Abra traducir turco
193 traducción paralela
That's what comes of not saying Abracadabra.
Abra kadabra demezsen böyle olur işte.
- Good afternoon, Abra.
- İyi akşamlar Abra.
What's the matter, Abra, don't you like Cal?
Ne oldu Abra, Cal'den hoşlanmıyor musun?
Abra.
Abra.
You're gonna make a wonderful mother, Abra.
Muhteşem bir anne olacaksın Abra.
I'll go out and wait for Abra.
Dışarı çıkıp Abra'yı bekleyeceğim.
Good evening, Abra.
İyi akşamlar Abra.
Have you seen Abra, Mr. Albrecht?
Abra'yı gördünüz mü Bay Albrecht?
- Abra, don't do that!
- Abra, yapma bunu!
- Abra.
- Abra.
Hello, Abra.
Merhaba Abra.
Dad, Abra and I have one for you, too, only we can't exactly give it to you.
Baba, Abra'yla benim de sana bir hediyemiz var, ama verilecek bir şey değil.
I didn't tell Abra I was going to do this, but we're engaged.
Bunu yapacağımı Abra'ya söylemedim, ama biz nişanlandık.
Abra!
Abra!
But now I don't want you to go near Abra.
Ama artık Abra'ya yaklaşmanı istemiyorum.
Abra abra dabra nack
Abra abra kadabra
# Give'em the old razzle dazzle
# Yap bi abra kadabra şunlara
# Razzle dazzle'em
# Abra kadabra şunlara
# Just give'em the old razzle dazzle
# Yap bi abra kadabra şunlara
# Razzle dazzle'em and you got a romance
# Abra kadabra şunlara ve bir romantizm yakala
And cabash!
Abra kadabra!
Abracadabra!
Abra kadabra!
Abracadabra.
Abra kadabra.
The Grimoire of Abra-Melin.
"Abramelin'in Gramaryesi".
The magic words - abracadabra sack of potatoes corned beef and cabbage.
Sihirli kelimeler abra-kadabra, bir çuval patates, dana salamı, kabak ve...
Abra...
Abra -
But good microbiologists took that, put it in their petri dishes and did whatever you do with it, and lo and behold, this bacteria came back to life.
Ancak iyi bir biyolog bunları aldı ve petri tepsisine yerleştirdi. Bunu doğru... Yani ne yapması gerekiyorsa yaptı ve abra kadabra!
It's like... like abracadabra, but even better.
Abra Kadabra gibi ama daha iyi.
- Alika-nooch!
Abra-alem!
But, uh, abra-cadaver!
Ama "abra-kadabra!"
Come the selection, he dips his hand in the hat and abracadabra,
Seçim sırasında elini şapkaya sokacak ve abra-kadabra!
Oopsie-cadabra.
Abra-kadabra.
Hey, look. Abrathumb Lincoln.
Bak, "Abra-parmak" Lincoln.
"KIRIMOUKAMESIRA" ( something about conjuration )
"Abra kadabra"
Shazaam.
... abra kadabra.
All Cyrus had to do was wait for the right moment, hit the detonator... and before you can say "presto," instant inferno.
Cyrus'un tek yapması gereken doğru anı beklemek ve tetiğe basmak ve "abra kadarba" demeye vaktin olmadan hemen yangın başladı.
Abra Chihuahua!
- Abrachiwawa.
Summon the press, hey presto!
Basını çağırırlar ve Abra Kadabra!
we can do this... and abracadabra... we have light beer and tivo.
Yapabiliriz... ve abra kadabra... Diyet biramız ve TiVo'muz var.
Anyhoo, so I took him back to my condo to "hand wash his shirt" and, abracadabra, hocus-pocus, here we are.
Her neyse, gömleğini elceğizimle yıkamak için onu daireme götürdüm. Sonra abra kadabra, hokus pokus, işte karşındayız.
I'll swear to the judge I surveilled him there and abra-fucking-cadabra, we got a warrant.
Yargıca onu oraya kadar izlediğime yemin edeceğim ve kaşla göz arasında arama iznini alacağız.
I've been abracadabra-ed into a Fancy Feastin', second-rate sidekick!
Bir abra kadabrayla, ikinci sınıf süslü püslü bir yardımcıya dönüşüvermişim!
Wappity-pappity-poo?
Abra kababa kaa?
Bibbidi-bobbidi...
Abra kadabra.
Bibbidi-bobbidi boo!
Abra kadabra puf!
Bibbidi-bobbidi-boo!
Abra kadabra puf!
Bibbidi-bobbidi-boo.
Abra kadabra puf!
- Bibbidi-bobbidi-boo.
- Abra kadabra puf.
Quédense hasta que el americano abra la alcantarilla.
Amerikalı içeri girene kadar, tepede bekleyin.
I was the abracadabra.
Abra kadabraydım!
Sous-titres : Abra Cadaver Team Transcripts :
Ali Rıza ŞAHİN