English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Laugh out loud

Laugh out loud translate Turkish

50 parallel translation
Laugh out loud.
Kahkaha at.
Who would have thought we'd ever see him laugh out loud?
Onu bu kadar sesli gülerken görebileceğimizi kim düşünebilirdi ki?
They can make you laugh out loud, just like that.
Kahkahalar atmanı sağlayabilirler.
They can make you laugh out loud just like that.
Kahkahalar atmanı sağlayabilirler.
Well, that would require some sort of a rebigulator which is a concept so ridiculous it makes me want to laugh out loud and chortle...
İşte bu bir tür "büyütücü" gerektirir ki bu da konsepti benim de katıla, katıla güleceğim bir şekilde pek gülünç hâle getirir.
She's... she makes me laugh out loud.
Çok... Beni kahkahalarla güldürüyor.
Laugh out loud.
Çok güldüm.
I do not think I have ever did laugh out loud and I know that it is capable to make people laugh.
Onu kahkahalarla güldürdüğümü hiç sanmıyorum ve mizah duygum olduğunu biliyorum, insanları güldürebilirim.
- "Laugh out loud"?
- Oha falan mı oldun?
laugh out loud.
"Kahkahayla gülmek".
Not laugh out loud, funny.
Katılarak gülecek kadar değil.
Laugh out loud!
Yüksek Sesle Gülme!
I surf the web, i text LOL Laugh Out Loud,
İnternette gezerim, DÇG diye mesajlar atarım. Dışımdan Çok Güldüm.
LOL. Laugh out loud.
Kahkaha atmak anlamına geliyor, değil mi?
You're smart, you have a conscience... of sorts, and an audacity that makes me laugh out loud.
Akıllısın vicdanın var... ve benzeri ve bana kahkaha attıran cüretkârlığın.
Nope, but when she says it, makes me laugh out loud.
Hayır, ama bunu söylediğinde çok güleceğim geliyor.
Grab a ride, laugh out loud
Arabaya biniyorum, sesli gülüyorum
I'd be doing somethin', reading a book or somethin', and all of a sudden, it would come over me that I was gonna kill her, and the idea seemed so crazy that I'd almost laugh out loud.
Bir şey yaparken yada bir kitap falan okurken, bir anda aklıma onu öldüreceğim geliyordu. Ve fikir o kadar çılgınca geliyordu ki neredeyse kahkaha atıyordum.
- I mean, if you were gonna laugh out loud, why aren't you laughing out loud?
- Madem kahkaha atıyorsun,.. ... neden adam gibi kahkaha atmıyorsun?
He made me laugh out loud just as her uncle was giving a speech.
Imogen'in amcası konuşma yaparken kahkaha atmamı sağlamıştı.
Very good! Now, laugh out loud!
Çok güzel, şimdi de sesli gülün.
L.O.L. ( Laugh Out Loud )
Şimdilik gülüp, geçiştir bakalım
Trying to love, live and laugh out loud.
Sevmeye, yaşamaya, kahkahayla gülmeye çalışıyorum.
Yeah, I never thought I would read something written by Serena Van Der Woodsen that made me laugh out loud, and even more pressi- - There were no witnesses, so I will deny it if asked publicly, but, uh, there may have been a lump in my throat.
Evet, ben de hiç beni güldüren bir Serena Van Der Woodsen yazısı okuyacağımı sanmazdım ve daha da etkileyicisi görgü tanığı yoktu bu yüzden sorulursa inkâr edeceğim ama boğazım düğümlenmiş olabilir.
"Let's open up our hearts and laugh out loud."
"Hadi kalplerimizi açalım ve sesli gülelim"
"Lulz" is a corruption of lol which stands for "laugh out loud".
"Lulz" lol yani "laugh out loud" ( sesli gülmek )'ın bozularak aldığı hal.
Well, it wasn't laugh out loud funny.
Kahkahalık bir şaka değildi tabii.
I laugh out loud all the time I see that.
Bunu her gördüğümde sesli gülerim.
Even a princess must sweat and laugh out loud sometimes!
Asil bir prensesin bile terleyip katıla katıla güleceği zamanlar olur!
"Laugh out loud in a library."
- "Kütüphanede yüksek sesle gül."
I wanted to laugh out loud I was so happy.
Haykırarak gülmek istedim, çok mutlu olmuştum.
You thought that was laugh out loud?
Buna mı yüksek sesle güldün?
I never laugh out loud.
Asla sesli şekilde gülmem.
"Laugh out loud." Yeah, that's what I did.
"Haykırırarak güldüm" Ben de öyle yaptım.
LOL means Laugh Out Loud.
LOL, katıla katıla gülmektir.
I DON'T LIKE TO LAUGH OUT LOUD, BECAUSE I BELIEVE IT'S A SIGN OF WEAKNESS,
Yüksek sesle gülmeyi sevmem.Çünkü, zayıflık belirtisi olduğuna inanıyorum,
Idiot, LOL means Laugh Out Loud.
Salak, LOL yüksek sesle gülüyorum demektir.
Yeah, laugh out loud, you know, Staring at what a piece of shit you are.
Evet, Katıla Katıla Gül, salak, sizin gibi boklara baktığımda, içimden gelen.
OK, truth : every time I've texted you back "lol," I never laugh out loud.
Tamam, doğruluk : Sana ne zaman mesajda "SG" yazsam, hiç "sesli gülmüyorum".
I could laugh out loud, and it feels good.
Kahkaha atabiliyorum ve bu his hoşuma gidiyor.
"A guy called Dharam came to make Parisians laugh out loud."
"Dharam sizleri güldürmek için geldi Paris'e..."
"Let me laugh. Laugh out loud."
"Bırak güleyim, yüksek sesle."
Laugh out loud.
Yüksek sesle gül.
The conclusions that you draw are laugh-out-loud funny.
Çizdiğiniz figürler adamı gülmekten öldürür.
She had a very infectious laugh... and pretty soon we were both laughing out loud.
Bulaşıcı bir gülüşü vardı sonra beraber gülmeye başladık.
But then you think how terrible it would have been if you'd laughed out loud in the middle of the minute silence... and soon you nearly do it again, only this time it's a bigger laugh.
Ardından, bir dakikalık saygı duruşunda gülmenin ne kadar korkunç bir şey olduğunu düşünürsün ve tam gülecekken kendini tutarsın. Ancak bu defaki daha büyük bir kahkahadır.
He makes you laugh out loud... and that's the shock.
Ve bu şok edici.
But not necessarily big, "ha ha ha," laugh-out-loud funny, you know, and certainly not make-fun-of-other-people funny, but rather something, uh, human funny.
Ama çok fazla "ha ha ha" tarzı fazla komik olanlardan değil bilirsin işte, ve ayrıca diğer insanlarla dalga geçen tarz da değil daha çok insancıl tarzda komik
Her silly laugh coming out of some child's mouth, loud like a mine drill.
O çocuksu ağzıyla çirkin gülüşü beliriverdi maden matkabı gibi gürültülü bir şekilde.
Nah, it was the... It's not funny. It's just that when you said that out loud, it made me laugh.
Yok, komik değil, sadece bunu sesli söyleyince, gülesim geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]