English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Actor

Actor traducir turco

5,509 traducción paralela
It belonged to my favorite actor, Paul Newman.
" En sevdiğim aktör Paul Newman'a ait.
I became a leading actor at sixteen.
On altı yaşımda başrol oyuncusu oldum.
That guy he killed yesterday wasn't an actor?
Yani dün öldürdüğü kişi bir oyuncu değil miydi?
- Ah, that concerns me because I just think everyone should have a website if they're an actor or anyone in the creative arts.
Bu beni ilgilendirir. Çünkü oyuncu olan veya sanatla uğraşan herkesin bir websitesi olmalı.
Everyone sawthat broken old actor was me!
Herkes yaşlı aktörden daha iyi olduğumu gördü!
Any other actor's house would've cost you just 500.
Başka bir aktörün evine gitseydin sadece 500 öderdin.
I'm not hereto become an actor.
Buraya aktör olmak için gelmedim.
So you're also hereto become an actor?
Sen de mi aktör olmaya geldin?
Danny's an actor, too.
Danny de oyuncu.
If he is Red John, he's a very good actor.
Eğer Red John oysa harika bir aktör.
'I'm an actor...'.. I'm an agent...'
Oyuncuyum menajerim...
Oh, are you an actor?
Ah, sen oyuncu musun?
Shaun was an actor in our biggest soap opera, and Keith, he... mainly ran around a lot.
Shaun en büyük pembe dizimizde oyuncuydu. Keith, o birçok şeyde karşımıza çıkardı.
" Hi, I'm Warwick Davis, the accomplished actor.
"Selam, ben başarılı oyuncu Warwick Davis."
Then you can't say you're an accomplished actor.
- O zaman başarılı bir oyuncuyum diyemezsin.
Warwick Davis, the accomplished actor...
-... Warwick Davis'e yatırmayacaksınız.
Actor.
- Oyuncu.
Actor.
Oyuncu.
Because I am an actor, so most of the things I say - made up.
Çünkü ben bir oyuncuyum. Söylediğim çoğu şey uydurma.
- SEE WHAT A GOOD ACTOR I AM?
Nasıl iyi bir aktrist olduğumu gördünüz mü?
Maybe he's just a good actor.
- Belki de çok iyi bir oyuncudur.
You see, this honest family man, he goes to jail for 20 years. And the young actor, he becomes the biggest movie star in the world.
Bu düzgün aile adamı yirmi yıl hapse giriyor genç oyuncu da dünyanın en büyük yıldızlarından biri oluyor.
So you're an actor?
Demek oyuncusun?
I think we know I'm no actor.
Sanırım oyuncu olmadığımı biliyoruz.
Oh! Okay, so even more self-loathing than an actor.
Yani bir oyuncudan bile daha fazla kendinden nefret ediyorsun.
You're an actor?
Oyuncu musunuz?
You see, when your life's on the line the worst actor can give the best performance.
Benim yaşam standartlarımda en kötü aktör bile en iyi performansı sergiler.
From now on only one actor remains :
Bundan böyle geriye tek bir aktör kalıyor.
He could've definitely been an actor.
Kesinlikle bir aktör olmalıymış.
I didn't remember you were an actor.
Aktör olduğunu hatırlamıyorum.
I think you are a really good actor... and I think you should continue doing it.
Bence sen çok iyi bir aktörsün ve bunu yapmaya devam etmelisin.
Dude, I'm a fucking actor.
Lan, ben aktörüm amına koyim.
You're too character-y to be a lead, and you're not fat enough to be a great character actor.
Başrol olmak için fazla karakter-varisin ve iyi bir karakter oyuncusu olmak için yeteri kadar şişman değilsin.
No, I don't think he can make it as an actor.
Hayır, aktör olarak başarılı olabileceğini zannetmiyorum.
Do you think I'm making a terrible mistake quitting my job to become an actor?
Aktör olmak için işimi bırakarak korkunç bir hata mı yapıyorum?
It's about an unknown actor and he ends up shooting a young woman in the head.
Tanınmayan bir aktör hakkında. Genç bir kadının kafasına kurşunu sıkıyor.
I'm an actor.
Ben bir oyuncuyum.
Or, I don't know, your favourite actor?
Yada neyse ¿ begendigin aktormu?
Who is your favourite actor?
¿ Kim senin favori aktorun?
What happened is that John wants to do other things : writing, working as an actor.
John nasil isterse oyle olsun, Baska seyler yapar, yazarlik, aktorluk.
- He's tired of touring. - And he wants to be an actor?
- Konser Turlarindan bikmis.
- No, that's the actor.
- Hayır, o bir aktör.
How good an actor are you?
- Rol yeteneğin nasıl?
Yeah, okay, fine, I'm a lousy actor.
Tamam kötü bir aktörüm.
[Hansen] Being a motorcycle guy cuts across every job description, and you identify yourself with being a motorcyclist, first and foremost, before you're a doctor, before you're an actor, before you're a newspaper tycoon, you're a motorcycle guy.
Motorcu olmak tüm meslekleri ikinci plana iter, ve kendinizi sadece motosiklet sürücüsü olarak tanımlarsınız, ilk ve en önce, doktor olmaktan, aktör olmaktan ya da gazete sahibinden önce, motorcusunuzdur.
- I'm an actor. - Ah.
Ben de aktörüm.
I'm an actor.
- Ben aktörüm.
I'm the trained actor.
Ben eğitimli bir aktörüm.
IS HE AN ACTOR?
Sanatçı mı?
It's about an unknown actor who comes to Boston to act in a film.
Tanınmayan bir aktör hakkında.
Yeah, an actor.
Aktor zaten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]