa bulmamışsın.
Похоже, у тебя никогда не было неудачного прихода.
Benimkini de! Anlaşılan o ki dördümüz onla yalnız savaşamayız.
- Мы поняли что вчетвером нам не справится с ним.
Anlaşılan o ki herkes merak ediyor değil mi?
Это, вы все хотите знать за что я сел?
Bundan önce de seni aramayı sık sık düşündüm. Ancak anlaşılan o ki, uzay ve zamanın yapısında bir yırtığa neden olup evrenin üçte ikisini yok edebilirmiş.
Я частенько думал найти тебя до этого дня, но это бы грозило разрывом ткани пространства-времени и уничтожением двух третей Вселенной.
Anlaşılan o ki, bu kadınlar, hayallerindeki mahkûmları, "hükümlü eşleşmesi" isimli bir internet adresinden buluyorlardı.
Очевидно, эти женщины использую веб-сайты, называемые "пара для осужденного" чтоб найти заключенного своей мечты.
Eğlenceli bir yıldönümüydü. Anlaşılan o ki, tüm arkadaşlarım benden daha yaratıcıydı, çünkü Darnell bile bazı şeyleri yazarak çözmeyi başarmıştı.
Очевидно, все мои друзья были более творческими натурами, чем я потому что даже Дарнелл сумел что-то сваять, приложив ручку к листу бумаги.
Anlaşılan o ki, bir cismin sıcaklığı ile yaydığı ışığın rengi arasında bir ilişki var.
Температура объекта связана с цветом света, который он излучает.
Ve anlaşılan o ki bu devirde para zor kazanılıyor, bu yüzden...
И, очевидно, что с деньгами сейчас туго, поэтому...
Anlaşılan o ki bu kişi,.. ... Belediyenin ödeme ofisi üzerinden hizmetleri ve sessiz kalması karşılığında Olav Christensen'ı satın almış.
- Похоже, что человек здесь..... купил услуги Олафа Кристенсена и его молчание, переводя на его счет большие деньги.
Anlaşılan o ki bu programınızı dünya çocuklarına ithaf ediyorsunuz.
Очевидно, сейчас вы посвящаете это выступление детям всего мира.
Anlaşılan o ki tüm varlığımız aslında Tucker'ın şirketi üzerineymiş.
- Сочувствую. - Оказывается, наши капиталы оформлены на компанию Такера.
Çalıştığım davanın kötü adamını bulduğumu sanmıştım. Fakat anlaşılan o ki başkaları için çalışıyormuş.
Я думал, что нашёл злодея в своём деле, но оказалось, что он работает на кого-то покруче.
Sarah'ın anlaşılan o ki kalp yetmezliği var.
У Сары начинается что-то...
Anlaşılan o ki, iklimini seviyor.
По-видимому, ему нравился тот климат.
Anlaşılan o ki, bu durumdan rahatsızsın.
И ты oчeвиднo этoмy нe paд.
Anlaşılan o ki, T. ortaya kazadan önce çıkmış.
Тот факт, что... - Ти появилась перед этим происшествием... - Да, я была на свободе, детка!
Anlaşılan o ki... Harika bir sektör değişikliği yapmışsın.
Ну, так мне будет проще затронуть тему, которая меня больше всего волнует.
Biliyor musun Sue, o kadar yanlış anlaşılan biriyim ki.
Знаешь, Сью, меня совсем никто не понимает.
Anlaşılan o kadar banalmiş ki harika oluyormuş
Видимо, там просто нереально круто.
Tabii ki istiyorum ama anlaşılan o istemiyor.
Конечно, я хочу увидеть его, но он, очевидно, не хочет видеть меня.
Evet, ama o da beni görmek istiyorsa, ki anlaşılan istemiyor.
Да, но только, если он хочет видеть меня, а он, очевидно, не хочет.
Anlaşılan sistemde o kadar tavuk derisi varmış ki içini parçalamış.
Очевидно было много куриной кожицы в системе, что разорвало внутренности.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]