A date traducir turco
18,212 traducción paralela
So it's not so much a date as a business meeting.
Yani aslında bu bir randevu değil daha çok iş toplantısı.
And what am I gonna do, go on a date on the Internet?
Ayrılsam ne yapacağım ki internette insanlarla mı buluşacağım?
- She was going on a date with- -
- Randevusu vardı... - Kimseyle.
You guys should go on a date.
Bir ara çıkmalısınız.
Well... he went on a date with my roommate and before he could leave,
Şey... Ev arkadaşımla randevuya çıktı.
We went on a date last night to a magic show.
Dün gece buluşup sihirbazlık gösterisine gittik.
It wasn't a date, grandpa.
Randevu değildi büyükbaba.
Like on a date?
Randevu anlamında mı?
When was the last time you went out on a date?
En son ne zaman randevuya çıktın?
I'm on a date.
Sonra da başka bir tane var.
And then I have a date. And then another date.
Ve sonra bir başkası daha.
Boy. Well, if you're not actually gonna ask me out on a date, I really do hope you're at least thinking about it.
Eğer gerçekten bana randevu teklif etmeyeceksen en azından düşündüğünü umuyorum gerçekten.
I wanna date somebody who starts off the relationship with a lie.
Ben de bir yalanla ilişkiye başlayan... I wanna date somebody who starts off... birisiyle randevulaşmak istemiştim.
A date, Miss Frazil?
Bu bir buluşma mı, Bayan Frazil?
- It wasn't a date.
- Randevu değildi.
The night she was taken, you'd been on a date together.
Kaçırıldığı gece, birlikte randevudaydınız.
No, it wasn't a date.
Hayır, randevu değildi.
It's not a date. Oh, just...
Randevuda değiliz, şu elini biraz...
It's a date.
Randevulaştık.
And Oren will go on a date with you.
Oren da seninle yemeğe çıksın.
All right, well, we have a date, then.
Tamam, randevulaştık o zaman.
Or... like a date, maybe.
Ya da, buluşma da olabilir.
I need that money to go on a date.
Paraya biriyle çıkmak için ihtiyacım var.
All right, I need it to go on a date.
Sırf onunla çıkabilmek için.
I have a date with him on Saturday.
Cumartesi günü için randevulaştık.
I never even, like, been on a date.
Hiç birisiyle randevuya bile çıkmadım.
- What's a date mean?
Randevu ne demek?
Hey, can I take you on a date?
Seni randevuya götürebilir miyim?
- But do you think it's a good idea when you're fighting crime to bring a date?
- Peki, gerçekten de... uçla savaşırken birini randevuya getirmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
We haven't even set a date yet.
Daha henüz tarihi bile belirlemedik.
But for ours, I think I picked a date.
Ama bizimkisi için, bir tarih belirledim.
You're parked in Mr. Tackleman's space. You're going on a date with Patty?
- Bay Tackleman'ın yerine park etmişsin.
You can even use our double date option to score a double blind date.
İyi bir skor elde etmek için iki kişiyle çıkma seçeneğini bile kullanabilirsiniz!
I have a Blindr date. She's 420-friendly.
Blindr randevum var da. 420. arkadaşım.
Today would've been a pretty good day if you didn't take me on that stupid blind date with you.
O aptal uygulamadan biriyle randevu ayarlamasaydık bugün çok güzel bir gün olabilirdi.
And then I'm like, "Wow, I could never date a co-worker. What a bad idea."
Ve kafamda beliriyor "Bir meslektaşımla çıksaydım ne kötü bir fikir olurdu."
Do you give blowjobs on a first date?
Sen ilk buluşmada sakso çekiyor musun?
Um, I have given blowjobs on a first date.
Yapmışlığım var.
I gave a guy an amazing blowjob on a first date, and he wouldn't stop calling me for three years.
Adamın birine ilk buluşmada acayip bir sakso çekmiştim herif 3 yıl beni arayıp durdu.
Okay... I guess I'm just thinking out loud here, is that like a weird time for a proper date?
Tamam, sanırım dışımdan düşünüyorum.
- You had a whole date planned.
- Tüm randevuyu planladın. - Evet.
- No, a date.
- Hayır, gerçek bir randevu.
She saw a picture of you and Russell on Facebook, and even though he's a doctor, she threatened to disown you if you continue to date a man whose skin was darker than a Frappuccino.
Facebook'ta senin Russell'la fotoğrafınızı görmüştü. Adam doktor olmasına rağmen eğer ten rengi Frappucino'dan daha koyu bir adamla beraber olmaya devam edersen seni evlatlıktan reddederim diye tehdit etmişti.
Maybe she got a date.
Belki de randevusu vardır.
Mr. Z... I got a court date.
Bay Z... duruşma günü aldım.
I... may have set you up on a blind friend date!
Ben... sana onunla bir arkadaş buluşması ayarlamış olabilirim!
It's a first date.
İlk buluşma.
Did your love keep up to date while she was a photographer?
Sevgiliniz fotoğrafçılık yaparken bu gelişmeleri takip edebilmiş miydi?
So how come you've been engaged for almost a year but you haven't set a wedding date?
Neredeyse bir yildir nisanlisiniz ve henüz dügün günü almadiniz mi?
♪ Arrow 4x11 ♪ A.W.O.L. Original Air Date on January 27, 2016
Çeviri ; AkrieL Niklaus İyi seyirler dileriz.
♪ Family Guy 14x15 ♪ A Lot Going on Upstairs Original Air Date on March 6, 2016
# O # # Aile #