Adjusted traducir turco
736 traducción paralela
Um I'd like to have the size of this ring adjusted to match this one.
Bu yüzüğün genişliğinin şununki gibi ayarlanmasını istiyorum.
"Production of lumbers, seasonally adjusted."
"Kerestelerin üretimi mevsimsel olarak ayarlandı."
Things get out of kilter, have to be adjusted.
Bozulan şeyler düzeltilmek zorundadır.
It can all be adjusted.
Bir ayar çekilebilir.
They can't be adjusted from war to peace as easily as you can, gentlemen.
Onlar, savaş halinden barışa sizin kadar kolay uyum gösteremez beyler.
Better get them brakes adjusted, first chance you get.
Epeyce gevşemiş.
That's adjusted in our rates for 1941.
Bu da 1941 yılı oranlarımızı belirledi.
That girl is adjusted to her affliction.
O kız, rahatsızlığına alışmış durumda.
There's no getting adjusted to that.
Dengeli olmak yok.
In the name of well-adjusted manhood get a hold of yourself.
Güzel insanların hatrına, kendine çekidüzen ver.
When the wire came about her husband, she just left us just couldn't get adjusted to herself.
Kocası hakkındaki telgraf gelince, bizi bıraktı bir türlü alışamadı.
I adjusted those measurements as you suggested.
Tavsiye ettiğin gibi ölçüleri değiştirdim.
We have adjusted the magnetic field to compensate for the normal loss of gravitational effect and atmospheric pressure.
Manyetik alanı ayarladık. Normal yerçekimi ve atmosfer basıncı kaybını telafi edecek biçimde.
We're getting in the habit of snapping at each other... about things we should've adjusted to years ago.
Yıllar önce halletmiş olmamız gereken meselelerde birbirimize sataşma alışkanlığı edindik.
Now, my dear, I'm not adjusted to those things yet.
Tatlım, bu şeylere alışkın değilim.
Someone has to stand here while the lights and the cameras are adjusted and all that stuff, see?
Işıklar ve kameralar ayarlanırken ve başka şeyler düzenlenirken birisinin burada durması gerekiyor, görüyor musunuz?
The automobile was psychosomatic... it has since undergone analysis and is now well-adjusted.
Araba psikosomatikti... muayeneden geçti ve şimdi iyi ayarlandı.
These last twenty-four hours can be a hell and your son has adjusted himself, he's he's built a protective shell around himself.
Şu son 20 saat tam bir cehennem gibiydi oğlunuz kendini toparladı biraz etrafına bir duvar örmüş, kabuğuna çekilmiş.
She'd, well, adjusted to it.
Buna uyum da sağlamıştı.
- Are you well here? Have you adjusted? - Well, yes.
Sen iyisin değil mi?
Some boys need time to get adjusted to being back home.
Bazı erkeklerin yuvaya dönüşe alışmaları zaman alır.
This is a local matter, which I hope will soon be adjusted.
Bu halledilmesini umduğum yerel bir konu.
Now the aim is perfectly adjusted.
Hedefi tam kalbinden vurmuştur.
I wonder if you or I could have adjusted as well as he has.
Acaba onun kadar uyum sağlayabilir miydim?
Oh we were just about to materialise when the doors opened and we hadn't properly adjusted!
Biz daha hala uygun materyalize olmadan kapılar açıldı işte bu!
Or were they adjusted before they left?
Ya da okula gitmeden önce bunu öğrenmişler miydi?
Doc, let's say she's adjusted to it.
Alıştı diyebilirim Dr..
Adjusted.
Ayarladılar.
- Well-adjusted.
- Uyum sağlamışlar.
He believes he is Jack Thursby. And he believes I'm his wife. He has adjusted to this house...
Jack Thursby olduğuna ve benim de karısı olduğuma inanıyor.
And yet I beat the machine five times. Someone, either accidentally or deliberately, adjusted the programming, and therefore, the memory banks of that computer.
Birisi programı ya kazara veya kasıtlı olarak değiştirmiş olmalı ve bu nedenle de bilgisayarın hafızasını değiştirmiş olmalı.
It too is imperfect, but can be adjusted.
Bu da kusurlu ama ayarlanabilir.
I've adjusted the environment in my quarters to 125 degrees, which is at least tolerable.
İkametgahımdaki sıcaklığı 50 dereceye ayarladım.
You quickly get adjusted to the idea that he talks, and think of him really just as another person.
Onun konuşma şekline hemen alışıyor ve onu herhangi biri gibi görüyorsunuz.
Your salary will be adjusted.
Ve maaşınız da ayarlandı.
The nerves haven't adjusted yet to the amputation.
Sinirler henüz kesilme olayına adapte olmadılar.
The length of the rope is adjusted so that the condemned's feet are left dangling a foot above the ground.
İpin uzunluğu mahkûmun ayakları otuz santimetre kadar havada sallanacak şekilde ayarlanır.
- Tactfully adjusted to favour me.
- Özenle bana uydurulacak.
Our basic cell structure is adjusted to the time we enter.
Hücre yapımız, gittiğimiz zamana uyarlanıyor.
I have adjusted it so that it will suspend its effects after a few moments and allow us time to escape.
Etkilerini kısa sürede azaltacak kaçmak için bize zaman tanıyacak.
A prices structure related to any import charges will be systematically adjusted to the particular requirements of our Commonwealth partners, so that together we will maintain a positive, and mutually beneficial alliance in world trade and for world peace.
İthalat vergileri ile ilgili fiyat yapısı sistematik olarak topluluk ortaklarımızın özel taleplerine göre ayarlanacak böylece birlikte dünya ticareti ve dünya barışı için olumlu ve karşılıklı fayda sağlayan bir ittifakı devam ettireceğiz.
Healthy, adjusted and no character.
Sağlıklı, uyumlu ve karakteri yok.
We have to get all six units adjusted and link them by phone to headquarters.
Altı üniteyi de ayarlamamız ve telefonla karargaha bağlamamız gerekiyor.
The Austrians will have adjusted the fire.
Avusturyalılar ateş edecekleri yeri belirlemişlerdir.
[Vicki] Well, my eyes haven't adjusted yet.
Gözlerim karanlığa daha alışamadı.
You're so cool. So adjusted.
Çok sakin, çok alışmış gibisin.
They adjusted the gentleman out.
Onlar beyefendiyi dışarı ayarlanır.
The Earth has somehow become adjusted to people like you, although at what sacrifice!
Yeryüzü, hangi kurban pahasına olursa olsun bir şekilde, senin gibi insanlara katlanmayı beceriyor.
The British strategists they had decreed that armored they were not adjusted for the forest.
İngiliz strateji uzmanları eldeki zırhların ormanlık alanda yapılacak bir savaş için uygun olmadığını bildirdi.
We did not have the oil adjusted lubricant, for this war of Winter.
Kış şartlarına uygun yağlayıcımız yoktu. Ancak Ruslar buna sahipti.
The water was a lubricant. The tanks are adjusted more the muddy lands.
Su bir yağlayıcı görevi görüyordu ve paletler de çamurlu şartlarda daha kullanışlıydı.