English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fine and dandy

Fine and dandy translate Turkish

95 parallel translation
Fine and dandy.
Harika.
You were always telling me, when McLaren got to the top everything would be just fine and dandy.
McLaren zirveye çıkınca her şeyin çok iyi olacağını söylerdin hep.
- How are you? - Fine and dandy.
- Nasılsınız?
Fine and dandy.
Güzel ve hoş.
Just when I figure I'm doing fine and dandy...
Ne zaman kendimi yalnız hissetsem, hep seni düşünmeye başlıyorum.
Pretending everything is fine and dandy, Just because you want to do it.
Sırf sen istiyorsun diye her şey güzel ve şıkmış gibi davranıyorsun.
I'm just fine and dandy.
Her şey yolunda.
Fine and dandy?
Her şey yolunda?
I'm sure glad you're fine and dandy, too.
Senin de iyi olduğuna çok sevindim.
- Fine and dandy, my big foot.
- Her şey yolundaymış!
That's just fine and dandy.
Bu çok güzel ve hoş.
It's fine and dandy.
Güzel. Harika.
- Just fine and dandy.
- Çok hoşlar.
Fine and dandy.
Güzel, mükemmel.
That bed in there will suit me just fine and dandy.
Şuradaki yatak benim için gayet uygun.
It's fine and dandy, but it ain't yours.
Uygun ama senin değil orası.
Fine and dandy, baby.
Bomba gibiyim.
Drink Mampe's brandy and you'll feel fine and dandy.
Mampe'nin brendisini iç kendine gelirsin, yorgunluk kalır mı hiç?
Thats all fine and dandy
Bunların hepsi hoş ve düzgün.
The home for those who no longer feel fine and dandy, the home for those who felt all right about a year ago and the home for those who gave a shit up until yesterday morning.
Kendilerini artık iyi, hoş hissetmeyenlerin bir sene öncesine kadar iyi hissedenlerin ve dün sabaha kadar hayatı sikleyenlerin evinden bahsediyorum.
– Fine and dandy!
- Çok güzel.
- Fine and dandy.
- İyi öyleyse.
Fine and dandy.
İyi hatta kusursuz.
My legs are just fine and dandy.
Bacaklarım iyi ve harika.
"Fine and dandy."
"İyi ve kusursuz."
Just fine and dandy.
"İşte, iyi ve kusursuz." diye cevaplar.
I could have said to the person, fine and dandy...
Karşımdakine diyebilirdim "iyi ve kusursuzum."
Fine and dandy like sour candy!
Harika aynı ekşi şeker gibi.
So, if putting'a white cop in the Asian gang unit... makes them happy and gets them off my back... fine and dandy.
Evet, Asyalı çetelerin bölgesine beyaz bir polis koyarsan onları mutlu edersin ve böylece ben de biraz rahat ederim.
You and me... fine and dandy.
Sen ve ben, iyi ve müthiş.
Mm-hmm. This one's fine and dandy, Roddy.
Roddy, bu iyi ve güzel bir çizgi film.
Fine and dandy, sir. First class soldier, sir.
İyi ve züppe, komutanım 1. sınıf asker komutanım.
The woman ruins my life, and I'm supposed to pretend everything is fine and dandy.
Kadın hayatımı mahvediyor, her şey mükemmelmiş gibi davranmam gerekiyor.
But your life isn't ruined, everything is fine and dandy.
Ama hayatın mahvolmadı. Her şey mükemmel.
- No, she doesn't want to talk to me, she doesn't have to- - that's fine and dandy.
Hayır. Benimle konuşmak istemezse buna mecbur değil. Bu mükemmel.
- That's all fine and dandy but she's got real disease, guaiac-positive stool and intractable pain.
- Bunda sorun yok. Ama gerçek bir hastalığı var. Dışkısında kan görüldü ve nedeni anlaşılamayan ağrısı var.
Just fine and dandy!
- Yolunda hatta harika!
You'd take credit for killing a shark, and then everything would be fine and dandy for the rest of your life?
Köpekbalığı öldürdüğünü söyleyip hayatını rahat geçireceğini mi sanıyordun?
That's fine and dandy.
Her şey mükemmel.
/ I thought everything was fine and dandy /
# Herşeyin güzel ve harika olduğunu düşünüyordum #
A pimp bled to death in that thing and you're acting like everything's just fine and dandy.
Pezevengin teki o şeyin içinde kanamadan ölmüş ve sen her şey yolundaymış [br] gibi davranıyorsun.
That's all fine and dandy... but I catch your little trifling tail... trying to play my cousin... and I'll cut your ass.
Ama kuzenimle oynadığını görürsem... k * çını uçururum.
Regardless of how irregular a life-style this is, as long as one is happy, as long as one is content, then it's all fine and dandy.
Nasıl düzensiz bir yaşam tarzı bu böyle. birisi mutlu olduğu sürece, birisi doyduğu sürece, hiçbir sorun yok.
That's all fine and dandy.
Hayır. Her şey yolunda.
What do you want me to do, say we're all fine and dandy?
Ne yapmamı bekliyorsun, "hepimiz çok iyiyiz" dememi mi?
Fine and dandy.
Her şey iyi ve mükemmel.
Now, the new Marijuana Tax Act was all fine and dandy, except for one thing.
Şimdi, yeni Marijuana Vergi Kanunu tamamen harikaydı, bir şey hariç.
Maybe you can give mea hand with something then, if you're feelingall fine and dandy.
O zaman bana bi yardım edersin, Eğer o kadar iyiysen.
Dear, losing weight is all fine and dandy, but aren't you being too harsh on him?
Tatlım, kilo kaybetmek iyi ve faydalı bir şey ama ona biraz katı davranmıyor musun?
And he'd be fine. Mr. Louis Ord would be fine, just dandy.
Başlangıç için Bay Louis Ord hiç de fena olmayacaktı.
Then everything will be fine and fucking dandy.
Her şey çok güzel, çok hoş olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]