English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / A young girl

A young girl traducir turco

1,717 traducción paralela
A young girl around 14 or 15.
14-15 yaşında bir kız.
Seems like every 15 years or so, someone hears a voice and a young girl dies.
Her 15 yılda bir oluyor gibi. Biri ses duyuyor ve genç kızlar ölüyor.
Day after tomorrow... a young girl named Elisha is gonna die, and I don't have a clue how to stop it.
Yarından sonraki gün Elisha adındaki genç bir kız ölecek. Ve engellemek için hiçbir ipucum yok.
Earlier this week, the very shy Ms. Hanscom not only risked her life to save a young girl from drowning, They're going to put one of those little banners across the bottom. but actually turned down a generous cash reward offered to her by the girl's parents.
Bu hafta utangaç Bayan Hanscom boğulmakta olan bir kızı kurtarmakla kalmadı, kızın ailesi tarafından kendisine teklif edilen Alttan bant geçirirler.
Three days ago, Ms. Hanscom nearly lost her own life while rescuing a young girl who had fallen into a flash-flooded river.
Üç gün önce, Bayan Hanscom sel sularına düşen bir kızı kurtarmaya çalışırken neredeyse kendi hayatını kaybedecekti.
- He was killed when I was but a young girl.
- Oh evet, söylemiştin... - O öldüğünde genç bir kızdım.
Yeah, you know, like throwing somebody in the ocean who's afraid to swim, or puttin'a snake in a young girl's bed.
Evet biilirsin, Yüzmekten korkan insanların okyanusa atılması gibi, ya da genc bir kızın yatagına yılan konulması.
A young girl.
Genç bir kız.
The heart wrenching, yet inspirational tale of a young girl's complex decision to part with the daughter she desperately loves.
Bir genç kızın ümitsizce sevdiği kızından ayrılmak uğruna aldığı, karmaşık kararın yürek burkan ama ilham alınacak öyküsünü.
Bart, a school-sponsored medieval festival is supposed to be the best day of a young girl's life, and you ruined it.
Bart, okulun ön ayak olduğu bir ortaçağ festivalinde rol almak her genç kızın rüyasıdır ve sen bunu mahvettin.
Most of it was pretty mundane. A sunrise through a window, a taxi meter a young girl with pigtails.
Çoğu oldukça sıradan pencerede günışığı, bir taksimetre, saçı örgülü bir kız.
A young girl from a traditional family trying to break out on her own.
Geleneksel bir aileden gelen bir kız kendi ayakları üstünde durmaya çalışıyor.
A young girl who says that she has traveled a great distance to see you, Seizo.
Bay Seizou'yla karşılaşmak dileğiyle çok uzaklardan gelen genç bir kız. Ne yapacaksın?
Think what would happen if they found out I brought a young girl here!
Eve genç bir kız getirdiğimi öğrendikleri zaman olacakları bir düşün!
A young girl all alone in a big city...
Büyük bir şehirde tek başına bir kız...
How dare an old guy like you say such a thing to a young girl?
Senin gibi yaşlı birisi, genç bir kıza bunu söylemeye nasıl cesaret eder?
A report just in that a young girl is trapped in the Bay Bridge water tower.
Bridge Koyu su kulesinde genç bir kızın kapalı kaldığı rapor edildi.
A flicka is just a young girl — innocent.
Flicka, sadece genç bir kız demek - masum.
He was kind enough to give a young girl like me quite an education.
Nezaket gösterip benim gibi utangaç bir genç kızı eğitmişti.
As you might've heard, I'm here to verify the whereabouts of a young girl.
Muhtemelen duymuşsunuzdur, genç bir kızın buralarda bir yerde olduğunu doğrulamaya çalışıyorum.
And now the news, The body of a young girl has been found in a field in Cerredo,
Ve şimdi haberler : Cerredo civarında genç bir kadın cesedi bulundu.
She's like a young girl.
Bir genç kız gibi.
An elderly lady said she saw a young girl in the locker room.
Yaşlı bir bayan, soyunma odasında genç bir kız gördüğünü söylemiş.
A young girl. The girls are cutting through the flats at the back of Kirkland Drive.
Kızlar evlerin arasından Kirkland Yolunun arkalarına doğru kaçıyorlar.
- No, he wants a young girl
- Hayır, genç bir kız istiyor.
When I was a young girl, living in Memphis, one night, my girlfriends and I were at an arcade when it was closing, and this man came up to us and... told us that...
Memphis'de genç bir kızken, bir gece kızlarla biz, kapanış saatinde bir atari salonunda takılıyorduk, bir adam yanımıza geldi ve... dedi ki...
May I say, you have a young girl's body.
Bir genç kızın vücudundan farklı değil.
I was working with the remains of a young girl, maybe 13.
Genç bi kızın kalıntıları üzerinde çalışıyordum... sanırım 13 yaşlarındaydı.
A young, troubled girl being left alone all night is negligent at best.
Böyle genç ve sorunlu bir kızın bütün gece tek başına bırakıIması ihmalkarlıktan başka bir şey değil.
No, no, no, I'm quite enjoying the vision of a young Charles Eppes moved to violence by a girl. Oh, he was moved all right.
Hayır, hayır, görüntüden bayağı hoşlandım genç Charles Eppes bir kız yüzünden şiddete başvuruyor.
Okay. Well, if you're young and you're watching this... you guys know what you're up against, especially if you're a girl, it's... sex, right, and... and even fifty years from now, I'm guessing it's still a really big deal.
Peki. şey, eğer hala gençseniz ve bunu izliyorsanız... neyle mücadele etmeniz gerektiğini biliyorsunuz, özellikle de bir kızsanız, olay... tabii ki seks, ve... bundan 50 yıl sonra bile, sanırım hala büyük bir olay.
J.D., seeing a young doctor do his job is an amazing turn-on for a girl.
J.D., genç bir doktoru işini yaparken görmek, oldukça heyecanlandırıcı bir şey.
A pretty young girl, not in college, with no traceable job... in that part of town. It's not a mystery what happened down there.
Güzel genç bir kız, üniversiteye gitmiyor ve bilinen bir işi yok... hem de şehrin o kısmında.Orada ne olduğu bir sır değil.
You are such a bright, beautiful young girl.
Sen çok parlak, güzel bir genç kızsın.
Yeah, so I was headed outside to have a smoke when I saw this young girl.
Sigara içmek için dışarıya çıkıyordum ve genç bir kız gördüm.
She's a nice young girl.
O, iyi bir genç kızdır.
As a young 18-year-old girl, moving out by yourself to a major city, it scares me.
18 yaşınad genç bir kız için, tek başına büyük bir şehre taşınman, beni korkutuyor.
Young guy with a pretty but ill-bred looking girl.
Nasıl birisiydi?
Swanson, you're a young, pretty girl.
Swanson, sen genç ve güzel bir kızsın.
You know how every girl's parents put a pussy troll in them when the girls are young to keep them from having premarital sex?
Kızlar gençken, her kızın ailesinin, onları evlilik öncesi seksten uzak tutmak için onlara am koruyucusunu nasıl koyduklarını biliyor musun?
First of all I'd like to welcome you to the celebration of this marvelous day in a beautiful young girl's life.
Her şeyden önce güzel bir genç kızın hayatının en fevkâlade günlerinden birinde burada bulunan herkese hoşgeldiniz demek istiyorum.
Ok, Ok... a young, handsome brother takes blonde little bad girl into the dark, dusty basement with him.
Tamam, tamam. Genç ve yakışıklı erkek kötü sarışın kızı karanlık ve tozlu bodruma götürür. Tamam, anladım.
It's a position as a nanny to a young boy and girl.
Genç bir çocuğa ve kıza dadılık işi.
Ain't a young man alive could've kept his pants on with that girl in heat like she is.
Öyle kızışmış bir kızın karşısında hiçbir erkek sakin kalamaz.
A volunteer task force is assisting the Police in searching for the young girl.
Gönüllü bir arama ekibi küçük kızı arama çalışmalarında polise yardımcı oluyorlar.
Really, Beatrix, What young man is ever going to marry a girl with a faceful of mud?
Gerçekten, Beatrix, hangi genç, yüzü çamura batmış... bir kızla evlenir?
A young blonde woman and her little girl.
Genç sarışın kadın ve küçük kızı.
I knew a gorgeous young girl who wanted to act in a big-budget sado-lesbian dream.
Muhteşem bir genç kız tanıyordum büyük bütçeli bir sado-lezbiyen rüyada rol almak istemişti.
And now she's a fourteen-year old young girl
Ve şimdi 14 yaşında genç bir kız
I think there's part of you that looks into that thing's eyes and still sees that young girl that reported aboard two years ago as a rook pilot.
Bence o şeyin gözlerinin içine baktığında bir tarafın iki yıl önce gemiye acemi pilot olarak gelen genç kızı görüyor hâlâ.
You know, I still remember that beautiful young girl on a roller coaster.
Patenle dolaşan, o güzel genç kızı hala hatırlıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]