English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Guarding

Guarding translate Turkish

1,286 parallel translation
Shouldn't you be guarding the Orange Julius.
Gidip alışveriş merkezlerini koruman gerekmez mi?
Then, what's a great soldier... like you doing guarding this post at your age?
Öyleyse senin gibi büyük bir asker... neden senin yaşında hâlâ bu garnizonu koruyor?
A female sargeant major lays her eggs on the rocks and the male spends weeks guarding his nest until the eggs hatch chasing off everything else that wants a snack
Dişi sargeant major kayaların üzerinde kuluçkaya yatar ve erkek haftalarca yuvasını korur. Ta ki yumurtalar çatlayana kadar. Birşeyler atıştırmak isteyen tüm yabancılara karşı takip gerekli.
It's a bit risky going in here, but the ROV should be guarding me, keeping an eye out for any predators lurking around.
Oraya dalmak birazcık riskli, ancak UKA beni koruyor olacak, civarda dolaşan yırtıcıları gözleyecek.
I'm guarding you, Harper, not guiding you.
Sana muhafızlık yapıyorum Harper, rehberlik değil.
But now he's got classic signs : guarding and rebound tenderness.
Ama şu anda klasik işaretler olan, şişkinlik ve ağrı var.
- There's no guarding or rebound.
- Savunma ya da geri sekme yok.
But he's guarding.
Ama savunmada.
No guarding or rebound.
Savunma ya da geri sekme yok.
Chris, you are responsible for guarding the camp while we fish.
Chris, biz balık tutarken sende kampı korumakla sorumlusun.
Guarding her bid on the silent auction.
Açık arttırmaya katılıyor.
Who's guarding for them?
Onları kim çalıştırıyor?
He wants noncoms guarding roadblocks and men watching roads out of town.
Rütbesizlerin yolları, askerlerin de kasaba çıkışlarını kontrol etmesini istiyor.
Wielding the bat throwing the ball and guarding the field.
Sopayı kullanma topu atma ve sahayı koruma.
Anyway, this... Okay. This is an illustration of the Leviathan, the creature guarding the entrance to Atlantis.
"Leviathan" isimli yaratığın tasviri.
It's about guarding that lab.
Görevimiz laboratuvarı korumak.
Because you're guarding Judith.
Çünkü sen Judith'i kolluyorsun.
- It's guarding something.
- Bir şeyi koruyor.
- Guarding something?
- Bir şeyi mi koruyor?
That's what the dog's guarding.
Köpek işte onu koruyor.
But whatever Fluffy's guarding, Snape's trying to steal it.
Ama Fluffy her neyi koruyorsa, Snape onu çalmaya çalışıyor.
What that dog is guarding is between Dumbledore and Nicholas Flamel.
O köpeğin koruduğu şey, Dumbledore'u ve Nicholas Flamel'ı ilgilendirir.
That's what Fluffy's guarding.
İşte Fluffy'nin koruduğu şey.
There's never more than a handful ofthem... guarding the perimeter at any given time, and they're not watching very closely.
İyi korunan bir çevreden başka bir şey yok. Yakından izlemiyorlar.
The ghosts, they are guarding me.
Hayaletler.Onlar beni koruyorlar.
They're guarding the palace, as usual.
Her zamanki gibi sarayı koruyorlar.
There can't be only one soldier guarding her.
Sadece bir askerin onu korumasi imkansiz.
Shunning publicity and fiercely guarding his anonymity...
Reklamdan kaçınır, gözden uzak dururdu.
They're probably guarding the Scooby Snacks.
Muhtemelen Scooby bisküvilerini koruyorlar.
And we know he's guarding the Scooby Snacks in there.
Ve Scooby bisküvilerini burada tuttuğunu biliyoruz.
You were guarding the boss last night. - So was Kaneko.
Dün akşam patronun korunmasından sen sorumluydun!
It's you and me guarding the coop.
Desene burayı ikimiz koruyacağız.
Who do you think's guarding her?
Onu kim koruyor sanıyorsun?
What is the best thief in the galaxy doing guarding a room full of rocks and bones for Miskich?
Galaksinin en iyi hırsızı Miskich için taş ve kemikle dolu bir odayı mı koruyor?
I kind of thought I'd start out with light typing, car-guarding. Something low pressure.
İşe daktilo yazmak, araba korumak gibi daha az baskı yaratan işlerle başlayacağımı sanmıştım.
But I thought I had purpose guarding the- -
Ama düşündüm de, arabayı korurken amacımı...
We got tenderness and guarding in the left upper quadrant.
Karnın sol üstünde hassasiyet ve şişkinlik var.
- I got some involuntary guarding here.
Bisiklete. Burada hassasiyet var.
- Soft abdomen. No guarding or rebounds.
Karın yumuşak.Şişkinlik ya da hassasiyet yok.
Rebound and guarding in the right quadrant.
Karnın sağ üstünde şişkinlik ve hassasiyet var.
Mild guarding.
Hafif bir hassasiyet var.
Epigastric tenderness. No rebound or guarding.
Karnın üst ortasında hassasiyet var Şişme yok.
I thought you and the short one were supposed to be guarding'the place
Senle şu kısa boylu olanın mekanı kollaması gerekmiyor muydu?
He does not need guarding from either of you.
Herhangi birinizin kollamasına ihtiyacı yok.
Hunting. Guarding.
İz sürme, avlanma, koruma.
We couldn't nail him until we found out that Bates, Towne, and Murray... have been guarding his shipments for the past year and a half.
Bates, Towne ve Murray'nin 1,5 yıldır onun işlerini koruduğunu öğrenene kadar onu tutuklayamadık.
You got two guys left, guarding the Goa'uld.
Solda iki adam var, Goa'uld'u koruyorlar.
Yeah, what, by the same guys who were guarding him in the first place?
Evet, onu daha önce de koruyan aynı korumalar mı?
They've got round-the-clock security guarding that recipe with their fucking lives. Like the coke recipe.
Tıpkı Cola formülü gibi.
The man you were guarding.
Tutuklu.
- Yes, I'm guarding your tree.
- Ağacımı koruduğunuz için teşekkürler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]