Absence traducir turco
2,588 traducción paralela
Yes, but in his absence...
Evet ama onun yoklugunda...
In my absence, your whole life has become this sexual playground.
Benim yokluğumda, tüm hayatın cinsel bir oyun alanına dönmüş.
Miss Taggart, we're all very appreciative that you cut short your temporary leave of absence.
Bayan Taggart, hepimiz geçici yokluğunuzu kısa kestiğiniz için minnettarız.
and any absence of delay on my part can be truly detrimental to my entire enterprise
Ve her türlü gecikme ya da erteleme şirketim için oldukça zararlı olabilir.
'The Leader of the Opposition, Carol Maloy, claimed today'that the Prime Minister's continued absence from the UK'at a time of national tragedy serves to underline'that the government is out of touch with the people it is supposed to serve.
Muhalefet Lideri Carol Maloy, bugün böyle ulusal düzeyde bir trajedi yaşanırken Başbakanın ülkede olmamasının altını çizdi hükümetin kendilerine hizmet etmesi gereken insanlarla iletişimde bulunmadıklarını iddia etti.
I would beg your permission, then, in your absence, to investigate the office of public works even further.
O zaman yokluğunuzda kamu işlerinin daha da çok incelenmesi için izninizi rica ediyorum.
So who will maintain the house of God in our absence?
Peki yokluğumuzda Tanrı'nın Evi'ni kim muhafaza edecek?
Melbourne has certainly become more interesting in my absence.
Melbourne kesinlikle benim yokluğumda ilginç bir hâl almış.
Leave of absence.
İzinde.
Mrs. Harris, the books have practically been held together with spit in your absence.
Bayan Harris, yokluğunuza rağmen hesaplar hemen hemen kontrol altındaydı.
Mrs. Harris, the books have practically been held together with spit in your absence.
Bayan Harris, yoklugunuza ragmen hesaplar hemen hemen kontrol altindaydi.
I had a job, a paying job, from which I took a leave of absence to do a favor for my friend Cyrus because I am good.
Arkadaşım Cyrus için oradan izin aldım çünkü ben iyiyim.
I am running the household in her stead, her absence will be lengthy.
Onun yerine ev işlerini ben idare ediyorum yokluğu uzun sürecek.
We must hope their absence will assist us.
Dua edelimde yoklukları bize yardım etsin.
So his absence is not related to the falling out you two had.
Onun yokluğunda size çok önemli bir görev düşüyor.
( MOCK LAUGHTER ) I'm sure his absence has nothing to do with your rift with the First Lady.
Eminim ki bu olayın Başkan'ın eşiyle yaşadığınız mücadeleyle bir ilgisi yoktur.
Their absence is an ache I feel every waking moment.
Yoklukları, kendimde olduğum her anda hissetiğim bir acı gibi.
Even violence, non-violence itself is not the absence of fighting the enemy.
Şiddet bile. Şiddete başvurmamak da düşmanla savaşılmadığını göstermez.
These are the questions that I had long before I had seen The Shining again after a maybe an eight... or nine-year absence.
Uzun zaman önce aklımda olan bu soruları belki sekiz ya da dokuz yıl aradan sonra tekrar "The Shining" de görmüştüm.
Amid your trademarked Chaos, no one will notice the absence of our prize.
Bu kaosun arasında, ödülümüzün yokluğunu, Kimse farketmeyecek.
Yes, she was an asset, but her absence has had zero impact on the service we provide.
Evet, değerli biriydi ancak yokluğunun sunduğumuz hizmetlere hiçbir etkisi olmayacak.
Your absence is felt.
- Yokluğun hissediliyor.
No one seems to notice my absence.
Yokluğumu kimse fark etmez nasılsa.
In Avery's absence, I have extra time each day to, uh, how do I put this?
Avery olmadığından ötürü, şey için her gün fazladan boş vaktim oluyor... Nasıl desem?
When you put me in charge here, I thought your faith in me was based on our mutually shared vision of madness as a spiritual crisis, an absence of God.
Beni burada görevlendirdiğinizde bana olan güveninizin, ortak görüşümüz olan deliliğin ruhsal bir kriz olduğu, Tanrı'nın yokluğu olduğu yüzünden olduğunu düşünüyordum.
I'm afraid Dr. Kutsch is still on leave of absence after the attack. Uh, what's the patient's name?
Maalesef Dr. Kutsch saldırıdan sonra hâlâ kayıplarda.
And they said that he's been on a leave of absence for the last month.
Geçen ay işten izinli olduğunu söylediler.
Let's talk to Bailey's boss at Global 12 Consolidated, find out why our vic took that leave of absence.
Castle, biz de gidip Global 12'de Bailey'in patronuyla görüşelim. Kurbanımız neden izin almış onu öğrenelim.
I understand that he took a leave of absence a month ago.
Anladığım kadarıyla bir ay önce şirketten izin almış.
Well, you know what they say... absence makes the heart grow fonder.
Ne derler bilirsin. Biraz ayrılık ilişkiyi güçlendirir.
Mickey and Minnie seem to have survived our absence.
Mickey ve Minnie yokluğumuzla başedebilmiş gibi gözüküyor.
Especially in Pritchard's absence.
Özellikle Pritchard'ın yokluğunda.
He left the boat that day to run away with her, and their absence left you totally defenseless against the witch hunters.
Ethan o gün Amelia ile kaçmak için tekneyi terk etti. Ve onların yokluğu sizi cadı avcılarına karşı tamamen korumasız bıraktı.
Absence of evidence on an MRI, which my team has mistaken for evidence of absence.
MR'da bulgu eksikliği var bu da ekibimin bulgu eksikliği konusunda yanıldığını gösterir.
With your risk for miscarriage, you might want to take a leave of absence.
Düşük riskin varken işinden izin almak isteyebilirsin.
I was taking advantage of his absence to select a suitable gift from their registry.
Ben de onun yokluğundan istifade nikahları için listelerinden uygun bir hediye seçiyordum.
That's the soul-crushing poem Tessa wrote about the giant, festering hole inside her caused by the absence of her mother.
Tessa'nın yazdığı yürek burkan şiir. Annesinin yokluğunun sebep olduğu içindeki hiç kapanmayan devasa boşluk ile ilgili.
His absence from this world has set it upon end.
Bu dünyadan vefatı tüm bunların sonunu getirdi.
The heart is overwhelmed by his absence.
Kalbim onun yokluğu altında mahvoluyor.
The absence of your troops from the games was an insult to good Varinius.
Oyunlarda adamlarının yokluğu sevgili Varinius'a bir hakaretti.
I fear your games will suffer from the Thracian's absence.
Korkarım ki oyunların Trakyalının yokluğu nedeniyle büyük bir yara alacaktır.
Your absence at the games will draw notice.
Oyunlardaki yokluğun dikkat çekecektir.
My absence?
Yokluğum mu?
The reason for the delay and absence of ferox.
Bu yüzden geciktik ve Ferox gelemedi.
I do not intend to kill the mood in the absence a presentation, but raising them!
Gösteriden mahrum bırakarak keyfinizi kaçırmak gibi bir niyetim yoktu.
His absence leaving chest but half filled.
Onun yokluğu göğsümün yarısının boş kalmasına neden oldu.
I'm taking a leave of absence from teaching, actually.
Öğretmenlik işinden izne ayrılıyorum da.
One unexcused absence, one more time getting sent down here, and...
Mazeretsiz devamsızlık, veya bir kere daha buraya gönderilirsen...
A plan that could not have worked... in the absence of my teammates.
Takım arkadaşlarım olmadan işe yaramayacak bir plan.
They're the cause of her absence from school.
Kızın okula gelmemesinin sebebi onlar.
All absence is death if we let ourselves know it.
- Eğer kendimize bilmemiz için izin verirsek, ( görürüz ki ) bütün yokluk "ölüm" dür.