A cab traducir turco
4,705 traducción paralela
Jill took a cab straight home to face the music.
Jill taksiyle eve gitti ve müziğe vurdu kendini.
Look, I'll catch a cab.
Bak, taksi tutacağım.
- No, I'll catch a cab.
- Taksi çağıracağım.
I followed you this morning. Saw you get into a cab with some boy, and I lost you guys over the bridge.
Çocuğun biriyle bir taksiye bindiğini gördüm ve köprüde sizi kaybettim.
I'm gonna have to take a cab home.
Eve taksiyle dönmek zorunda kalacağım.
I've been stuck in the arse end of nowhere, couldn't get a cab, I've been walking for nine hours in the rain, my phone died, I've only just now found a phone.
Issız bir yerde mahsur kaldım. Taksi bulamadım, dokuz saattir yağmurda yürüyorum, şarjım bitti. Telefonu daha yeni buldum.
And then, we hailed a cab. And then, this limo driver pulled up and asked if I wanted a ride.
Ve sonra, taksi çağırdık... ondan sonra da, bir limuzin şoförü yanıma geldi ve sürmeyi isteyip istemediğimi sordu.
Could your husband take me home or call me a cab?
Acaba kocanız beni bırakabilir mi?
I'll put you in a cab.
Bir taksi size koyacağız.
We had to take a cab back to our base on Vergon 6.
Vergon 6'daki üssümüze taksiyle dönmek zorunda kalmıştık.
Can I grab you a cab?
Sana taksi çağırayım mı?
OK, we'll get a cab.
Pekala taksi tutarız.
Can someone call me a cab?
Biri taksi çağırabilir mi?
Waiting for a cab.
Taksi bekliyorum.
Then they seen him getting into a cab.
Sonra da bir taksiye bindiği görmüş.
But if I give you these, I need you to call me a cab.
Ama bunları sana verirsem bana bir taksi çağırman gerekecek.
Could you please order me a cab?
Bana bir araba ayarlayabilir misiniz?
Can't you just... get a cab?
Bir taksi çevirsen?
I couldn't catch a cab.
Taksi geçmedi.
Don't worry, it's easy to get a cab on the next block.
Merak etme hemen bir blok ileriden kolayca taksi buluruz.
Take a cab to the airport and I'll meet you at check-in.
Sen atla bir taksiye havaalanına git. Ben sana uçağa binerken yetişeceğim.
We've got to rush, but help me find a cab and I might give you my number.
Acelemiz var ama taksi bulmama yardım edersen sana numaramı verebilirim.
I found a cab and his dodgy friend is about to assault me.
Bir taksi buldum ve saygısız arkadaşı bana saldırmak üzere.
I'll see you downstairs baby I'll go get a cab.
Aşağıda görüşürüz bebeğim, ben taksi çağırayım.
Nirupama, take a cab or a police car and go as far away as possible
Nirupama, bir polis arabasına bin ve uzaklaşabildiğin kadar uzaklaş.
Shall we get a cab?
Taksi tutalım mı?
It's late, I'm going to get a cab.
- Bir taksi tutayım.
Oh, you know, I'm just gonna catch a cab, but you can wait with me if you like.
Taksiye binecektim ama istersen benimle bekleyebilirsin.
Well, I could help you get a cab, if you want.
İstersen ben seni taksiye bindiririm.
Do you need money for a cab?
Taksi için para lazım mı?
A cab driver had bumped into your car and drove away.
Bir taksi şoförü arabana çarpıp kaçmıştı.
I'm taking a cab.
Taksiyle gideceğim.
Oh, I am calling you a cab!
Sana bir taksi çağırıyorum.
Just promise me you'll take a cab to the station.
Trene taksiyle gideceğine söz ver?
I had kept my promise to take a cab,
Taksiyle gideceğine dair sözümü tutmuştum,
Get me a cab.
Bana bir taksi bul.
Get me a cab!
Taksi bul!
- No, sir. I was at the Jefferson. I couldn't get a cab.
Jefferson'daydım, taksi bulamadım.
You're a cab, you go where we say!
Sen taksisin. Nereye istersek oraya gideceksin.
Yes, I'd like a cab to Reseda.
Evet, Reseda'ya bir taksi lütfen.
Could you please call me a damn cab?
Bana lanet bir taksi çağırır mısınız?
Looks like a New York City cab.
New York City taksisi gibi görünüyor.
So now I'm driving a yellow cab in some tawdry Manhattan detective story.
Yani boktan bir Manhattan polisiye hikâyesinde taksi sürüyordum.
Yeah, I jumped in a black cab at Euston.
Evet, Euston bir siyah taksi atladı.
A gypsy cab.
Bir çingene taksisine.
I was at the Duke of York's a few years ago in Share My Cab, but...
Bir kaç yıl önce York Dük'ünün malikanesinde "Share My Cab" te oynadım.
I mean, if my dad was your dad instead of a half-drunk cab driver, I'd be all over him for this.
Benim babam yarı sarhoş bir taksi şöförü yerine senin baban olsaydı eğer, onun dibinden ayrılmazdım.
Call a cab.
Kendine bir taksi çağır.
According to witnesses at the luncheon, she grew tired of waiting for a hansom cab and walked home.
Tanıkların söylediğine göre yemekten çıktıktan sonra fayton beklemekten yorulmuş ve eve yürüyerek dönmüş.
Oh. Let's get you a cab.
Sana bir taksi bulalım.
Not just splitting a cab.
- Ryan görmüş.