2050 traducir turco
70 traducción paralela
Twelve-hundred-and-fifty pieces Nanking silk... at $ 3.98 the pound...
Çin ipeğinin 1,2050 parçası 3.98 Dolar.
Last year we got 2050 liters of milk per cow, a figure exceeding the plan by 490 liters...
Biz geçen yıl inek başına.. 2050 litre süt aldık, bu miktar beklenenden 490 litre fazla,..
It's encouraging to think that by 2050... not a single person will be able to have a conversation like this.
2050 yıIında bu şekilde iletişim kuran tek bir kimsenin kalmayacağını düşünmek cesaret verici.
Shannon O'Donnell Janeway, circa 2050.
Shannon O'Donnell Janeway, 2050 dolaylarında.
By the year 2050, six years after the first attack we'd lost so many things.
İlk saldırılarından altı yıl sonra, 2050 yılı gibi o kadar çok şey kaybetmiştik ki.
In 2050 people will live to be 150.
2050 yılında insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilecek.
The body in question is made by Locus Solus Company.
Soruşturma konusu model Locus Solus tarafından yapılan 2050 Hadaly. * [ Locus Solus : LOCation in SOLitude :
Type 2050 Hadaly.
Issızlık içindeki Yer ]
James Gray scripted a smart tale about the American worker... but set against a post-apocalyptic underwater society in 2050.
James Gray'in senaryosu 2050 yılında sualtı şehrinde Amerikan işçi toplumunun mücadelesini anlatıyor.
The problem is enormous, 14 terawatts of energy we need by 2050, we need a new source of that much energy.
Sorunumuz çok büyüktür, 2050 yılında 14 teravat enerjiye ihtiyaç duyacağız, bu kadar büyük bir enerji için bize yeni bir kaynak gerekecek.
I saw his numbers and figured I'd be a millionaire by 2050.
Rakamları gördüm. 2050 yılında milyoner olabilirim.
- Two-thousand fifty.
- 2050.
I have 2,050.
2050 oldu.
Not anymore, shorty. What's the matter? I peed in the bed.
2050 yılına gelindiğinde, nüfus patlıyor, yağmur ormanları yok oluyor ve dokuz milyar insan az bulunan kaynaklar için birbiriyle yarışıyor.
I haven't thrown down like this in years. Yeah, good and burnt. It's supposed to be crispy, Corey.
2050'lerde tüm ekosistemler baskı altında olacak.
Now, I'm stuck in this old dead-end job. I'll tell you about them kids, too. Bad kids.
Ve 2050 yılına gelindiğine, Las Vegas gibi yerler kurtulabilir.
If I get loose... I'm gonna drop you like a bad transmission! He was there when nobody was there for us
2050 yılına kadar krizlerin büyük bölümünü atlatmış olma ihtimalimiz var yine de bu sorunların olmayacağı anlamına gelmez.
Incident 205-0.
Kod 2050.
You know that if I don't get something real you won't get your passes until the year 2050!
Bana gerçek bir şeyler getirmedikçe buradan 2050 yılına kadar çıkamayacağını iyi biliyorsun!
Mumbai 2050!
Mumbai 2050!
2050!
2050!
So want to go to Mumbai 2050.
Demek 2050 yılının Mumbai'sine gitmek istiyorsun.
Let's go to 2050.
Hadi 2050'ye gidelim.
It's says Mumbai 2050.
Görünen Mumbai 2050.
Mumbai 2050, uncle?
Mumbai 2050 mi, amca?
- Mumbai 2050!
- Mumbai 2050!
2050, Mumbai here we go!
Bekle bizi 2050 Mumbai!
23rd September, 2050!
23 Ekim, 2050!
Are you sure we are in 2050?
2050'de olduğumuza emin misin?
Mumbai 2050, we have made it!
Mumbai 2050, başardık!
2050 is so beautiful, I feel like embracing every passerby!
2050 öyle güzel ki her köşe başında büyülenmiş gibiyim!
You didn't tell me! How did you feel after coming in 2050?
2050 yılına geldiğinizden beri kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Bye-bye 2050!
Elveda 2050!
By 2050, a quarter of the Earth's species... could be threatened with extinction.
Öyle ki 2050'de dünyadaki canlıların dörtte biri yok olabilir.
The International Panel on Climate Change... says that we need an 80 % cut in carbon emissions by 2050.
Uluslararası İklimsel Değişim Paneli'nde 2050'ye kadar karbon salınımımızı % 80 düşürmemiz gerek deniyor.
It's worth considering, sir, the world's population will be nine billion by 2050.
Efendim, durum dikkate alındığında dünyanın nüfusu 2050'de dokuz milyar olacak.
and the eventual wipeout of most of the life on earth. So power emission has been going up, between, let's says, 1950, and now they need to level out, stabilize, and then decline just as rapidly to sustainable levels about an 80 % cut by 2050.
Söz gelimi 1950'den bugüne kadar salınan gücü hemen seviyesi düşürülür, dengelenir ve bütün fazlalıklar % 80 oranında geri çekilirse, bütün bu yaşanacaklar 2050 yılına kadar azalmaya başlamış olacak.
Two thirds of the world's polar bears could vanish by 2050.
2050 yılına kadar dünya kutup ayısı nüfusunun üçte ikisi yok olabilir.
And by 2050, the population is exploding, the rainforests are disappearing, and nine billion of us competing for ever scarcer resources.
2050 yılına gelindiğinde, nüfus patlıyor, yağmur ormanları yok oluyor ve dokuz milyar insan az bulunan kaynaklar için birbiriyle yarışıyor.
My parents both got sick the winter of 2050.
2050 yılının kışında, annem ve babam hastalandı.
We were excited.
28 MART 2050 PARLAYAN ŞEHİR Heyecanlıydık.
Well, by 2050, Lake Mead, one of the great reservoirs of the Southwest on the Colorado River has finally gone dry.
2050'lerde, Mead Gölü, Kolorado Nehri'nin güneybatısındaki en büyük su kaynaklarından biri, kurumuştur.
To the degree that all ecosystems are extremely stressed by 2050, pests will flourish.
Tüm ekosistemler baskı altında olduğundan, zararlı böcekler çoğalıyor.
All ecosystems are extremely stressed by 2050.
2050'lerde tüm ekosistemler baskı altında olacak.
In 2050, places like Las Vegas could survive.
Ve 2050 yılına gelindiğine, Las Vegas gibi yerler kurtulabilir.
There's a very good chance by about 2050, the worst part of the crisis having passed, doesn't mean there aren't going to be big problems still to face.
2050 yılına kadar krizlerin büyük bölümünü atlatmış olma ihtimalimiz var yine de bu sorunların olmayacağı anlamına gelmez.
Imagine the train left the station on January the 1st, 2050.
Trenin 1 Ocak 2050'de istasyondan hareket ettiğini düşünün.
"rainbow of diversity" pouring in like sewage by the multiculti boatload, who will be one in two of us by 2050- - one in two- - and I am thinking :
Fırsatlar diyarıymış! Sen kalk, bokun içinde pislikler gibi tıklım tıkış yaşayarak üreyip dur sonra da, yıl 2050 oldu mu, nüfusunu bizim iki katımıza katla!
250 Pacific boast cuties...
2050... yok, 250 tane horoz güzeli.
Not again! All right, shorty, I was only teasing.
2050 yılının kışında, annem ve babam hastalandı.
OK, all right. It's open! It's open.
2050'lerde, Mead Gölü, Kolorado Nehri'nin güneybatısındaki en büyük su kaynaklarından biri, kurumuştur.