Bu benim annem translate French
266 parallel translation
Beyler, bu benim annem.
Les gars, voici ma mère.
Bu benim annem.
Je te présente ma mère.
Buraya kadar birbiri ardına resimler çizdi. Gururla, "Bu benim annem," deyip durdu.
Il n'a pas arrêté d'en faire pendant tout le voyage.
Bu benim annem.
Voici ma mère.
Bu benim annem.
C'est ma mère, mec.
- Bu benim annem. Bu, Bill Ray.
Et voici Bill Ray.
Sayın Piskopos, bu benim annem.
Votre Grâce, je peux vous présenter... ma mère? ..
Bu gece size bir sürprizim var. Hepinizin polis Joe olarak tanıdığınız genç adam, "Neler Batıyor" dizisinin "Bu Benim Annem" episodundaki adam.
J'ai une surprise pour vous ce soir, un jeune homme que vous connaissez tous comme Joe le policier de l'épisode "Qu'est-ce qui va mal" de That's My Mama.
Bu benim annem. Bu da babam.
Ma maman, Mon papa,
Batman, bu benim annem.
Batman, voici ma maman.
- Alexander, bu benim annem.
- Alexander, c'est ma maman.
- Tamam baba. Bu benim annem, Rosina. Babamla bir dansta tanışmışlardı.
Ma mère, Rosina. lls se sont connus à une danse, elle et mon père.
Bu benim annem değil.
C'est pas ma mère.
- Bu benim annem değil. - Hemen geliyorum.
CHEZ PORCHOU COCHONAILLE À VOLONTÉ
Bu benim annem için, bu babam için!
Pour ma mère! Pour mon père!
Fez, bu benim annem.
Fez, voici, euh... Voici ma maman.
- Peggy Guggenheim. Bu benim annem.
Maman, je te présente Peggy Guggenheim.
Bu benim annem, Arkansas'tan.
Voici maman, elle vient de l'Arkansas.
Bu benim annem, lsabelle Corday.
Ma mère, Isabelle Corday.
- Bu benim annem.
- Ma mère.
Bu benim annem değil.
ça c'est pas ma mére.
Benim annem bu evde yaşadı.
Ma mère habitait déjà cette maison.
Beyler... Benim sevgili annem, geleneklere uymayacağımızı ima ediyor. Bu gösterişli töreni yapmakta çifte amaç var.
Ma chère mère, mes seigneurs, fait allusion avec sa délicatesse habituelle au fait qu'il y a un double but à ce caprice.
Bu da annemin.. Çok güzel bir kadındı, benim annem.
Et ça, c'était à ma mère.
Sadece benim büyük annem, hepsi bu.
C'est juste ma grandma, c'est tout.
Annem seni sokaklardan çekip almasaydı hala o kaldırım senin bu kaldırım benim geziyor olurdun kaltak!
Sans ma mère, qui t'a sauvée de la rue, tu te prostituerais encore, sale putain!
Bu, b-benim annem.
Je te présente ma... m-mère.
Bu benim annem.
Qui a dessiné ça?
Ben çocukken annem bunun benim özel amacım olduğunu ve... bir gün bu özel amacın ne olduğunu anlayacağımı söylemişti.
Ma mère m'a dit que c'était mon "outil spécial", et qu'un jour, je saurai à quoi cela servait.
Bu konuda benim annem iyi söylemedi.
J'en parlerai pas à ma mère.
Ve bu da benim annem.
Et voici ma mère.
"Annem senin köpeğinle yatıyor?" Benim ülkemde bir deyimdir bu İspanyolca konuştuğumuz zaman. Annen köpeğimle yatıyor, demek değil.
Ma mère... couche... avec votre chien? C'est une expression dans mon pays... qu'on dit en espagnol. ça veut pas dire que votre mère couche avec mon chien. ça veut dire que les gens avec qui elle couche... sont comme des chiens.
Benim kendi annem, bir kitabın köşesini kıvırdığımı gördüğü takdirde ellerimi kıracağını söylerdi, bu nedenle ben bunlar gibi bir kitap ayıracı kullanırım, efendim.
En ce qui me concerne, ma mère me punissait sévèrement si je cornais une page. J'utilise donc des marque-pages.
Benim annem bu okulda... ve o da senden çok daha iyi.
Ma mère, elle est maîtresse dans cette école. Et elle est beaucoup mieux que vous.
Hatta benim annem için. Evet, bu doğru.
Tu en as même une envers ma mère!
Sen bu koltuğa oturduktan sonra sen benim babam ve kız kardeşimin ölümüne sebep oldun ve annem için bu büyük bir şok oldu ve benim için mücadele dolu bir yaşam.
Après vous ête assis sur cette chaise vous avez causé la mort de mon père et de ma soeur et un état de choc pour ma mère et une vie entière de lutte pour moi.
Bu yüzden babam ve sen, benim annem babam oldunuz.
C'est pour ça que je vous ai tout de suite adoptés.
Elaine bu dizi benim için önemli değil. Endişelendiğim kişi ben değilim annem. Zaten tüm senesini hastane köşelerinde geçirdi.
Cette série importe peu pour moi, mais je m'en fais... pour ma mère.
Homie, bu komik olabilir ama biliyorsun ki benim annem ve senin baban biraz yalnız görünüyorlar.
Ils pourraient se faire des sorties ensemble, ou aller à la bibliothèque, dans cette salle pleine de vieux... - Celle des journaux.
Ve bu yatak, bizlerin ilk gecelerimizi geçirdiğimiz yataktır. Annem, anneannem ve benim.
C'est ici que nous avons passé notre nuit de noces... ma mère... ma grand-mère... et moi.
O benim de annem. Bu kararları bensiz veremezsin.
Tu ne peux pas décider toute seule.
Gerçektende bu beyinler benim annem
Si tu veux jeter un coup d'oeil. Ce sont un peu les cerveaux de ma mère.
Bir şekilde, annem, oğlum ve benim için bu güne kadar kimsenin yapmadığını yaptın.
c'est que vous avez fait plus pour ma mère, mon fils et moi que n'importe qui d'autre.
Bu benim annem.
Ma maman.
İşte benim annem bu.
C'est ma mère, ça.
Gee, bu çok hoş. Chivas'ın beşte biri ve sen benim annem olabilirdiniz.
Un utérus, du chivas, et t'es ma mère!
Hayır olmaz! Bu benim Noel hediyem! Eğer ona bir şey olursa annem onu erken açtığımı anlar!
Non, si on l'abîme, ma mère saura que j'ai ouvert mon cadeau.
Annem, babam ve Bronx'taki sefil dairemiz hakkındaki kişisel şeyler çocukken çektiğim hastalıklar ve bu hastalıkların bende bıraktığı izler..... annemin acıdan kıvranırken çığlık atarak söylediği şeyler babamın ona gecelerce tecavüz etmesi tüm bu utanılası olaylar arasında benim kitaplarımı camdan atması.
des choses personnelles sur ma mère et mon père... cet appartement misérable dans le bronx... mes maladies d'enfance et leurs séquelles dans ma vie d'adulte tout le passage sur ma mère... qui hurlait sa douleur chaque nuit quand mon père la violait
Anne, anne, nedir bu gelenler başıma? Dayanamıyor kalbim yavrumun çığlıklarına. Sevgili anneciğim, annem benim ;
Ce cri me glace les mains
Annem, benim yaptığımı düşünecek. ama, bu olmadan kanıtlayamıyacak.
Maman pensera que je l'ai fait mais elle ne pourra pas le prouver sans ça.
Kişisel değil, ama bu "ucube gösterisi" benim antika kızımı ve beni sokaklardan uzak tutuyor... Annem, Michael.
Mais grâce à ça, ma cinglée de fille et moi avons un toit sur nos têtes.
bu benim hayatım 59
bu benim kocam 35
bu benim 446
bu benimki 30
bu benim babam 46
bu benim evim 23
bu benim kızım 34
bu benim hatam 68
bu benim kardeşim 30
bu benim arabam 52
bu benim kocam 35
bu benim 446
bu benimki 30
bu benim babam 46
bu benim evim 23
bu benim kızım 34
bu benim hatam 68
bu benim kardeşim 30
bu benim arabam 52