English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Girlfriend's

Girlfriend's translate Turkish

8,161 parallel translation
Look, if you ask the bassist... he's either gonna say I'm his girlfriend or he wants me to be...
Basçıya sor istersen. Ya sevgilisi olduğumu ya da benimle çıkmak istediğini söyleyecektir.
The only people that came were my mom and my psycho ex-girlfriend and Phil, the gallery owner, who's standing over there.
Gelenler annem, psikopat eski kız arkadaşım ve Phil. Galeri sahibi. Şurada duran.
You're his girlfriend now.
Artık onun kız arkadaşısın.
Say hello to tonight's fifth board member, my girlfriend Nastia.
Bu gecenin beşinci yönetim kurulu üyesi sevgilim Nastia. - Hayran kaldım.
I'm sorry to interrupt again, but does this end with you fucking your father's girlfriend?
Yine böldüğüm için özür dilerim ama.. Hikaye babanın kız arkadaşını becermenle mi bitiyor?
There's your girlfriend.
- Kız arkadaşın orada.
Girlfriend's late.
- Sevgilin gecikti.
Yeah, and my girlfriend's there too, so.
Evet, kız arkadaşım da orada.
- Sorry, Sam, she's my girlfriend.
- Pardon. O benim kız arkadaşım.
Byron sold the sickest vinyl, while his psychic girlfriend, Abigail, told fortunes to bored housewives.
Byron'un en güzel plakları satmasıyla birlikte sevgilisi Abigail canı sıkılmış ev hanımlarına fal bakıyordu.
Right, you're David's girlfriend, right?
- David'in sevgilisisin değil mi?
That's Linda, my girlfriend.
Linda, kız arkadaşım.
My girlfriend's a dab hand at the painting.
Kız arkadaşım boyamada ustadır.
- She was your girlfriend.
- Kız arkadaşınızmış.
That's how I met your girlfriend.
Bu ı kız arkadaşını tanıştım.
I figured you were his wife or girlfriend or something.
Onun karısı veya kız arkadaşı falan olduğunu düşünmüştüm.
He broke into the Quinta de Bolívar Museum with his buddy Alejandro and Alejandro's girlfriend, Elisa, and stole a national treasure...
Quinta de BolIvar Müzesine arkadaşı Alejandro ve onun sevgilisi Elisa ile zorla girmişler ve ulusal bir hazineyi çalmışlardı...
I'm making the chicken he likes, but he's out with the girlfriend.
Sevdiği tavuktan yapmıştım ama yalnız gelmişti.
Listen, it's my girlfriend.
Kız arkadaşım elinde.
The woman that Savannah described, it's... it's his girlfriend.
Savannah'nın tarif ettiği kadın, onun kız arkadaşı.
He's with his girlfriend, living abroad...
Kız arkadaşıyla birlikte, yurt dışında yaşıyor...
Maybe he's gone away with his girlfriend, I don't know.
Belki kız arkadaşıyla bir yere gitmiştir, bilmiyorum.
So we called it Madame Tinsley's because we wanted something a bit ostentatious to separate it from other instant soups that are marketed as a cheap meal fix because our soup is made with the finest dehydrated products available and I have an ex-girlfriend named Tinsley.
Adını Bayan Tinsley koyduk, çünkü ucuza satılan diğer hazır çorbalardan ayrılması için biraz fiyakalı bir isim istiyorduk zira bizim çorbalarımız piyasadaki en iyi kurutulmuş mahsullerden yapılıyor ve eski sevgilimin adı Tinsley.
Oi, she's been a soldier longer than she's been your girlfriend.
Hey, o senin kız arkadaşın oldığundan daha uzun zamandır askerlik yapıyor.
But she's, she's not my girlfriend, okay?
Ama o benim kız arkadaşım değil tamam mı?
Hey, did you know your husband Is fucking my girlfriend? It's time to go.
Kocanın benim kız arkadaşımı siktiğini biliyor musun?
He's fucking up the life of his wife, Of his kids, of me and my girlfriend and it's...
Karısının, çocuklarının, benim ve kız arkadaşımın hayatını yedi.
And that's probably the most beautiful thing You can do with your girlfriend.
Bu belki de kız arkadaşına yapabileceğin en güzel şey.
That's my girlfriend, Teresa.
Bu da sevgilim, Teresa.
Who's your girlfriend?
Kimmiş sevgilin?
- What? That's my dad's girlfriend?
Babamın kız arkadaşı mı o?
[Gasps] Or when we broke into Tom's house and we locked his girlfriend in the closet?
Yoksa Tom'un evine girip kız arkadaşını dolaba kitlememizi mi diyorsun?
She's not... my girlfriend.
O... benim sevgilim değil ki.
Why is everyone acting like tea is some magic elixir that's gonna make it so Adam doesn't have a girlfriend anymore?
Neden herkes çay Adam'ın başka bir sevgilisi olduğu gerçeğini değiştirecek büyülü bir iksirmiş gibi davranıyor?
Dan's girlfriend, come on, get in the pool.
Dan'in sevgilisi, hadi gir havuza.
Jesus'girlfriend's got a real good point.
İsa'nın sevgilisi iyi bir noktaya değindi.
- Yes, she's my girlfriend.
- Evet, kız arkadaşım.
Rebecca's my girlfriend.
Rebecca benim kız arkadaşım.
You're Chester's girlfriend? Is that what you fucking think?
Harbiden böyle mi düşünüyorsun?
I'm getting dragged around this fucking city is not as sad as you sitting home thinking your Chester's motherfucking girlfriend!
Bu koyduğumun şehrinde oradan oraya sürüklenmem, senin evinde oturup Chester'ın kız arkadaşı olduğunu düşünüşün kadar acınası değil.
It's my girlfriend's art show.
Kız arkadaşımın sanat galerisi.
Uh-huh, girlfriend.
Olmamış, kanka.
- Live-in girlfriend? - Yeah, couple of years.
Birlikte yaşadığı kız arkadaşı varmış.
It happens, okay? It's not like she's my girlfriend.
Olur böyle, tamam mı?
Bill : Oh, yes. Turns out he has another girlfriend over in Mobile.
Anlaşılan Mobile'de başka bir kız arkadaşı varmış.
You know who's gonna be sorry? Whoever leaked the story to the blawker about henry's girlfriend
Asıl Blawker'a Henry'nin kız arkadaşıyla ilgili haberi sızdıran kişi çok üzülecek.
Lemon, i was the one who leaked the story About henry and his girlfriend to the blawker.
Lemon, Henry ve kız arkadaşıyla ilgili haberi Blawker'a ben sızdırdım.
Last chance, where's your girlfriend?
Son bir şans daha, kız arkadaşın nerede?
She's not my girlfriend.
O benim kız arkadaşım değil.
That was Justin's college girlfriend.
Justin'in üniversitedeki kız arkadaşıydı.
Hey, girlfriend's here.
Hey. Kız arkadaşın geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]