00's traducir turco
10,429 traducción paralela
It's 7 : 00 a.M. What are you doing here?
Saat sabahın 7'si. Burada ne işin var?
It's 9 : 00 to 5 : 00 mostly, but management rewards initiative, so, nights, weekends, whatever gets the job done.
Genelde dokuzdan beşedir ama yönetim girişkenleri ödüllendirir. Yani geceler, hafta sonları... Ne işi tamamlayacaksa o.
His last credit card purchase was Emmett's Emmett Street Diner, just after 7 : 00 p.m. the night before last.
Düzenli olarak kredi kartlarını ödemiş. Son kredi kartı alışverişi Emmett Caddesi Restoranı'ndan yapılmış. Saat 7 civarlarında, son gecesinden önceki gece.
Resynced and corrected by @ michelfenita = Follow on Instagram 47 00 : 04 : 13,673 - - 00 : 04 : 15,508 You know you've got the wrong men?
Çeviri : firetech dreamcatcher İyi seyirler dileriz. Yanlış adamları tuttuğunuzu biliyor musun?
Good, let's have the networks ready to go live by 9 : 00.
Güzel, kanallar 21.00'de canlı yayına hazır olsun.
It's two in the morning.
- Saat sabahın 2.00'si.
Dad, it's 10 : 00 a.m.
Baba saat sabahın 10'u.
I mean, what's- - We have mediation at 10 : 00.
10'da anlaşma toplantımız var.
Okay? Dude, it's 8 : 00 right now.
Oğlum saat 8 oldu.
I mean, besides falling asleep on a bar at 4 : 00 on a Wednesday afternoon.
Çarşambaları öğleden sonra 4'te barda uyuyakalmak dışında yani.
He's in favor of no taxes and also free bagels every morning before 11 : 00.
Vergi ödenmemesi ve her sabah 11.00'den önce bedava simit verilmesi taraftarı.
A twister's forming at one o'clock!
01,00 de oluşturan bir kasırga!
I've known you long enough to know you're upset about it, and I don't have to be anywhere till 7 : 00.
Seni bu konuda sıkkın olduğunu anlayacak kadar uzun zamandır tanıyorum, ve 7'ye kadar vaktim var.
It's already a quarter to 10 : 00.
Saat ona çeyrek var zaten.
- It's not even 7 : 00.
- Saat daha 7 bile değil.
So let's say Friday evening around 7 : 00.
Cuma akşamı 7 : 00 civarı diyelim öyleyse.
She left a meeting in Malmo yesterday at 3PM, but never came home.
Dün Malmö'de saat 15.00'da bir toplantıdan ayrılmış ama eve geri dönmemiş.
Hey, it's 3 : 00 in the morning.
Saat sabahın 3'ü.
So you should stop messing around and tell us how the forensic evidence could be incorrect, not behave in a way that suggests you are guilty of excessive force, perjury, and tampering with evidence.
Bu yüzden oyalanmayı bırakmalısınız, ve adli kanıtların nasıl hatalı olduğunu bize söyleyin, yalancı şahitlik, aşırı güçten suçlu olduğunuzu kanıtlaarı kurcalayarak,..... telkin edemezsiniz. 36 00 : 01 : 16,183 - - 00 : 01 : 19,818 Geriye bir soru kalıyor, silahsız bir adamı vurdunuz mu?
His Lordship's going to want that sweet ass back on stage, pronto.
Efendisi onu yeniden sahnede görmek istiyor. 00 : 05 : 17,101 - - 00 : 05 : 24,101 - Çevirmen :
Bail hearing's Friday at 3 : 00.
Kefalet duruşması cuma saat 3'te.
It's 2 : 00.
- Saat iki.
9 : 00, bed.
9'da yatış.
And he's giving me the business About being out at 2 : 00 or 3 : 00 in the morning
Aradı ve gece saat 2 veya 3'te dışarıda olduğum için azarladı.
Hey, it's 4 : 00.
Saat 4.
♪ she's catchin the 9 : 00 train " ♪
Saat 9 trenine yetişecek "
It's set for 3 : 00 A.M.
- Sabah 3 : 00'a ayarlı.
Yeah, well, the ceremony's at 1 : 00.
Evet, tören saat 1'de...
Because... it's almost 2 : 00.
Çünkü saat 14'e geliyor.
It may seem like 3 : 00 in the afternoon, but it is five minutes to midnight.
Saat öğlen 3'ü gösteriyor olabilir ama gece yarısına beş dakika var.
It's 5 : 00 a.m.
Saat 5 : 00.
When are you going to put that poor man out of his misery?
Bu zavallı adamın acısına ne zaman son vereceksin? 44 00 : 04 : 10,680 - - 00 : 04 : 12,710 Walter ve ben iyi dostuz, ama...
TOD between 4 : 00 and 9 : 00 AM morning of the 26th.
Ölüm zamanı, ayın 26'sında sabah 4 ve 9 arasında.
Door's at 1 : 00, you guys are on at 3 : 00.
Kapılar 1'de açılıyor. 3'te sahne alacaksınız.
( Chuckles ) Rough morning, and it's barely 10 : 00.
Zor bir sabah, ve saat daha sadece 10
Then, pretty soon, it was laptops in bed, lights out at 10 : 00 and next thing you knew, I was calling him "the hubs"
Çok geçmeden dizüstü bilgisayarlar yatağa geldi ışıklar saat onda kapanır oldu.
- It's Thursday, 1 : 00.
- Bugün perşembe, saat bir.
It's 2 : 00 now.
Saat iki olmuş.
- But it's 8 : 00.
- Ama saat sekiz.
Just like there is for seeing this chick Corinne in Major's house at 8 : 00 a.m., wearing his shirt, slobbering all over my cup.
Aynı sabahın köründe Corienne'yi onun tişörtünü giymiş fincanımı taşırken Major'un evinde görmem gibi.
Car's picking us up at 8 : 00.
Saat 8'de araba gelecek.
Here's the address, be there at 8 : 00.
İşte adres, 8 : 00'de orada olun.
Wake up, wake up, it's 6 : 00 AM.
Uyanın, uyanın. Saat sabah 6!
About 10 : 00, I come through to light a candle for my wife, who passed last year. I come around this pew here, and I see father Bernard laying there with his head cracked open.
Saat 10 sularında geçen yıl vefat eden karım için bir mum yakmaya gelmiştim ve bu banka yaklaştığımda Peder Bernard'ı kafası yarılmış halde yerde yatarken buldum.
Then some guy from the basketball team saw someone fitting Rebecca's description between 1 : 00 and 2 : 00 A.M.
Ardından da basketbol takımından biri gece 1'le 2 arasında Rebecca'ya benzeyen birini görmüş.
If Rebecca left the fraternity at 12 : 30 and was headed to Lila's sorority, then she would've crossed paths with the basketball player on spruce around the time he told the police.
Eğer Rebecca dernek evinden 00 : 30'da ayrıldıysa ve Lila'nın dernek evine uğradıysa basketbolcu oğlanla, polise söylediği saatlerde Spruce Yolu'nda karşılaşmışlardır.
Time of death's around 9 : 00 PM.
Tam ölüm saati 21 civarı.
Curfew is 10 : 00.
Yatış saat 10'da.
It's 8 : 00, grandma.
Saat daha 8, babaanne.
It's nearly 6 : 00 a.M., miss carter.
Saat neredeyse sabahın 6'sı Bayan Carter.
Curfew's at 10 : 00.
Dışarı çıkma yasağı saat 10 : 00'dadır.