Accident traducir turco
25,909 traducción paralela
Layla drove off that cliff and made it look like an accident.
Layla uçuruma doğru sürdü ve bunu bir kaza gibi gösterdi.
Even worse... she makes it look like an accident so... her parents don't know that they're the reason she did it.
Daha da kötüsü, bunu bir kaza gibi göstermiş. Böylece buna sebep olanın ailesi olduğunu bilmeyeceklerdi.
Actually, our... our investigation determined that this... was nothing more than a tragic accident.
Aslında, soruşturmamızda bunun trajik bir kazadan fazlası olmadığını anladık.
It looks like he was disfigured in a childhood accident.
Çocukken geçirdiği bir kaza yüzünden bu hale gelmiş.
It was an accident?
Kaza mıymış?
They could've done the same thing with the janitor, made it look like an accident.
Aynı şeyi hademe için de yapmış olabilirler. Kaza gibi görünmesini istemişler.
We have reason to believe that someone staged his murder to look like an accident.
Birinin ölümünü kaza gibi gösterdiğini düşünüyoruz.
I had a car accident about... six years ago.
Altı yıl önce araba kazası geçirdim.
Police found no signs of foul play, so they ruled it an accident.
Polis, cinayet izine rastlamamış, bu yüzden kaza olduğu söylenmiş.
It was ruled an accident.
Kaza olduğu ortaya çıktı.
My dad says that we have to stay busy after my mom's accident.
Babam, annemin kazasından sonra aklımızı başka yere vermemizi söyledi.
It wasn't an accident, Clair.
Kaza değildi Claire.
Could this have been an accident?
Bu kaza olabilir mi?
It's not an accident or a ghost. [Thunderclap]
Kaza ya da bir hayalet değil.
I don't know, a-a terrible accident.
Bilmiyorum, korkunç bir kaza.
Sure, if she hadn't been severely injured in an accident three years ago.
Üç yıl önce yaralanmasaymış, olabilirdi.
His parents were killed in a car accident when he was 16.
O 16 yaşındayken, ailesi bir araba kazasında öldü.
Is it all just an accident?
Hepsi bir kaza mı?
Po, it was an accident.
Po, yanlışlıkla oldu.
Accident?
Kaza mı?
Little does Po know that it was just such an accident that brought the furious Five together all those years ago.
Po, Korkusuz Beşli'yi uzun yıllar önce bir araya getiren şeyin de böyle bir kaza olduğunu pek bilmiyor.
It must be an accident.
Bir yanlışlık olmalı.
It was no accident that you found them.
Sen onları kazara bulmadın.
Through our police sources we've found out that this is an accident.
Polis kaynaklarına göre bunun bir kaza olduğu anlaşıldı.
The police has officially declared Om Raichand's death as an accident.
Polis, Om Raichand'ın ölümünün bir kaza olduğunu açıkladı.
If something happens to me, tell Spencer it wasn't an accident.
Eğer bana bir şey olursa Spencer'a kaza oldu de.
Good,'cause that was just an accident waiting to happen.
İyi, çünkü bu olması an meselesi olan bir kazaydı.
I still have the odd accident.
- Bana hala beklenmedik geliyor.
Tell me. M- - mommy's accident. [sniffles]
Annemin kazası.
[T.J.] And... it... it... it wasn't an accident.
Ve bir bir kaza da değildi.
My little brother... was killed in an auto accident.
Küçük kardeşim araba kazasında öldü.
We must have tripped it by accident.
Yanlışlıkla aktifleştirmiş olmalıyız.
I keep telling myself that it was an accident.
Kendime bir kaza olduğunu söyleyip duruyorum.
A horrible accident but...
Korkunç bir kaza ama...
Look... I don't think what happened to Sara was an accident.
Bak, Sara'nın başına gelenin kaza olmadığını düşünüyorum.
Well, then I had a little car accident.
Sonra, küçük bir kaza geçirdim.
It was an accident.
- Bir kazaydı.
But then he dies in an auto-erotic accident.
Sonra erotik bir kazada can verdi.
Or what seems to be an auto-erotic accident.
Ya da erotik kaza süsü verilmiştir.
That many pills... Probably wasn't an accident.
O kadar ilaç muhtemelen bir zehirlenmeye sebep olmadı.
All by accident, was it?
Bunlar hep tesadüf, değil mi?
No... not by accident but not by design.
Hayır, tesadüf değil. Kasten de değil ama.
It's most likely just a - - a terrible accident.
- Korkunç bir kaza olmuş.
I don't think this was an accident.
- Bence bu kaza değildi.
Had a little accident?
Bir kaza mı yaşadın?
I heard it was a car accident.
Trafik kazası diye duymuştum ben.
What makes you convinced that Penny's death wasn't a car accident?
Penny'nin ölümünün trafik kazası olmadığını neye dayanarak söylüyorsun?
STEFAN : It was an accident, Matt.
Bu bir trafik kazası, Matt.
Are you sure it wasn't an accident?
Kazayla olmadığına emin misin?
None of us believes that was an accident.
Bunun bir kaza olduğuna hiçbirimiz inanmııyoruz.
It was an accident.
- Kazaydı.