A winner traducir turco
2,603 traducción paralela
Well, even though it looks like just about everyone voted for themselves - even those who didn't compete - we do have a winner.
Neredeyse herkes kendine oy vermiş gibi görünse de hatta katılmayanlar bile bir galibimiz var.
I raised a winner who will continue to crush Junior college losers like you.
Sizin gibi ezik üniversitelileri ezmeye devam edecek bir şampiyon yetiştirdim.
He knows how to build a winner.
Seni toparlar, bir numara yapar.
Eric. Just pulled the lever on the facial recognition slot machine and we've got a winner on Kensi's cell phone pic.
Yüz tanımlama programının sonucunu yenice aldım ve Kensi'nin telefonundaki fotoğraftaki adamı bulduk.
We're picking a winner.
Kazanını çekiyoruz. Hadi.
Well, if they like the taste you might have yourself a winner.
Eğer tadını da severlerse, bir patlama bekliyor bizi demektir.
And I'm sure we have a winner.
Eminim patlayacaktır.
Because I will prevail because I'm a winner and you're a whore with more cleavage than talent.
Çünkü ben başaracağım çünkü hep kazanırım ve sen de yeteneğinden çok göğsü çatalı olan orospunun tekisin.
We got a winner.
Kazanan belli.
Be a winner.
Kazanan ol.
So, do we have a winner?
Sence kazanır mıyız?
We have a winner!
Kazanan belli oldu!
You get to save the day, I observe my three-second rule, Everybody goes home a winner.
Sen günü kurtardın, ben de 3 saniye kuralıma uydum alan mutlu satan mutlu.
Put Edge on that ticket and we've got a winner.
Desteğimizi ona koyarsak bir galibimiz olur.
A winner.
Oyuncu kazanır.
But this one's a winner.
Fakat bu seferki en iyisi. Tamam, deneyelim.
Oh! Folks, we have a winner.
Bir galibimiz var, millet!
Everybody goes home a winner.
Herkes kazanacak.
We have a winner!
Bir galibimiz var!
And we have a winner. Ticket number 205?
Ve kazanan, 205 numaralı biletin sahibi.
We have a winner!
Bir kazananımız var!
This sugar-loaded crap is not the breakfast of a winner.
Bu şeker yüklü bok Bir kazanan kahvaltı değildir.
What we need is a winner's attitude.
İhtiyacımız olan bir kazanan tutumu.
You're a winner.
Eğer bir kazanan konum.
You are a winner.
Eğer bir kazanan vardır.
You are so right about having a winner's attitude.
Bu kadar doğru üzeresiniz Bir kazananın tutuma sahip.
And somehow thinking you're a winner and I'm a loser makes you feel better.
Ve bir şekilde düşünme Eğer bir kazanan konum ve ben bir kaybeden yapar kulüpler daha iyi hissediyorum.
Ah, we have a winner, folks.
Millet bir galibimiz var.
I'm a winner!
Kazandım!
Hey, uh, pick a winner, honey.
En iyiyi sec tatlim.
Hey, uh, pick a winner, honey.
Hey, uh,, Bal kazanan seçin.
- A war hero! A winner!
- Savaş kahramanısın.
We have a winner. With a score of 92 points... The lancer hellcats!
Kazanan 92 puanlık bir skorla Lancer Cehennem Kedileri!
How about a kiss for the winner?
Kazanana bir öpücük vermeye ne dersin?
Winner wins a chicken dinner....
Kazanan malı götürür.
The winner by a hair- - a brown hair- - Megan!
Kılpayı kazanan, kahverengi bir kıl, Megan!
Football is not a game in which the winner is known in advance, but it is one in which David stands a chance against Goliath.
Futbol galibiyeti önceden bilinen bir oyun değildir majesteleri ama, David'in Goliath'a karşı şansının olduğu tek oyundur.
And the winner gets a trophy!
Kazanan bir kupa alacak!
That said, on the podium of family taboos, my grandparents'deportation is a clear winner.
Açıkça söyleyebilirim ki, aile tabularımızın yarışmasında, Büyük anne ve büyük babamın sınır dışı edilmesi uzak ara birinciliği elinde tutmaktadır.
He's a future Heisman winner, baby.
Geleceğin Heisman'i o bebeğim.
And the winner is a three-way tie between the sexy French maid, sexy schoolgirl, and little Ernie Hudson.
Kazananlar, üç beraberlik ile seksi hizmetçi seksi öğrenci ve küçük Ernie Hudson.
The winner is without a doubt the Moderate Party.
Kazanan hiç kuşkusuz Orta Yol Partisi.
It's like, he's a lottery winner. "...
Hurley'nin bir piyango talihlisi olduğuydu.
Hurley is a lottery winner, And good fortune follows him wherever he goes...
Hurley piyango talihlisiydi, ve iyi talihi nereye gitse yanındaydı..
- Sure. When you're done, they're gonna wanna take a picture of the big winner for The Chronicle.
İşiniz bittiğinde, kayıt için kazananın resmini çekmek isteyeceklerdir.
I need a hero... # Seriously, can someone just text me the name of the winner?
Ama benimde hakkımı vermelisiniz sokakları temiz tutuyorum.
* I'm a winner and I'm cleaner * whoo! Is that a wig?
Peruk mu o?
I mean, if I had to choose between spending time with your personality or my penis, little Sean's a hands-down winner.
Yani senin kişiliğinle benim sikim arasında seçim yapacak olsam küçük Sean açık ara birinci olur.
We'll let you invest in a sure-fire stock-market winner.
" Borsada tavan yapacak sağlam bir hisseye yatırım yapmanızı sağlayacağız.
Yes, but each year's winner has credited a mr.
Evet, ama her iki yılın da kazananı Bay Anton isminde biriymiş.
Still no winner in what is now a $ 128-million jackpot.
128 miyon dolarlık büyük ikramiyenin sahibi hâlâ yok.