A holiday traducir turco
2,634 traducción paralela
Good thing that you weren't at a Holiday Inn.
İyi ki "Holiday Inn" otelinde kalmamışsınız.
- Monday's a holiday.
- Pazartesi tatil ama.
Why don't you go home and ask him how he would feel About some nurse asking for a holiday immediately following a holiday?
Gidip ona bir sorsana, bir hemşire bir tatilden hemen sonra izin isterse ne yaparmış.
Things got a little bit steamy back in the bush, so we thought we'd take ourselves on a holiday to cool off.
Savanda işler biraz tütsülüydü bu yüzden biz de serinlemek için tatile çıkalım dedik.
Who knew this business had a holiday rush?
Bu işte tatil telaşı olduğunu kim bilirdi?
My son has a holiday concert, and my wife turned her phone off and is no doubt wondering where I am, so, uh, unless you need me...
Oğlumun noel korosunun konseri var, ve karımın telefonu kapalı.. ... ve şüphesiz nerede olduğumu merak ediyordur. Yani, ben lâzım değilsem...
- I think she was a holiday hoarder.
Bende kadın bayram stokçusuydu.
# But every day's a holiday #
* Ama her gün bayram bana *
Hmm. You know what? Since we are pretending this is a holiday, what say we make it official and take a furlough from work?
Biliyor musunuz hepimiz tatilde olduğumuza göre resmi ve işle ilgili şeyleri bir kenara bırakmaya ne dersiniz?
Hitler doesn't take a holiday.
Hitler bayram tatili yapmıyor.
Time for a holiday
Dinlenme zamanı geldi.
The crime gods have given us a holiday gift.
Suç tanrısı bize bayram hediyesi getirdi.
He's on tour. He's on the road. Well, at least he remembered a holiday, huh?
En azından tatili hatırlamış, değil mi?
When was the last time you had a holiday?
En son ne zaman tatil yaptın?
So, people come to him wanting their crimes fixed up, like booking a holiday?
İnsanlar suçlarını ayarlaması için ona geliyorlar,... sanki bir tatil ayırtır gibi?
I need a holiday.
- Artık tatile ihtiyacım var.
You know what, she needs a holiday.
Bence bir tatile ihtiyacı var.
When was the last time you took a holiday, a proper holiday?
En son ne zaman tatile çıktın? Gerçek bir tatile?
'96? - Mmm. That's a special holiday I'll always remember.
O özel Noel'i hiçbir zaman unutmayacağım.
Two grown men get into a knife fight in front of holiday shoppers and handed you an attempted murder case the day before Christmas Eve.
İki yetişkin adam, noel alışverişi yapanların önünde bıçaklı kavgaya tutuşuyor ve noel arefesinden önceki gün sana bir cinayet teşebbüsü davası veriliyor.
What makes this holiday special is a poor baby who was born in a stable...
Noeli özel yapan, ahırda doğan zavallı bir bebektir..
I realize it is a crazy-ass holiday for a grown woman to care about this much... but it is my crazy-ass holiday.
Yetişkin bir kadının bu bayramı bu kadar önemsemesinin garip olduğunun farkındayım. Ama benim bayramım bu!
Thanksgiving is not a sexy holiday.
Şükran Günü, seksi bir tatil değil.
Is your girlfriend having a nice holiday with her family?
Kız Arkadaşın, Ailesiyle Güzel Bir Tatil Geçiriyor Muymuş?
Being a Jew, I generally don't give Christmas gifts... but considering how much you care about the holiday, I figured I'd make an exception.
Musevi olduğum için, Noel hediyesi pek vermem ama bu bayrama verdiğin önemi göz önünde bulundurarak, bir istisna yapmaya karar verdim.
I am just trying to get through this holiday without a fight.
Bu tatili kavga etmeden atlatmaya çalışıyorum.
A little of my Hubby's Holiday Helper will calm him right down.
Hubby's Holiday Helper'dan birkaç damla onu hemen sakinleştirir.
That's just a fake holiday you make up every year to get out of work.
Bu sadece senin her sene işten kaytarmak için uydurduğun bir şey.
Do you know that once upon a time, Thanksgiving was my favorite holiday?
Evvel zaman içinde Şükran Günü'nün en sevdiğim tatil olduğunu biliyor muydun?
Someone's gonna have a busy holiday season.
Görünen o ki birisi yoğun bir tatil dönemi geçirecek.
Or in the case of Lily's holiday party for Bass Industries a handwritten note saying she hopes I understand.
Bir de Bass Sanayi için Lily'nin düzenlediği tatil partisi için anladığımı umuyorum diyen el yazısıyla yazılmış bir not var.
On behalf of Bass Industries, I'd like to wish you all a happy holiday.
İyi akşamlar. Bass Sanayi adına hepinize çok mutlu tatiller dilemek istiyorum.
You do, of course, have a constitutional right to lend this season the significance of your choosing in any of our designated holiday zones.
Tabii ki daha önceden belirlenmiş tatil alanlarımızda dilediğiniz özel günü kutlamak için anayasal hakkınız var.
Halloween can be a very challenging holiday for these kids, honestly.
Cadılar Bayramı, çocuklar için... -... zorlu bir tatil olabilir. - Kesinlikle.
Mother's Day is sort of a made-up holiday.
Anneler Günü uydurma bir tatildi.
That's what led me to create a new holiday one that's turned out to be one of my favorites.
Ki bu beni yeni bir tatil yaratmaya itti. Bunlardan bir tanesi en sevdiğim olmalıydı.
Taking a much needed holiday.
İhtiyacım olan bir tatile çıktım.
Well, if you must know, I met a girl on holiday.
Çok merak ediyorsan, tatilde bir kızla tanışmıştım.
There's nothing ridiculous about having a little holiday spirit.
Ne var biliyor musun? Birazcık da olsa tatil ruhuna sahip olman sana batmaz.
... interrupted his holiday to coordinate the effort, dispatching a search-and-rescue operation...
... aldığımız bilgilere göre, başkan tatilini yarıda keserek kurtarma faaliyetlerine organize etmek üzere görevinin başına geçti.
My granny was French, I just picked a few things up on holiday.
Büyükannem bir Fransız'dı, tatillerde ondan bir şeyler kaptım işte.
Today's Halloween. And even though it's a highly overrated creepy witch holiday, the one perk of it is you don't have to know who you are.
Çok abartılmış ve ürkütücü bir cadı bayramı olsa da, tek avantajı, kim olduğunu bilmek zorunda olmaman.
Well, don't you think it's a good idea to at least wish her a happy holiday?
Sencede iyi bir fikir olmazmı, O'nun için iyi bir tatil dilemek?
Anyway, I'm just really glad to have a drama-free holiday with you guys.
Herneyse, dramalarımla ve sizlerle çok mutluyum.
Well, we've got two away on holiday this week and one's just left to have a baby.
Bu hafta iki kişi tatile gidiyor biri de hamilelik iznine çıktı.
You can't let a little heat ruin your holiday.
Küçük bir sıcaklığın tatilini mahvetmesine izin veremezsin.
- Oh. - I just... I grew up with a more practical version of the holiday.
Ben... tatillerin daha pratik biçimiyle büyüdüm.
The night Sally Jacobs was murdered, Oliver Young was on a water sports holiday in Tahiti.
Sally Jacobs öldürüldüğü gece Oliver Young Tahiti'de su sporları tatilindeymiş.
The rest is a blank.The next thing I can remember with any clarity is being on a kayaking holiday two years later.
Sonrasını hatırlamıyorum. Sonrasında tek hatırlayabildiğim şey iki sene sonra bir kayak tatilinde olduğum.
Or book a jigsawing holiday to Dublin, not even take out the optional travel insurance!
- Evsizim. - Knightsbridge'de. Tamam, artık gerçek adının Tuzluk Biber olduğuna inanmamaya başlıyorum.
Because it's a family holiday, and my family happens to be your boss, who also happens to be going halfway around the world.
Çünkü bu aile tatili ve dünyanın diğer ucuna giden ailem de senin patronun oluyorlar.