You're making me nervous translate Turkish

You're making me nervous.

Beni endişelendiriyorsun.

Well, you're making me very nervous. But I must raise you 200.

Bakın biraz endişelendim ama,..... ben yine de 200 dolar daha artırıyorum.

You're making me nervous. Where was I?

beni sinirlendiriyorsun. nerede kalmıştım?

You're making me nervous again.

beni yeniden sinirlendiriyorsun.

You're making me nervous.

Beni sinirlendiriyorsun.

You're making me nervous.

Geriyorsun beni.

Stop worrying. You're making me nervous.

Endişeyi bırak, beni sinirlendiriyorsun.

You're making me nervous.

Beni de tedirgin ettin.

You're making me extremely nervous!

Sizin yüzünüzden heyecanlanıyorum!

- Calm down, you're making me nervous.

- Sakin ol, beni geriyorsun.

It's because you're making me nervous!

Bunun sebebi beni kızdırman!

You're making me nervous.

Sen beni huzursuz ediyorsun.

Boy, you're making me nervous.

Evlat, beni endişelendiriyorsun.

- You're making me nervous.

- Çünkü beni geriyorsun.

You're really making me nervous now.

Artık sinirime dokunuyorsun.

You're making me nervous.

Beni korkutuyorsun.

Look, lady, you're making me very nervous with all this strange terminology.

Sürekli bu garip terimleri kullanarak beni sinirlendiriyorsun artık.

You're not making matters any better just hanging around here making me nervous.

İşleri yoluna koymuyorsun burada böyle dolaşıp sinirimi bozuyorsun.

You're making me a nervous wreck.

Beni çok endişelendiriyorsun.

You're making me nervous.

Beni heyecanlandırıyorsunuz.

- You're making me nervous.

- Beni sinirlendiriyorsun.

You're making me so nervous!

Beni heyecanlandırıyorsun.

- You're making me nervous.

- Beni geriyorsun.

Beth, you're making me very nervous.

Beth, beni çok sinirlendiriyorsun.

You're making me nervous.

Asabimi bozuyorsun.

You're making me very nervous.

Beni çok geriyorsun.

Wayne, you're making me nervous.

Wayne beni geriyorsun.

Oh yeah, bro you're gonna do it you're gonna cut it you're making me nervous!

senin gecen kardeşim " " Oh evet kardeşim bu gece harika olacak " " Harika olacak "

You're too good at making me nervous.

Yapma şunu. Beni heyecanlandırmak konusunda çok başarılısın.

You're making me nervous.

Beni de geriyorsun.

I don't know, but you're making me nervous.

Bilmem ama beni endişelendiriyorsunuz.

you're making me nervous, love look at that wastage on that material.

Sen beni geriyorsun... Şu harcadığın malzemeye bak!

You're making me nervous.

Beni geriyorsunuz.

You're making me nervous.

- Sadece uzak dur!

You're making me nervous.

Sinirlendiriyorsun beni.

You're making me very nervous.

- Beni sinir ediyorsun!

You're making me nervous, okay?

Sinirlerimi bozuyorsun.

You're making me nervous.

Sinirlerimi bozuyorsun.

You're making me nervous.

Beni geriyorsun.

You're making me nervous.

Sinirimi bozuyorsun.

You're making me nervous and....

Beni gerginleştiriyorsun ve...

You're a strange man, and you're making me nervous.

Garip bir adamsın ve bu beni sinir ediyor.

- Now you're making me nervous.

- Beni de heyecanlandırdın. - Hayır.

You're making me nervous.

Beni heyecanlandırıyorsun.

She's saying, " l understand, you're nervous about making the first move on me because you're some romantic who puts women like me up on a pedestal.

Diyorki, " İlk hareketi yapmaktan cekiniyorsun cünkü sen benim gibi kadınlara cok deger veren..... romantik birisin.

I mean, you're so not nervous, you're making me nervous.

Bence, sinirli değilsin, hatta şuanda beni sinirli yapıyorsun.

All you're doing is making me nervous.

İyice sinirimi bozuyorsun.

You're making me even more nervous.

- Rahatla artık Hata yapacaksın.

You're making me nervous.

Sinirlerimi bozma.

Stop it ; you're making me nervous.

Kes şunu, beni geriyorsun.

You were born nervous, and you're making me more nervous.

Sen heyecanlı doğmuşsun. Ben daha da heyecanlandırıyorsun.