A penny traducir turco
2,572 traducción paralela
Excuse me, Penny, but Doodle Jump is a game. Angry Birds is a game. World of Warcraft is a massively multi-player online role-playing... all right, technically it's a game.
Kusura bakma ama Penny Doodle Jump bir oyundur Angry Birds bir oyundur World of Warcraft ise devasa bir, çok oyunculu, online rol yapma...
And- - and the best part- - You never pay for it, not a penny.
En iyi kısmı da cebinden tek kuruş bile çıkmayacak.
What makes you think I've ever taken a penny from my father?
Babamdan tek bir peni aldığımı da nereden çıkardın?
Take a penny.
Al bir peni.
I know it's a penny ante charge, but it's something.
Biliyorum ödemesi çok az, ama bu da bir şeydir.
After that, put a penny, stick that between the staple and the battery.
Sonra bozukluğu alıp çiviyle pilin arasına sıkıştıracaksın.
Have I ever asked for a penny?
Hiç para istedim mi?
Just eat a penny.
Madeni para ye.
Suck on a penny.
Parayı em.
You won't get a penny from us.
Hiç para almayacaksın.
# Love life a penny at a time, boy
# Hayat artık paradan ibaret olmuş, oğlum
# Love life a penny at a time, girl
# Hayat artık paradan ibaret olmuş, kızım
# Love life a penny at a time... #
# Hayat artık paradan ibaret... #
And I always wear a certain pair of socks throughout the whole fortnight and I always drop a penny down my leathers, as well, before the start of every race, yeah.
Son 15 gün belirli çorapları giyerim Her yarışımda başlamadan Deri tulumun üstüne bir peni koyarım
"It won't cost you a penny."
Sana paha biçilmez.
You don't want a penny for the average Joe that's about to lose his house?
Evini kaybeden sıradan vatandaş için bir kuruş yok mu?
I take exactly $ 8,250, not a penny more than what that car cost.
Tam olarak 8.250 dolar aldım. O arabanın fiyatından bir kuruş fazlasını almadım.
Pound to a penny those lads are holding Will and Abby inside.
Bahse varım Will'i ve Abby'i içeride tutanlar o heriflerdir.
Finding a penny, hitting Blackjack...
Bir bozukluk bulmak, Black Jack'i yakalamak...
Penny and I are perfectly comfortable sharing a bed.
Penny ile bir yatağı paylaşma konusunda sorunumuz olmayacaktır.
It's now "Penny is a freeloader."
Artık, "Penny bir otlakçıdır."
Penny, my body and I have a relationship that works best when we maintain a cool, wary distance from each other.
Penny, vücudumla aramda soğuk ve mesafeli kaldığı sürece gayet iyi işleyen bir ilişkim var zaten.
Penny, you became disenchanted with Leonard as a lover.
Penny, siz sevgiliyken Leonard sana istediğini verememişti.
We're kind of in the middle of a crisis, here.
Selam Penny. Şu an bir tür kriz yaşıyoruz da.
I think prolonged exposure to Penny has turned her into a bit of a Gabby Gertie.
Sanırım Penny'e gereğinden fazla maruz kaldığı için biraz gevezeleşti.
There are a couple of things I did with Penny that might be a little silly, but...
Yani Penny ile yaptığım birkaç salak şey olabilir tabii ama...
Look, the Los Angeles Young Film Aficionados kindly request your presence at a gala screening of a lovingly restored print of Penny Foolish at the Griffith Observatory!
Şu Los Angeles genç film meraklılarına bak. kindly request your presence at a gala screening of özenle seçilmiş gala afişi ise Penny Foolish Griffith rasathanesinde!
Every penny from babysitting, every birthday check, every dollar from the Period Fairy when I was a kid.
Çocuk bakıcılığından, doğumgünü hediyelerinden, çocukken Adet Perisi'nden gelen tüm parayı biriktirdim.
A Massachusetts ha'penny?
Bir Massachusetts kuruşu?
Bender bit a poo penny.
Bender boklu para ısırdı.
Without me, he's a... a bent penny someone finds on the railroad tracks.
Bensiz, otoyola atılmış bozuk para gibiydi.
You got a lot of hate in you, Penny.
İçinde çok fazla nefret var Penny.
The night Craig was murdered, Penny Block was in Alexandria at a bar called, appropriately enough, The Alibi Room.
Craig'in öldürüldüğü gece Penny Block, Alexandria'da "Alibi Room" isimli bir bardaydı.
Look, you seem great, and I swear, I am normal, so can we go back to when you were just Penny, and I was just Doug, a guy hoping that you'd have dinner with him tomorrow night?
Bak, iyi birine benziyorsun ve söz veriyorum ki normal bir insanım, o yüzden sadece Penny ve seni yarın akşam yemeğine çıkarmak isteyen Doug olduğumuz halimize geri dönebilir miyiz?
Let's face it, Penny, it wasn't just a sense of honor.
Dürüst olalim, hayatim ; sirf faziletli olusundan değildi.
Penny's a writer.
Penny de yazardir.
Penny's got ballet, Paker's studying for the S.A.T.S...
Penny'nin balesi var, Parker sınava hazırlanıyor- -
You heard a noise, you checked it out, turns out it's Penny.
Bir ses duydun, kontrol ettin, baktın Penny çıktı.
Hey, Penny, there was a suitcase there.
Hey, Penny, burada bir valiz vardı.
"I'm a J.C. Penny model."
"Ben JC Penny modeliyim."
Not a penny more.
Şu iki çantada beş milyon var.
swift, lethal. Penny, you will have a sparsely attended memorial service.
Penny, birkaç anma törenine katılman gerekecek.
Penny, my job as the man of the cloth is to create a bridge between the congregation and the couple built on honesty and mutual respect.
Penny, din adamı olarak benim görevim dinle, güven ve karşılıklı saygı üzerine olan çiftlerin arasında bir köprü kurmak.
This guy's a hipster, penny.
Bu adam bir hippi Penny.
You know, it's like the give-a-penny, Take-a-penny tray at the gas station.
Biliyor musun, tıpkı benzincilerdeki para üstü tabağı gibi.
Penny, Alan was a huge part of my life.
Penny, Alan benim hayatımın önemli bir bölümünü oluşturdu.
So it turns out, Dave's hero, Mr. Fitzgerald, is a full-on douche, and Dave can't see it. Penny!
Bay Fitzgerald, Dave'in kahramanı tam bir dangalak çıktı ve Dave bunu göremiyor bile.
Ridiculously long story short, Penny was a groupie...
Saçma bir şekilde uzun olan hikayenin özeti ; Penny groupienin * tekiydi.
Penny got locked in a mall, and Max found a baby.
Penny dükkanın birinde kilitli kalmış, Max de bir bebek bulmuş.
That means that you and Penny had a real thing going on.
Bu, Penny ile aranızda gerçekten bir şeyler olduğu anlamına geliyor.
Oh, you wrote a song about me.
# Penny, Penny, Penny, sen en iyi arkadaşımken. # Benim için şarkı yazmışsın.