English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gaining

Gaining translate Turkish

944 parallel translation
And so, because of the grotesque situation this new kind of army grows and grows always gaining new recruits who care nothing about tomorrow just so long as money is easy today.
Ve böylece, bu gülünç durum yüzünden bu yeni ordu büyüdükçe büyüdü bugün para kazandıkça yarını umursamayan yeni elemanlar alarak.
Gaining a little weight, aren't you, honey?
Biraz kilo almışsın, değil mi, tatlım?
"Aida is still behind, but he's gaining ground!"
Aida hala geride! Ama hızlanıyor.
Gaining weight nowadays is almost a miracle.
Bugünlerde kilo almak neredeyse bir mucize.
They're gaining on us.
Yaklaşıyorlar.
Look, he's gaining.
Arayı kapatıyor.
My method for gaining your attention may seem a little unconventional, but hard times call for harsh measures.
Dikkatinizi çekme yöntemimi biraz yakışıksız bulabilirsiniz, ama... zor günler insanı kaba girişimlerde bulunmaya zorluyor.
And I took the precaution of gaining two days while crossing the Arabian Sea.
Ve Umman Denizi'ni geçerken iki gün kazanmak için önlem almıştım.
It's natural, I think, for him to be gaining faster.
Oğlanın hızlı büyümesi çok doğal bence.
But he's gaining.
Fakat kazanıyor.
Gaining his entrance through some low, American trick.
Amerikan usulü, ucuz bir hile yaparak içeri girmiş.
- He's gaining!
- Arayı kapatıyor!
- He's gaining, Ted!
- Arayı kapatıyor Ted!
We are merely gaining some insight into the experiences that sometimes will lead a young man astray. Objection.
Genç bir adamı doğru yoldan saptıran yaşadığı şeyleri anlamak için en başa döndük.
Her symptoms have been assumed with the purpose. ... of attracting attention, gaining pity, and escaping the responsibilities.
Hastanın bulgularının dikkat çekmek, kendine acındırmak ve sorumluluklardan kaçmak gayesiyle olduğu varsayıyorum.
Someone ought to tell her she'd be gaining a daughter.
Birisi ona bir kızı olacağını söylemeli.
She's gaining on you, Wart.
Seni kazanıyor, Wart...
Now she's gaining on the caravan.
Şimdi o bir kervanla ileri gidiyor.
The Imai mob from Osaka were gaining ground.
Osaka'dan Imai çetesi epey mesafe kat etti.
- Gaining fame and fortune?
- Şan ve şöhret kazanmak?
- Our campaign against the enemies of the public peace... is gaining momentum. I've got a part in The Family.
Aile'nin bir parçasıyım.
Gaining on us. Engines astern, full speed.
- Motorlar, geri.
Our black brothers fighting in Vietnam for white America are gaining priceless lessons in modern guerrilla techniques.
Vietnam'da beyaz Amerika için çarpışan siyah dostlarımız modern gerilla teknikleri konusunda çok değerli dersler çıkartmışlardır.
Even though the patrician nobility had gained some ground, even if the administrators were slowly gaining privileges, the fundamental constitutional character was unchanged.
Aristokrat soylular biraz toprak kazanmış olsa da,... vasiler yavaş yavaş imtiyazlar edinmiş olsalar da bunların hiçbiri, anayasanın esasi yapısını değiştirmemiştir.
- Gaining your confidence, making you trust me and telling them all about you.
- Güveninizi kazanarak, bana inanmanızı sağlayacak ve onlara sizle ilgili bilgi verecektim.
We are more manoeuvrable, but it is gaining on us.
Biz daha çok manevra yapabiliyoruz ama o bizden iyi.
- lt's gaining on us.
- Geliyor.
Gaining speed.
Hızlanıyoruz.
I like to think of it not so much as losing an officer as gaining... Come along.
Bir subayı kaybediyorum şeklinde düşünmek yerine kazanıyorum...
Are we gaining?
- Kazanıyormuyuz?
They're gaining!
- onlar kazanıyor!
Xebec gaining!
- Xebec yaklaşıyor!
To try and prevent Mocata from gaining control over her.
Mocata'nun, kızın üzerinde kontrol sağlamasını önlemeye uğraşacak.
You're gaining on it, Johnny.
Neredeyse kazanıyordun, Johnny.
What are you gaining?
Kazancın ne?
Later on, I'll be gaining.
Sonradan kilo alacağım.
I was worried about gaining weight and she had this exercise program.
bir egzersiz programı vardı. Bir kaç hafta sürdü.
That's it, boys, we're gaining on them.
İşte bu çocuklar, onlara yetişiyoruz.
They're the bad guys, not us, and they're gaining on us!
Kötü olan onlar, biz değiliz ve oldukça yaklaştılar!
Gaining French nationality became harder.
Fransız kimliği almak daha da zorlaştı.
We were sympathetic to the young people's cause, but there wasn't the same enthusiasm... the same enthusiasm which was gaining momentum among the young people.
Gençlerin davasında düşüncelerimizi paylaşıyorduk ama gençler arasında hız kazanan o aynı coşku da yoktu.
I stopped taking the pills because I was gaining weight.
Kilo aldığım için haplarımı almayı bırakmıştım.
It is merely a way of gaining additional time.
Bu sadece bir tür zaman kazanma yolu.
Yes, I am gaining weight and I am glad. Very happy!
Evet, kilo alıyorum ve bundan çok memnûnum!
But then your daughter would lose a father instead of gaining a husband.
Fakat o zaman da kızınız babasından olur bir koca kazanmak yerine.
Chamberlain Sugito is plotting to assassinate our Clan's heir, Lord Noriyuki, who is in poor health and to install Lord Takemaru, of a branch family, as heir thereby gaining control of the Oyamada Clan.
Vali Sugito, klanımızın sağlığı yerinde olmayan varisi Efendi Noriyuki'ye sûikast düzenleyip yerine, aile ferdi olan Efendi Takemaru'yu varis olarak geçirerek Oyamada Klanı'nın kontrolünü ele geçirme planları yapıyor.
Well, we're not gaining on him.
Ona yetişmemiz imkansız.
They're gaining on us.
Bizi yakalayacaklar.
Somebody once said, I forget who that he never looked back, because something might be gaining on him.
Birisi bir keresinde demiş ki, kim olduğunu unuttum hiç arkama bakmam, çünkü birileri sırtıma yük olmuş olabilir.
What's gaining on you, Paul?
Senin sırtına yük olan ne tırmanıyor, Paul?
We started out near the top running neck and neck with Baltimore and Cincinnati but all spring we kept floating never dropping far back, but never gaining, either staying alive with pitching one day and power the next but never putting the two together.
Biz sezona zirvenin yakınlarında başladk. Baltimore ve Cincinnati ile baş başa bir mücadele içindeydik. Fakat bütün bir sonbahar biz süzüldük durduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]