A life for a life traducir turco
9,101 traducción paralela
A life for a life.
Cana karşılık can.
A life for a life.
Hayata karşılık hayat.
It's enough for us to just have a clean break, and I just want to move on and figure out what I want to do next... what I want to do with my life.
Bu bize yeni bir sayfa açmak için yeter. Ben sadece yoluma devam etmek ve ne yapacağımı bulmak istiyorum hayatımda ne yapacağımı.
A lot of things in life are new for you.
Şu an hayatındaki çoğu şey senin için yeni.
I analyzed her patterns of life looking for a tipping point.
Bir sey bulacak miyiz diye yaşayış tarzına baktim.
Zoey led a very ordinary life for a 17 year old.
Zoey 17yasinda biri için gayet normaldi.
It may be hard for you to imagine, but I once had a relatively normal life- - bills to pay, playdates, family, some friends, people to care about.
Senin için hayal etmesi zor olabilir ama eskiden görece normal bir yaşamım vardı. Ödenecek faturalar, oyun buluşmaları, aile, arkadaşlar, umursadığım insanlar.
You've made a real life for yourselves here.
Kendinize güzel bir hayat kurmuşsunuz.
- But you don't, and because I was the first woman that you felt in years, our sex life in the beginning was a little exciting, and for you, maybe it was a little too exciting.
- Ama öyle değil. Yıllar sonra bir şeyler hissettiğin ilk kadın olduğum için başlangıçta seks hayatımız biraz heyecanlıydı ama senin için biraz fazla heyecanlı olmuş olabilir.
For the giving of life and its taking should be the purview of a power much higher than ours.
Can vermek de, can almak da bizlerden çok daha yüce bir gücün hükmüyle olmalı.
For I am merely a precursor, an antecedent to one I have been looking for all my life.
Lakin ben ancak müjdeciyim. Ömrüm boyunca aradığımın mukaddemiyim.
All I want is for Giulio to have a happy, peaceful life.
Giulio için tek istediğim mutlu ve huzurlu bir hayat yaşaması.
Been waiting a long time for a taste of the good life.
İyi bir hayatın keyfini sürmek için uzun zamandır bekliyordum.
You never worked for a damn thing in your life.
Hayatında hiçbir şey için çalışmadın.
But you should be thanking me for giving you a normal life.
Ama sana normal bir hayat verdiğim için bana teşekkür etmelisin.
I don't want to be an old man looking back on a meager life of... selling red potatoes for the man.
Geriye dönüp baktığımda kırmızı patates satan tatsız bir hayat yaşamış yaşlı bir adam olmak istemiyorum.
I can't tell you how fucking good it feels to stop having to care about my family and their spectacular dysfunction all the time, to worry about me and my life for a little while.
Ailemi ve onların her daim olağanüstü işlevsizliklerini umursamaya bir son verip, bir süreliğine kendimi ve kendi hayatımı düşünmenin nasıl iyi hissettirdiğini anlatamam sana.
You took a life ; you paid for it with your own.
Bir hayat aldın ve bedelini kendi hayatınla ödedin.
Just a nice, sweet guy who would open the door for me, and I feel like I've been searching for that my entire life.
Benim için kapıyı açacak, nazik ve hoş biri. Hayatım boyunca bunu aradığımı düşünüyorum.
Oh, I'm so sorry if me being trapped in a bunker for 15 years screwed up your life!
On beş sene sığınakta tutsak kalmam hayatını mahvettiyse kusura bakma!
Well, his life needs to see a therapist or a minister, and it doesn't need to be on millions of CDs for kids to listen to and identify with and have more of their despair and their hopelessness emphasize
Milyonlarca CD'de olmasına gerek yok. Böyle olunca çocuklar kendilerini bununla bağdaştırıp bu adamın hayatının trajedisiyle hayatlarındaki çaresizliği ve umutsuzluğu daha çok görüyorlar.
What I've got is a caricature of my life for everyone to see! And you've got it.
Öyle zaten.
I don't think I'm gonna put my life on the line for a bunch of people who've been lying to me.
Yardım etme konusundaysa bana yalan söyleyen insanlar için hayatımı riske atmayacağım.
They'll cut his computer use, put him on a no-fly list for the rest of his life.
Bilgisayar kullanması yasaklanacak, ömür boyu uçak yasaklısı yapacaklar.
This was more of a hospital room than a proper bedroom for most of my adult life.
Burası yetişkinlik hayatım boyunca bir yatak odasından ziyade bir hastane odası gibiydi.
Because I'm about to walk out on a man who risked his life for me. Am I?
Öyle mi?
Please, she has a chance for a better life.
Lütfen, daha iyi bir hayata başlama şansı var.
It is nice how you have made a life for yourself here.
Burada kendine bir hayat kurman çok güzel.
And we understand that, but there's been an accident, and a man is fighting for his life.
Biliyoruz ama büyük bir kaza oldu. Hayatı tehlikede olan bir adam var.
Then you'd be raising a little miniature version of that asshole for the rest of your life.
Hayatının sonuna kadar o pisliğin minyatür hâliyle yaşamak zorunda kalırdın.
Make a better life for us.
Bizim için daha iyi bir hayat kurmaya çalışıyorum.
He's been looking for a woman like that all his life.
Hayatı boyunca öyle bir kadın aradı.
I blew up my life for you, Alison, and now here I am, wanting to leave with you, and you can't leave because you got a fucking yoga class?
Ben hayatımı senin için ateşe verdim, Alison. Ve şimdi buradayım, seninle gitmek istiyorum. Sen lanet bir yoga dersi yüzünden mi gelemiyorsun?
And my conclusions were that man is a spiritual being that was pulled down to the material, the fleshly interests, to an interplay in life that was, in fact, too great for him to confront.
"Scientology kilisesinin kurucusu" Vardığım sonuç ise : İnsan, maddelere, dünyevi isteklere yüzleşemeyeceği kadar fazla olan bir hayat etkileşimine indirgenmiş ruhani bir varlık.
Veil was a gift from the baron for saving his wife's life when she had Ryder.
Veil, Ryder'ı doğururken karısının hayatını kurtardığı için barondan bir armağandı.
For a woman who's never worked a day in her life, you did well.
Hayatı boyunca bir gün bile çalışmayan bir kadın için iyi iş çıkardın.
Lieutenant, do you have A vision of the life in store for us?
Teğmen, kargo deposunda bize ne olacağı ile ilgili bir görüşünüz var mı?
For love, family, A life.
Aşklarımız, ailemiz hayatımız için.
I've been given some time back, Dad, a chance to fight for more, experience the life you gave me the way I was meant to.
Geri biraz zaman kazandım, Baba. Mücadele etme şansı, Bana verdiğin hayatı deneyimleme için.
Thank you, ladies, for bringing a little sunshine into my gray life.
Gri yaşamıma birazcık da olsa güneş ışığı getirdiğiniz için teşekkür ederim bayanlar.
Except for how you meddled in the captain's life today, possibly causing repercussions in his marriage that could last a lifetime.
Bugün Başkomiserin hayatına burnunu sokman dışında tabii muhtemelen bu yaptığın, evliliğini sonsuza kadar etkilemekle sonuçlanacak.
The guy's a life-support system for a bad mood.
Adam kötü ruh halinin yaşam destek sistemi adeta.
That is too small a life for you, Virginia, and it is a waste of what you have to offer the world.
Bu hayat sana fazla küçük gelir, Virginia ve dünyaya sunabileceklerini boşuna harcarsın.
I've been a musician for my entire life and honestly, this is both a personal highlight and a career highlight.
Hayatım boyunca bir müzisyendim ve hakikaten bu hem bir kişisel başarı hem de bir kariyer başarısı.
Hey, Bryan Wallace is laying in a hospital room right now fighting for his life.
Bryan Wallace şu anda hastane odasında canıyla uğraşıyor.
Forgive me if I don't take advice from the woman who held a grudge for half her life because a 10-year-old spilled a secret.
hayatının yarısını kin tutarak geçiren bir kadından tavsiye almadığım için beni affet
Risking your life for a tavern?
Bir meyhane için canını tehlikeye atmak?
This is no life for a family.
Bu bir aile yaşantısı değil.
Well, at least I'm creating a life for myself, which is a whole lot more than I can say for you.
Hiç olmazsa kendime göre bir hayat yarattım. Sende bu kadarı da yok.
darkness behind and created a new life for himself?
arkasında bırakarak kendisine yeni bir yaşam kurabilir miydi?
You know, we give them the name of someone who's applying for life insurance, they kick out a coded list of their medical history to help us arrive at a premium.
Biz sigorta başvurusu yapan birinin adını veririz. Onlar sağlık geçmişlerinin listesini yollar. - Fiyat belirlememize yardımcı olurlar.