English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Acne

Acne traducir turco

279 traducción paralela
- Boys with impure thoughts get acne.
- Kötü niyetli çocukların sivilceleri çıkar.
He has acne, and they all hate him, including your sister.
Ve herkes ondan nefret ediyor, kardeşin dahil. - Beni özledin mi bugün?
Pits, like from acne.
Erkek oyuncular arıyor.
He said you could be hypnotized out of it without getting something else instead, you know, like fat or nervous or acne.
Hipnozla bırakılabileceğini söyledi. Hem de yerini başka bir şey almadan, yağ, sinir veya sivilce gibi.
After all, what girl would not prefer the child of a god to that of some acne-scarred artisan?
Sonuçta, hangi kız tanrının çocuğunu... sivilce izli bir zanaatkarınkine tercih etmez?
The one with thick glasses and acne? Huh!
Kalın gözlüklü sivilceli çocukla mı?
With his acne and his thick glasses. You're joking.
Şu sivilceli ve kalın gözlüklü mü!
Is acne ruining your life?
Sivilce sorununuz mu var?
It's just acne.
Sadece akne.
You mean acne?
Sivilce mi diyorsun?
You shouldn't be ashamed of acne.
- Sivilceden utanmana gerek yok.
Everybody's had acne at one time or another.
Herkes hayatının bir döneminde sivilce döküyor.
Your acne.
Sivilcelerin azıyor.
Scott, my knight in shining acne.
Scott, benim şövalyem parlak bir olgunluk içinde.
A crashingly superb bunch of blokes... fine, clean-limbed... even our acne had a strange nobility about it.
Müthiş süper heriflerdik sağlıklı, boylu posluyduk hatta sivilcelerimizin bile tuhaf bir asaleti vardı.
Looks like he's gonna die of terminal acne.
- Aşırı sivilceden ölecek gibi.
I got an acne flare-up or something.
Sivilce temizliğine yada işte öyle birşeylere ihtiyacım var.
- It's a standard. 16 to 26-year-old acne attacker. It's a hexafluoride.
- Standart bir ergenlik sivilceleri yok edicisi, bir heksaflor.
The whole lot taken together, including the fucking lawnmowers, is as nothing compared to the pimples, acne and boils!
Hepsini birden alsan, lanet çim biçme makinelerini bile katsan hiç birisi sivilcelerle, aknelerle, siyah noktalarla karşılaştırılamaz.
I've been living a nightmare, obsessed with other people's acne, wracking my brains to be original about boils.
Diğer insanların aknelerini düşünerek, beynimi sivilcelerle doldurarak, bir kabusta yaşıyordum.
- To boils, acne and blackheads.
Sivilcelere, aknelere ve siyah noktalara.
And the ushers are, like, the acne patrol.
Yer göstericiler ergen bekçisi gibi.
About a year ago he noticed his voice was changing he had terrible acne and had fur where there was no fur before.
Bir yıl kadar önce..... sesinin değişmeye başladığını fark etti korkunç bir sivilce çıktı ve daha önce olmayan yerlerinde kıllanma başladı.
I'm sorry to disappoint you, but you're going to live to enjoy all the glorious fruits life has to offer, acne, shaving, premature ejaculation and your first divorce.
Düş kırıklığı için özür dilerim. Yaşayıp hayatın nimetlerini tadacaksın. Sivilce, tıraş, erken boşalma ve boşanma.
That's why he has so much acne on his face.
Niye onun yüzünde birçok akne var?
Your skin? - You have acne?
Tenini mi?
He had terrible acne and had fur where there was no fur before. He also noticed Fluffy Bunny.
Korkunç bir sivilcesi oldu ve daha önce olmadığı gibi bir kürkü vardı aynı zamanda yumuşacık tüylü tavşan kızı fark etti.
Even the tape on his glasses had acne.
Kırık gözlüğünü yapıştırdığı bantın üzerinde bile sivilce vardı.
Acne... remains.
Sivilceler... duruyor.
I guess he figures I'll be easier on you than some rookie with acne.
Seninle, acemi bir ere oranla bile daha yumuşak olacağımı sandılar.
You think anybody'll notice? Do you know what you need besides a supply of acne cream?
- Bir yıllık sivilce kremi stokunun yanında sana ne lazım biliyor musun Xander?
- No, my acne!
- Hayır, aknem!
Acne?
Akne mi?
And a little acne scarred?
Yüzüde biraz sivilceliydi?
Acne, abortion alcoholism, anorexia...
Sivilce, kürtaj, alkolizm, anorexia...
Abortion... acne... anal sex...
Kürtaj... sivilce... anal seks...
I'll give you Accutane for the acne.
Akne için sana accutane vereceğim.
It's not like your lives today, what with your acne mask and corn dogs.
Bu sizin, sivilce maskeli, sosis yaşantılarınıza benzemiyor.
When you've got the acne thing, you go, "No way."
Sivilce olayı başlayınca ; "Hayatta olmaz." dersiniz.
I still had acne.
Hala sivilcelerim var.
He should be battling acne at his age, not evil witches.
Bu yaşında sivilcelerle savaşmalı, kötü cadılarla değil.
Don't let his bad acne dissuade you, though.
Sivilcesine aldanmayın.
Your staff has manufactured a new batch of acne pills.
Yeni bir sivice ilacı ürtiyorsun.
There was a power surge, you don't bathe and Chris has had acne problems since the fourth grade.
Dün güç kaybı yaşandı. Sen banyo yapmamışsın... ve Chrisin 4.sınıftan beri akne sorunu var.
You know, I never realised how smooth the skin between your acne is.
Bilirsin, üstündeki sivilceleri nasıl düzeltebileceğimi hiç anlamadım.
You never know. Recently there's been a glut of guys with really bad acne and corrupt hard drives due to nonstop Napster downloads.
Son zamanlarda Napster'dan indirdikleri yüzünden sabit diskleri bozulmuş bir sürü sivilceli çocuk çağırdı.
Wives'tale. This guy told me to put haemorrhoid cream on my acne.
Biri, aknelerime basur merhemi sürmemi söylemişti.
- He's got acne, hirsutism, aggression.
Galiba steroit alıyor. Akneleri var. Aşırı kıllı ve saldırgan.
You bought him that acne medicine. I thought we were safe. He's still goofy-looking.
Kovboy şapkalarına ve balondan hayvanlara bayılacak.
HE'S GOT ACNE. YEAH.
Evet ama sexy poposu var...
- # Than dragon breath and acne # - # In a buddy-buddy kind of way #
- Dostluk ayağına

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]