A murderer traducir turco
4,857 traducción paralela
No, but he's a murderer!
- Hayır, o bir katil.
It's not every day that the victim is also a murderer.
Kurbanın aynı zamanda katil olması her zaman rastlanan bir durum değil.
Okay, that better be somebody living, like a robber or a murderer, because I am so done with...
Pekala, yaşayan bir şeyler olsan iyi edersin. Hırsız ya da katil de olur. Çünkü hayaletlerden çok- -
I keep reading in the papers about how I'm a murderer.
Hâlâ gazetelerde katil olduğumla ilgili şeyler görüyorum.
You kill to survive - you're not a murderer.
Hayatta kalmak için öldürüyorsunuz.
That doesn't make her a murderer.
Bu onu katil yapmıyor..
I'm not a murderer, Detective, or a hacker.
Ben katil veya hacker değilim, dedektif.
You're a murderer.
Sen bir katilsin.
Whatever your motive, you accused this man without cause and let a murderer walk free.
İç güdün ne olursa olsun, bu adamı nedensiz yere suçladın..... ve bir katili serbest bıraktın.
You will go to jail for what you're doing - aiding and abetting a murderer.
Bir katile yardım ve yataklıktan hapse gireceksin.
We have a murderer to catch.
Yakalamamız gerek bir katil var.
You can either help by putting a murderer away and you can walk away with your millions... or...
Ya bir katili tutuklamaya yardımcı olursun,... milyonlarını da alır gidersin. Veya...
He was presumed a murderer?
Katil olduğu mu düşünülmüş?
I want to show he's a fraud. Okay, well, I want to show that he's a murderer.
Peki, ben de onun katil olduğunu göstermek istiyorum.
You're a murderer, not a policeman.
Sen bir katilsin! Polis degil!
Doesn't make her a murderer.
Bu onu bir katil yapmaz.
It's just hard to accept that someone you love is a murderer.
Sadece sevdiğin birinin katil olmasını kabul etmek çok zor.
She won't say I'm a murderer, of course, but she... calls me a liar.
Katil demiyor elbette. Ama yalancı diyor.
I love him, too, Nora, but my brother is a murderer.
Onu ben de seviyorum ama kardeşim bir katil.
She's a murderer!
O bir katil!
No, he's a murderer!
Hayır, o bir katil!
If he weren't a murderer, I'd hire him.
Eğer katil olmasaydı, onu işe alırdım.
There is a murderer at large with a rifle and you haven't got a clue where they are?
Bir katil, bir tüfekle basi bos dolasiyor. ve bizim nerede olduguna dair hiçbir fikrimiz yok.
A-an abrasive personality does not a murderer make, and yet, this is what the prosecution is trying to sell here.
Rahatsız edici bir kişilik insanı katil yapmaz, ve davacının sizi inandırmaya çalıştığı şey tam olarak budur.
He is a murderer.
O bir katil.
Imagine my surprise... Being told you're a murderer.
Bana katil olduğunu söylediğindeki... şaşkınlığımı tahmin edebilirsin.
Anyway, your feelings are trivial'cause we have a murderer to catch.
Neyse, ne hissettiğin önemsiz. çünkü yakalamamız gereken bir katilimiz var.
I think you may have been employing a murderer, and in all likelihood, he just became a fugitive.
Sanırım bir katili işe almıştınız ve hep olduğu gibi şimdi bir kaçak oldu.
A murderer and his PR man.
Katil ve Halkla ilişkiler uzmanı.
Do you understand this woman is now the target of a manhunt, that she's most likely a murderer?
Bu kadının başlayan bir insan avının hedefi olduğunu ve büyük ihtimalle... -... bir katil olduğunu anlıyor musun?
Still, at least he defended his father, even though his classmates called him a murderer.
Okul arkadaşları ona katil deseler de babasını savunmaya devam etti.
He didn't deserve the press calling him a murderer.
O ona katil denmesini haketmiyor.
He's a murderer.
Adam katil.
And as the actual murderer, he can use his intimate knowledge of the crime to craft a defense which is far superior to that of a far less homicidal attorney.
Ve de gerçek katil, suça dair derin bilgisini bir savunma oluşturmak için kullanabilir ki bu da cinayete meyilli aşağılık avukat için çok üstün olur.
It took me a while, but I finally found the murderer and got rid of him.
Bu bana biraz zaman aldı, ama sonunda katili buldum. ve ondan kurtuldum.
Being a serial murderer is a form of slow suicide, deeply self-destructive.
Seri katillik intihar etmenin, kendini derinden yok etmenin daha yavaş bir halidir.
She was a televangelist's wife who had a second career as an international mass murderer before disappearing into thin air.
Kendisi sırra kadem basmadan önce, ek iş olarak toplu katliam yapmayı seçen meşhur televizyon vaizinin karısıydı.
Because he is a suspected murderer...
Cinayet zanlısı olduğu için...
But sources close to the probe say the hunt for a possible serial murderer is underway and intensifying.
Ama soruşturmaya yakın kaynaklar olası bir seri katile yoğunlaşıldığını söylüyor.
She's a hacker, extortionist, murderer.
O bir hacker, gaspçı, katil.
It's not your fault that your father is a murderer.
Seni suçlamıyorum, ama baban bir katil, onu suçluyorum.
Stevie's not a convicted murderer.
- Stevie mahkûm edilmiş bir katil değil ama.
Except I'm a normal human being and you're a sociopathic murderer.
Benim normal bir insan ve senin bir sosyopatik katil olman dışında.
We're saying a company is a mass murderer.
Bir şirketin kitle cinayetleri işlemesinden bahsediyoruz.
Get a good look at your murderer.
Katilini görebiliriz.
Um, we seek the murderer of a chemist.
Bir kimyagerin katilini arıyoruz.
I also know you're a liar and a thief, and were you slightly more intelligent, you'd be a mass murderer too.
Ayrıca bir hırsız ve yalancı olduğunu, hatta biraz daha akıllı olsan soykırım bile yapabileceğini de.
A psychotic murderer, bludgeoning and biting women ten blocks from the neighborhood where you lived and worked.
10 blok ötede oturan ve çalışan Piskopat bir katil, zorba ve kadınları ısıran
A 12-year-old kid gets killed and no one cares enough to find his murderer.
12 yaşında bir çocuk öldürülüyor ve katili kimsenin umurunda olmamış.
Here's to nate dexter, the murderer.
Nate Dexter'a, katile.
What if she had a child who grows into a mass murderer?
Ya bir çocuğu olur ve büyüyünce toplu katliam yaparsa?