A word of warning traducir turco
79 traducción paralela
Without a word of warning.
Herhangi bir uyarı olmaksızın.
Attacked without a word of warning by a ruthless conqueror.
Bir uyarı yapılmaksızın, acımasız bir fatih tarafından saldırıya uğradı.
Fine, but a word of warning.
Güzel, ve son bir uyarı.
Ma'am, if I might be allowed to offer you a word of warning, that man has power, and he can use it for you or against you.
Hanımefendi, size küçük bir uyarıda bulunmama izin verirseniz bu adam çok güçlüdür, ve bu gücünü lehinize de, aleyhinize kullanabilir.
Now, Miss Coates, I was just tryin'to give a word of warning'.
Haydi ama Bayan Coates, sadece uyarmaya çalışıyordum.
Ladies and gentlemen, just a word of warning.
Bayanlar ve baylar, uyarı için sadece bir kelime.
A word of warning.
Bir uyarımız var.
A word of warning :
Bir uyarı :
[narrator] First, however, a word of warning.
Ancak önce bir uyarı.
Oh, yes, a word of warning :
Ve sizin için bir uyarım var.
Not a word of warning?
Tek bir kelime bile etmeden mi?
Hassan, a word of warning.
Hasan, bir uyarı sözü,
But a word of warning :
Ama sizi uyarayım.
A word of warning, you filth monger!
Sana bir uyarı, seni pislik taciri!
If you don't mind a word of warning, you want to take care with him, sir.
Eğer sakıncası yoksa sizi uyarmak isterim, ona dikkat edin, derim, bayım.
A word of warning, though.
Bir tavsiyem var.
A word of warning, my garbage-toting friends, from your friendly neighborhood peace officer.
Bir uyarı, benim çöp taşıyan arkadaşlarım, dost canlısı, mahallenizin barış memurunuzdan.
A word of warning :
Sana bir uyarıda bulunayım :
A word of warning :
Ama sizi uyarayım :
And now, a word of warning.
Ve şimdi, küçük bir uyarı!
You let others do the thinking for you lf you want a shoulder to cry on, a word of warning :
Başkalarının seni düşünmesine izin verdin. Ağlamak için omuz arıyorsan uyarayım :
We come to offer you a word of warning.
Buraya sizi uyarmaya geldik.
A word of warning...
Küçük bir uyarı...
Even if you get this job, which I highly doubt, let me just give you a word of warning.
Ama bana sökmez. İşi alacağından da şüpheliyim. Sana küçük bir uyarı yapayım.
A word of warning.
Bir uyari kelimesi.
- A word of warning, Jenny.
Seni uyarıyorum Jenny.
He's in Gibraltar on a bit of business, but a word of warning - he's protective and she's...
İş için Gibraltar'a gitti. Ama aklında bulunsun, hatununu kollar, hatun da biraz...
Just a word of warning.
Ufak bir uyarı.
A word of warning, Herr doctor.
Sizi uyarayım Herr Doktor.
A word of warning if you do not move within 30 secondes... A burly oiled man will come and eject you from the premisses!
Uyarıya rağmen 30 saniyede kalkmazsanız kocaman bir adam gelip sizi atacak!
A word of warning, Samar is a perfectionist.
Aklınızda olsun. Samar mükemmeliyetçidir.
And let me give you a word of warning, sir, the legal principals at stake in this case are more important than you seem to imagine.
Size bir de uyarıda bulunayım, beyefendi. Bu olayda tehlikeye giren yasal ilkeler, sandığınızdan çok daha önemli.
Without a word of warning. How did you expect her to react?
Nasıl tepki göstermesini beklerdin?
A word of warning.
Seni uyarayım.
Civilization hangs in the balance so I offer a word of warning :
Medeniyet bir dengede asılı duruyor o yüzden bir uyarım var :
A word of warning, Ms. Mellor.
Sizi uyarayım, Bayan Mellor.
Good Christian people help their families... even when they do show up hungry and without a word of warning.
Siz ailedensiniz. İyi bir Hıristiyan ailesine yardım eder. Haber vermeden, aç bilaç ortaya çıksalar bile.
A word of warning.
Bir uyarı kelimesi!
A word of warning... Gordon is a vicious man.
Son bir uyarı Gordon tehlikeli biridir.
But I got a word of warning for all you would-be warriors.
Siz savaşçı özentilerine bir uyarım olacak.
A word of warning.
Şimdiden uyarıyorum...
We can't give you a hot rinse without a word of warning
Sıcak suyla durulamayı sana bir uyarı yapmadan yapamayız.
Mr Carl Laemmle feels it would be a little unkind to present this picture without just a word of friendly warning.
Bay Carl Laemmle, küçük bir uyarıda bulunmadan bu filmi sunmanın nazik olmayacağını düşünüyor.
I got a solemn word of warning for you.
Seni cidden uyarıyorum.
Madam... will you permit an entire stranger... to serve you... with a word of advice and warning... which self-interest prevents others from saying?
Hanımefendi... beni hiç tanımıyorsunuz, ama size yardım etmeme... izin verirseniz... bir tavsiyede ve uyarıda bulunacağım. Başkaları menfaatleri nedeniyle bunları söyleyemez.
Just a small word of warning.
Küçük bir uyarı.
Not a single word of warning.
Tek kelime uyarı yapmadılar.
Here today we have a rising swell, so I wanna give a little word of warning to everybody to watch out.
Bugün burada deniz oldukça yüksek... onun için herkesi uyarmak istedim.
Mr Carl Laemmle feels it would be a little unkind to present this picture without just a word of friendly warning.
Mr. Carl Laemie, bu resmi en ufak bir dostluk işareti olmadan göstermenizin kırıcı olabileceğini düşünüyor.
I'm fucking warning you... you say a fucking word, all of you get what that cunt got.
Seni uyarıyorum eğer bir şey söylerseniz sizin sonunuzda bu pislik gibi olur.
Mr. Rob Zombie feels it would be a little unkind to present this picture without just a word of friendly warning.
Bay Rob Zombie, bu filmi size sunmadan önce dostça bir uyarı yapmamanın nezaketsizlik olacağını düşünüyor.