Shining star translate Turkish
144 parallel translation
All of us have cause to wail the dimming of our shining star... but none may help our harms by wailing them.
Parlak yıldızımızın sönmesi hepimizi derinden üzdü, ama ağlamak da derdimize deva olmaz.
"until a bright shining star appeared and guided them to safety."
"Parlayan bir yıldız gözüküp, onlara güvenli bir yere doğru rehberlik edene kadar."
As we stumble down the path our sinful history let there always be one shining star to show the way.
Günahkâr geçmişimizin izlerini taşırken parlayan bir yıldız bize her daim rehberlik etsin.
Carmela and Paulino, Tip-top Variety... here for the first time and also in the vanguard of the victorious front, have the great pleasure of presenting this extravaganza with that shining star of the Spanish music hall, of worldwide acclaim,
Carmela ve Paulino, şık varyete gösterileriyle bu akşam burada. Cephede zafer kazanmış öncü kuvvetin önünde bu lirik ve müzikal gösteriyi sizlere sunmaktan büyük kıvanç duyuyoruz. İspanyol müzik salonlarının dünya çapında övgü kazanmış emsalsiz olağanüstü çekici parlayan yıldızı...
All of us have cause to wail the dimming of our shining star.
Hepimiz parlayan yıldızımız karardı diye ne kadar dövünsek yeridir.
A big, bright shining star.
Büyük, meşhur bir yıldız.
I am a big, bright, shining star.
Ben büyük, parlak bir yıldızım.
What is it? A tonic? You're holding an elixir capable of turning a mere spark, into a shining star
Elinde tuttuğun hayat iksiri, tek bir kıvılcımı ışıldayan yıldıza çevirecek güçte.
The Hundred Years'War the War of 1812, the first three world wars the Dilgar war, the War of the Shining Star the Minbari War, the Shadow War.
Yüz yıl savaşları 1812 Savaşı, üç tane dünya savaşı Dilgar Savaşı, Parlayan Yıldız Savaşı Minbari Savaşı, Gölgeler Savaşı.
President Kyoshi of the Eastern Bloc, 50 years ago... dying in office three days after the War of the Shining Star ended.
Doğu Bloğu'nun başkanı Kyoshi de, 50 yıl önce Parlayan Yıldız Savaşı'ndan 3 gün sonra bürosunda öldü.
Hang a shining star upon the highest bow!
En yüksek noktaya parlak bir yıldız asın
# A brightly shining star where there was none
Daha öncesinde yıldızsız yerde parlak bir yıldız.
This night just turned into a fairy tale, and you, my friend, are the shining star.
Bu gece, ergen bir masala dönüştü. Ve sen, büyük parlak yıldızsın.
Three years later Today's guest speaker is a former shining star of this University's psychology department.
Bugünün misafiri... üniversitenin psikoloji bölümünün bir önceki parlayan yıldızı.
Well, if it isn't our bright, shining star!
Parlak yıldızımız gelmiş.
The only shining star on the team these days is their strapping young outfielder, T-Rex Pennebaker.
Takımda parlayan tek yıldız genç vurucu T-Rex Pennebaker.
I miss your shining star
Parlayan yıldızını özlerim
I miss your shining star
Özlerim parlayan yıldızını
Mom got her wish. She's a bright shining star.
Annemin dileği gerçekleşti.
- But not a shining star like Mr. Big Shot.
- Sen bir yıldızsın. - Ama bay mükemmel kadar da değil.
And here you had Enron, which appeared to be this shining star of a new-economy company.
Enron, yeni ekonomi şirketlerinin parlayan yıldızıydı.
And here you had Enron, which appeared to be this shining star of a new-economy company.
Enron, yeni ekonomi. ... şirketlerinin. ... parlayan yıldızıydı.
No bright shining star No cloud from afar
Ne parlayan yıldızlarda Ne uzaklardaki bulutlarda
You're a big shining star.
Sen büyük parlak bir yıldızsın.
Dreyman is a shining star among the artists in Democratic Republic.
Kendisi, Demokratik Cumhuriyet'in sanatçıları arasında parlayan bir yıldızdır.
Media mogul Bradford Meade and his son, the shining star.
Medya patronu Bradford Meade ve parlayan bir yıldız olan oğlu.
But I always realized one fact that she was like a brightly shining star in the sky that many people want to surround.
Ve şunun hep farkındaydım. İnsanların sürekli etrafında dolaştığı parlak bir yıldızdı.
Let's look for coach McGregor to give the ball to his big bright shining star,
Bakalım koç MacGregor topu büyük parlayan yıldızı
The Sun, that shining star of our Solar System, is capable of both astonishing beauty and ferocious violence.
Güneş Sistemimizin ışıldayan yıldızı Güneş hem şaşırtıcı güzelliğe hem de acımasız şiddete muktedirdir.
Dollbaby, you're my shining star.
Oyuncak, gözbebeğimsin.
And you are the star, shining on them from this house... all the way across the continents and oceans.
Ve sen de bu evden onların üzerine parlayan bir yıldızsın.
And the heavenly hosts sang, "Hallelujah." There was a shining bright star in the sky, and it was a beautiful time.
Ve ermişler "Hallelujah" ( Elhamdülillah ) şarkısını söylediler orada gökyüzünde parlayan parlak yıldız vardı ve harika bir andı.
A star is shining...
"Bir yıldız parlıyor..."
Time my lucky star was shining through
# Talih yıldızımın parladığı zaman
And El-ahrairah's tail grew shining white, and it flashed like a star.
ve El-ahrairah'ın kuyruğu büyüyerek, bir yıldız gibi parlamaya başladı.
The sun is the nearest star, a glowing sphere of gas shining because of its heat, like a red-hot poker.
Kırmızı küre şeklinde gaz yığınını, bize en yakın yıldız olan Güneşin parlamasının nedeni O'nun sıcaklığındandır.
Dev locked her up in a dark dungeon, but the darkness lifted, the doors of the dungeon opened up, and the divine Tamar is shining again, as a morning star in the sky.
Şeytan onu zindana atmış, fakat birden etraf aydınlanmış zindanın kapıları açılmış ve kutsal Tamar sabah yıldızı gibi parlamış.
Look at my Richie shining like a star.
Benim Richie'me bak... bir yıldız gibi parlıyor.
Last night I saw a bright star shining in the East. Peg...
Bunu nasıl başarıyorsun?
At this immense scale, 23 powers of ten each shining light we see is not a star but an entire galaxy composed of countless stars.
Ölçeğimiz daha da büyüdüğünde yani 23. basamakta parıldayan her ışık birer yıldız da değildir aslında sayısız yıldızdan oluşmuş devasa galaksilerdir.
But usually the reasons a person tells you they broke up with you are never the real reasons. ♫ Honey you are my shining star
Sarılacak hiç kimse yoksa en iyisi bir dosta sarılmaktır.
Knows that you're whole And you're shining like the brightest star A transmission on the midnight radio
herşey olduğunu bilerek en aydınlık yıldız gibi parlayan geceyarısı radyosunda bir yayın gibi
And you're shining like the brightest star A transmission on the midnight radio
ve en aydınlık yıldız gibi parlayan geceyarısı radyosunda bir yayın gibi..
Our star is shining
Yıldızımız parlıyor
The peasants of Vormidian saw a glint on the horizon... like a star shining just for them.
Vormidian köylüleri ufukta yaklaşan bir parıltı gördüler... sanki bir yıldız gibi sadece onlar için parlayan.
Fatherland is an evening star, the shining North Star,
Ülkem, bir yıldızdır, kutup yıldızı gibidir.
Keep shining like a star
Parla! Aynı o yıldız gibi...
Eric's tiny butt gleaming in the moonlight, shining brighter than the brightest star.
Eric'in küçük kasesi ay ışığında en parlak yıldızdan daha parlak şekilde parladı.
Well, ain't the lucky star shining on your lady parts.
Yıldızın parlamaya başlamış.
For hundreds of years, the star of Islam is shining in the world because of khilafa ( caliphate ).
Yüzlerce yıldır, İslamiyet yıldızı halife sayesinde parlıyor.
In a similar way, we might see the shining neutron star only when the beam points at us.
Benzer şekilde, ışıldayan nötron yıldızını yalnızca ışını bize dönükken görebiliriz.