Pr��s translate Turkish
307 parallel translation
But... who's responsible for that PR sign?
Ama bu kelimeleri kim okur ki? Çok kalitesiz.
The Pr.Mandfeldt's Conference about the wealth in gold on the Moon, as part of the Worldwide Astronomy Congress, provoked strong protestation, by his more than fancyful approach.
Prof. Mandfeldt'in Dünya Astronomi Kongresi'nde yer alan... aydaki altın bolluğu hakkındaki konferansı... hayali yaklaşımıyla protestolara neden oldu.
He's very restless.
Kıprı kıpır birisi.
Oh, PR's merely a question of knowing the right people and I'm luckier than most chaps in that department.
Ah, halkla ilişkiler sadece insanı doğru anlayabilme meselesidir... ve o bölümdeki çoğu beyden daha şanslıyım.
Joe's the new PR man from D. D. J. A. Charlie Dean.
Joe D.D.J.A.dan gelen yeni Hİ elemanımız.
So you're our PR?
Bizim Halkla İlişkiler uzmanımız mısınız?
I missed God's pr esence.
Tanrının huzurunda sandım kendimi.
After the unveiling of the statue you will be pr esented to the Queen.
Heykelin açılışından sonra Kraliçeyle tanıştırılacaksınız.
If I get pr egnant, I won't know who's baby it is.
Eğer hamile kalırsam, bebek kimden bilemem.
- She run pretty-pr-pretty nice.
- Araba gayet iyi çalışıyor.
A while ago someone from your department store's PR Team called, and told me I won a vacuum cleaner.
Arayan sizin mağazanın halkla ilişkiler bölümünden olduğunu söyledi. Elektrikli süpürge kazanmışım.
And I'm Gary Danziger, John Norman's PR man.
Benim adım Gary Danziger, John Norman'ın tanıtımcısı.
Yes, he worked for a PR firm in Beppu, and often stopped by my restaurant on his way to their Kokura branch.
Evet, Beppu'da bir halkla ilişkiler firmasında çalışıyordu ve sık sık yolunun üstündeki restoranıma uğrardı.
It's a PR company.
Arık dürüst bir hayat süreceğim.
It's great PR though, isn't it, Hub?
Ama ödüle layık değil mi?
PR's my specialty.
Halkla ilişkiler konusunda uzmanımdır.
It's just a bloody PR exercise.
Allahın belası bir halkla ilişkiler çalışması.
- No, it's some PR for the school.
- Hayır, okulun tanıtımı için.
Why would he trade all that for running, say a piece of the PR at a powerful complex conglomerate like your dad's?
Bütün bunları babanınki gibi güçlü kompleks bir şireketteki halkla ilişkiler işine neden değişsin ki?
D? s which Pr Benson is L?
Benson buraya gelir gelmez, ben kaçıyorum.
It's a very sophisticated PR campaign. Brilliantly done.
Çok zekice oluşturulmuş bir propagandadan bahsediyoruz.
We used to work at the PR firm together.
Halkla ilişkilerde beraber çalışıyorduk.
Bullshit, bullshit... We're in PR. That's what we do, isn't it?
Halkla ilişkiler işindeyiz, olayımız bu zaten.
You know, I work here I'm in PR.
Burada çalışıyorum Halkla İlişkiler bölümünde.
Is that Hilary du Pr? , flutist?
Ama siz Hilary Du Pré değil misiniz, flüt sanatçısı?
" Hilary du Pr?
" Hilary Du Pré sınırsız bir ifade gücüne ve
Ms. du Pr? be converted to Judaism.
Bayan Du Pré Yahudi inanışını kabul edecek.
It's a way to turn a PR embarrassment into a triumph.
Reklam rezaletini zafere dönüştürebilir. Güzel.
I own my own PR firm, you write a newspaper column.
Benim kendi halkla ilişkiler firmam var. Sen de köşe yazarısın.
He's a total PR nerd.
O tam bir beyinsiz PR.
It's good PR.
Bu iyi halkla ilişkiler.
The best thing the president can do from a PR standpoint is to show you the door.
Ve bir PR bakış açısıyla Başkan'a tavsiye olarak yapacağı en akıllıca şeyin sana kapıyı göstermesini söylemektir.
My mother's firm does all my PR.
Halkla ilişkilerimi annemin şirketi yapıyor.
Yeah, I'm sorry, Prince... Mira, I work alone.
Evet, üzgünüm, Pr - Mira, yalnız çalışırım.
also the? m must believe it on n? s pr?
Öyleyse kendimizinde heryerde olduğuna inanmalıyız..
- You have to. lt's good PR.
- Mecbursun.
It's fluff, it's PR.
Bütün bunlar uydurma, reklam için.
Samantha decided if she was gonna get a good night's sleep, she'd have to test how effective a PR professional she was.
Samantha bir daha rahat uyumak istiyorsa ne kadar iyi bir halkla ilişkiler uzmanı olduğunu test etmesi gerektiğine karar verdi.
He's a PR guy.
Bu adam halkla ilişkiler adamı.
The success of a task force depends on PR.
Bir görev timinin başarısı halkla ilişkisine bağlı.
They'll use you for good PR, offer to host a fundraiser.
Bağış yapmayı önererek, seni kendi reklamları için kullanacaklar.
In the past PR had been seen as seedy and corrupt, but now it became a glamorous business, promoting products and celebrities.
Geçmişte halkla ilişkiler bozuk ve yıpranmış görünüyordu ama şimdi ünlüleri ve ürünleri öne çıkaran büyüleyici bir işti.
In an event staged by United Fruit's PR department he was shown piles of Marxist literature that had been found it was said in the presidential palace.
United Fruit'in PR departmanının tezgahladığı bir olayla, Nixon'a birçok Marxist edebiyat eseri gösterildi. Bunların başkanlık sarayında bulunduğunu söylediler.
I work in PR not mergers and acquisitions.
Ben PR ( halkla ilişkiler ) alanında çalışıyorum, birleşme ve satın alma alanında değil.
The PR man's creed.
"Halkla ilişkiler uzmanları yalnız yaşarlar bu şehirde."
- Catch the bank robbers? I suggest the PR department finds the rest of us first.
- Sıkışırsan yukarıda
It's bad PR to kill reporters and hostages and the like.
Muhabirlerin, rehinelerin falan öldürülmesi iyi reklam olmaz.
I did PR for your museum benefit.
Müze bağış yemeğinde halkla ilişkilerdeydim.
That's just PR.
Sadece reklam.
You're right about the PR nightmare, but perhaps we can give it a positive spin.
Halkla İlişkiler kabusu hakkında haklısın, ama belki düzeltebiliriz.
If the S.E.C. Finds out... we'll be reading Pr / son T / mes.
Eğer vergi dairesi öğrenirse hapishane dergileri okuruz.