English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flaws

Flaws translate Turkish

759 parallel translation
Don't those damn Savior tanks have any flaws?
O lanet Kurtarıcı tankların hiç mi zaafı yok?
Why do you always have to point out my flaws, Ben?
Niye sürekli hatalarımı suratıma vuruyorsun, Ben?
Said the opal was full of flaws and the diamonds were just chips, and she threw it at you.
Opalin kusurlu, pırlantaların da küçük olduğunu söyleyip yüzüğü sana fırlattı.
It had flaws in it.
Kusurluydu.
I have many horrible flaws... monstrous flaws for which I am begging God to forgive me... but false modesty...
Tanrı'dan af dilediğim... pek çok berbat, korkunç hatam oldu... sahte tevazu bunun dışında...
I could never find it in me to see tiny flaws in you... because I loved you. Oh, I still do.
Sendeki küçük kusurları göremedim... çünkü seni seviyordum.
How can you have no flaws in your grade?
Puanın nasıl bu kadar eksiksiz olabiliyor?
The Empire has several flaws.
İmparator kusursuz biri değil.
- Yeah. I don't mean to be picky, but I think I can spot some flaws in this plan...
"Bu iki etti, bu bir ilişki sayılır mı?" "Bunun için ikiden fazla olması lazım..."
If I asked you what your flaws are, what would you say?
Eğer kusurlarının ne olduğunu sorsaydım, ne söylerdin?
No, it's your flaws I'm interested in.
İlgi duyduğum kusurların.
I have my flaws like other men...
Diğerleri gibi kusurlarım var...
Why not my flaws?
Neden kusurlarım değil?
Man is amazing, yes, but too many flaws.
İnsanoğlu inanılmaz, evet. Ama çok fazla kusuru var.
Not to show flaws in society, but to show flaws as part of a whole - to show how men's will and projects cannot change. "
Toplumun kusurlarını göstermeyi amaçlamak yerine bu kusurların bir yapının parçası olduğunu insanların tasarıları ve iradesinin yapıyı değiştiremeyeceğini savunuyorlar. Yapı.
Why, he'd even look for flaws in the Old Testament
Eski Andlaşma'da bile kusur arayacaktır.
He has no weaknesses and no flaws.
Hiçbir zaafı ve zayıf yanı yok.
If this lord really existed, with all the flaws that have appeared in his work, how could we see him as anything but contemptible?
Her eseri kusurlarla dolu olan şu Tanrı gerçekten var olsaydı,.. ... onu aşağılık bir şeymiş gibi görmemize ne engel olabilirdi?
Which pets are prone to hardly any flaws?
Hangi hayvan mükemmelliyetçi takılmaktadır?
Good. I've studied the Overlord Plan and there's a number of flaws in it.
Ben de bölge planını inceledim ve bazı hazırlıklar yaptım.
It can have flaws, and still be pleasing anyway.
Kusurları olabilir ama yine de memnun eder.
You see, we discovered that one of the causes for our disaster with Westworld lay with the human flaws of our controllers.
Batı Dünyası'nda yaşadığımız facianın sebeplerinden biri de kontrolörlerimizdeki insan hatası faktörü idi.
I have full cause of weeping but this heart shall break into 100,000 flaws or ere I'll weep.
Gerçi ağlamak için çok neden var ama bin bir parça olana kadar şu yüreğim ağlamayacağım.
Ifyou look at anything closely enough, you're bound to find flaws.
O kadar yakından bakılırsa her şeyde hata bulunabilir.
But it had a few flaws.
Ufak tefek kusurlar da olacaktır elbette.
Why were there flaws?
Nasıl kusurlar yani?
Full of flaws.
Kusurum çok.
So there were a few flaws in my plan.
Planımda birkaç boşluk vardı.
A few flaws?
Birkaç boşluk mu?
My inspectors have uncovered many flaws.
Müfettişlerim bir çok kusur tespit ettiler.
No noticeable flaws and approximately 1 0.3 karats.
Görülebilir hiçbir kusuru yok ve yaklaşık 10.3 karat.
"But, to cover up flaws and..."
"Ama, kusurlarini örtmek ve..."
You've erased all the mistakes, all the flaws, all the giveaways to make your illusion perfect.
Tüm hataları, kusurları, seni ele verecek unsurları silip kusursuz bir illüzyon yaratıyorsun.
So those little flaws like that... that's because that's a part of shade.
Çok müşkülpesentler. GÖLGE İşte küçük kusurların ortaya dökülmesi gölge yüzünden.
This reaction can act as a powerful painkiller, and oxytocin, known as the cuddle hormone, can be strong enough to blind us to a Lover's flaws.
Bu reaksiyon, güçlü bir ağrı kesiciyle aynı işi görebilir, ve aşk hormonu olarak bilinen, oxytocin de, bir kişinin, sevdiğine karşı gözlerini kör etmesine yetebilmektedir.
All I can see is the flaws, the lies. The dark thoughts that people think I don't see.
Tek gördüğüm kusurlar, yalanlar onların görmediğimi sandığı karanlık düşünceler.
Consider the first time a run-through, a rehearsal, to shake out the flaws.
İlkini bir deneme kabul edin, kusurları görmek için yapılan bir prova.
I can't find any system flaws.
Bu birimde bir sistem kusuru bulamıyorum, Kaptan.
His personality flaws
Kişiliği kusurlu...
I think that we can see quite clearly some very, very serious defects and flaws in our society, our level of culture, our institutions which are going to have to be corrected by operating outside of the framework that is commonly accepted.
Herhangi bir gazetede ya da dergide herhangi bir haber, bir yazı gördünüz mü? - Cevap vermeye çalışıyorum. - Peki.
Any injury I might suffer is instantly detected and repaired. And whatever flaws in my design that allowed the injury are corrected. It's quite remarkable really.
Çılgınca beni yok etmeye çalışsan bile öncekinden daha güçlü olarak kendimi yenilerim!
Don't look so stunned. As I said, the Big Gete Star instantly corrects any flaws to my body's design.
Sizin yok ettiğiniz Büyük Gete Yıldızının mükemmel teknolojisiyle yaratılan bu Coola'lardan sadece biriydi!
They believed through controlled procreation, they could create people without flaws, and those people would build a paradise.
Kontrollü doğumlarla, kusursuz insanlar yaratacaklarına, ve onların da... cenneti inşa edeceklerine inanıyorlarmış.
You know we have to react and point out all the flaws of the system.
Biliyorsun ki harekete geçip sistemdeki tüm kusurlara dikkat çekmemiz gerekiyor.
- A couple of flaws with the plan.
- Planında bir kaç hata var.
She hadn't seen any flaws in me.
Daha hiç kusurumu bulmamıştı.
I hoped my work at the Stapes Center had corrected the Litchfield flaws.
Umarım Stapes Center'daki çalışmalarım, Litchfield'deki kusurları ortadan kaldırmıştır.
I accept those flaws.
Ben bütün bu kusurları kabul ediyorum.
There are several genetic flaws in all men that can be acted on for reasons of distraction.
Tüm erkeklerde dikkat dağılması prensibine göre çalışan pek çok genetik hata vardır.
Also, some design flaws cropped up during the ship's shakedown cruise so Starfleet decided to abandon the project.
Ayrıca, geminin deneme seferi sırasında bazı tasarım hataları ortaya çıktı, bu nedenle Yıldız Filosu, projeden vaz geçmeye karar verdi.
He's got no flaws.
O kusursuz biridir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]