English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Girls giggling

Girls giggling translate Turkish

35 parallel translation
And what are you girls giggling about?
Kızlar ne kıkırdıyorsunuz orada?
I call up and I hear the girls giggling.
Ne zaman arasam duyduğum tek şey orada çalışan kızların kıkırtıları oluyor.
[Girls Giggling]
[Kızlar kıkırdar]
( GIRLS GIGGLING ) CHERYL :
Ne yapacaksınız?
You want a hooker, go to the end of the bar. [Girls giggling]
Eğer bir fahişe istiyorsanız, barın oraya gidin.
The twinkling lights, Violins, girls giggling about something.
Titrek ışıklar kemanlar, bir şeye kıkırdayan kızlar.
I'm sorry to hear about your back. [Girls Giggling]
Sırtınızı duydum çok üzüldüm
- GIRL : Let's go this way : - ( GIRLS GIGGLING )
Bu taraftan gidelim.
( girls giggling )
( kızlar kıkırdayarak )
( Girls giggling ) - Bernie : Are we funny?
- Komik olduğumuzdan mı?
- [girls giggling] - Lord help me.
Tanrı aşkına.
We were no silly, giggling girls.
Ahmak, kıkır-kıkır gülen kızlardan değildik.
Besides, I know you girls. No matter how far apart I put you you'll sneak back together and spend the night giggling.
Hiç fark etmez, siz zaten birbirinize sokulur, sabaha kadar kikirdanirsiniz.
Giggling like a bunch of girls in the schoolyard.
Liseli kızlar gibi kıkırdıyorsunuz.
We always have a teacher here at 3 : 00 to make sure the boys don't get into horseplay or the girls while away the afternoon gossiping and giggling on the corner.
Saat üçte burada hep bir öğretmen bulunur. Çocuklar kendini oyuna kaptırmasın, kızlar köşelere çekilip... dedikodu yapmasın, kıkırdamasın diye.
And here to take your sexual histories are two giggling girls.
Cinsel geçmişinizi almak için kıkırdayan iki kız geliyor.
The girls on the corner are giggling.
The girls on the corner are giggling.
OH, YOU KNOW, I JUST CAN'T WAIT TILL THIS IS OVER AND I'M SHOWERING WITH THE OTHER GIRLS, SOAPING OUR BODIES AND GIGGLING.
Şu iş bitsinde diğer kızlarla duşta, vücutlarımızı sabunlarken eğleneyim.
Can you girls keep the giggling down?
Siz kızlar kıkırdamayı keser misiniz?
( GIRLS GIGGLING )
- Evet.
We came home to parades, confetti, drums, bugles and giggling factory girls
Biz cepheden döndüğümüzde, geçit törenleriyle, bandolarla karşılandık. Cilveli genç kızlar vardı herşeylerini sunmuş, bize vermeye hazır bekleyen.
Yeah? Bury the girls and then sit there giggling with each other while they suffocate to death?
Kızları gömüp sonra onlar ölümle boğuşurken oturup kıkırdıyor muydunuz?
Look, the other night, I'm wiping down the reference room, I hear the girls sneaking in, giggling.
Geçen gece kaynak başvuru odasını silerken kızların gizlice girip kıkırdadığını duydum.
Girls and servants scuttling about giggling, when it's only you come to call.
Sadece sen geleceğin zaman kızlar ve uşaklar gülüşüp duruyorlar.
Untie that rope, give it to a couple of pigtailed school girls, let them start jumping with it while chanting a rhyme and giggling about boys.
O ipi çöz de okullu kızlara ver, erkeklerin adını ritimle söyleyerek ip atlasınlar.
Anyway, she was about seven years old when I was walking past her room and she was on her bed reading to her sister, Sharon, and those girls, they were just giggling their little socks off.
Her neyse, o yedi yaşındayken odasının önünden geçiyordum. Kardeşi Sharon'a yatağın üzerinde bir kitap okuyordu. Kızlar sürekli kıkırdaşıp gülüşüyorlardı.
I've seen you two whispering in the night, giggling like a pair of girls.
Geceleri fısıldaştığınızı, kızlar gibi kıkır kıkır güldüğünüzü gördüm.
What, and sit around watching a bunch of giggling girls compete over who's the prettiest and bakes the best scones?
Ne, oturup kıkırdayan kızları seyretmek, kim daha güzel, en iyi çöreği kim yaptı diye yarışmak için mi?
Guys, let's say you took two girls on a horseback ride, and one you totally connected with and had an amazing time, and she looked great in cowboy boots and a sundress, and the other one was all wussy about it and kept pretending she needed help and was closing her eyes and giggling like an idiot.
Çocuklar diyelim ki iki kız ata binmiş biri tamamen odaklanmış ve harika zaman geçiriyor kovboy çizmeleri ve yazlık elbisesiyle harika görünüyor ve diğeri tam bir korkak gözlerini kapatıp aptalca kıkırdayarak yardıma ihtiyacı varmış numarası yapıyor.
Somehow these girls had magically morphed over the summer from dorky freshmen to a hoard of cleavage-bearing, short-shorts-wearing, giggling Kesha clones who were only too happy to hang all over the senior guys.
Bu kızlar nasıl oluyorsa yazın bir anda aptal birinci sınıftan göğüs dekolteli, kısa şortlu sürekli kıkırdayan Kesha kopyalarına dönüşüyorlardı. Ve tek eğlendikleri şey ise son sınıf erkekleriyle takılmak oluyordu.
When I recover my sight, I'm going to imprison you, you giggling girls!
Gözlerim düzeldiğinde sizi içeri atacağım kıkırdak kızlar.
They've got to put on a show with their voices, the way they move, giggling like a bunch of girls.
Sesini gösteriş olsun diye yükseltip kızlar gibi kıkırdayarak hareket ediyorlar.
One day you're fighting and calling each other names, now you're giggling like a bunch of school girls. What the hell's the matter with you two?
Bir gün tartışıp birbirinize laf sokuyorsunuz öbürsü gün küçük kızlar gibi kıkırdıyorsunuz.
[girls giggling]
Evet.
- [girls giggling]
Yo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]