Adopt traducir turco
1,687 traducción paralela
WHEN COUPLES DON'T THINK THEY CAN GET PREGNANT, THEY STOP TRYING, AND THEN THEY ADOPT A BABY AND
Denemeyi bırakıp evlat ediniyorlar ve...
So we decided to adopt the confident approach.
Kendinden emin bir yaklaşımı benimsemeye karar verdik.
We're doing the paperwork to adopt a girl.
Bir de kız çocuğu evlat edinebilmek için belge işlerini düzenliyoruz.
I want to adopt.
Evlat edinmek istiyorum.
He's got to adopt some of my policies If he wants the moderates, and he can't win without'em.
Eğer ılımlıları istiyorsa, benim politikalarımdan bazılarını uygulamak zorunda ve onlar olmadan kazanamaz.
We could use surrogacy, we can adopt.
Taşıyıcı annelik. Evlat edinme.
You know, he wants to adopt or use a surrogate.
Evlat edinmek yada taşıyıcı annelikten bahsediyor.
- Yes. Let's adopt.
Evlat edinelim.
You want to go adopt those kids? You can't think about it.
Oraya gidip çocukları evlatlık mı edinmek istiyorsun?
- And now well, you adopt her?
- Şimdi de sahip çıkıyorsun, öyle mi?
It's like when you adopt an overseas orphan, only I'm right here.
Bu sanki denizaşırı bir yetimi evlat edinmek gibi, tek farkı ben tam buradayım.
Do you think you might want to adopt an earless rabbit?
Kulaksız bir tavşanı evlat edinmeye ne dersin?
It's to help clarify your reasons for wanting to adopt and to explore your capabilities, maturity and emotional readiness.
Bütün bunlar, imkanlarını görmemize, evlat edinmek istemenin sebepleriyle,... olgunluk ve duygusal yönden hazır olup olmadığını anlamamıza yardımcı oluyor.
I don't understand what Lucas Scott has to do with my decision to adopt.
Evlat edinebilme kararımın Lucas Scott ile ne alakası olduğunu anlayamıyorum.
My mother would want to adopt you.
Emin ol ki annem seni evlat edinmek isterdi.
She was excited to use her alias, the name she wanted to legally adopt when she was four.
4 yaşında kullanmak istediği ismi, burada takma ad olarak kullanabileceği için çok heyecanlıydı.
Tell our non-clients to quit their jobs and adopt.
Bizim olmayan müşterilere söyle işlerini bıraksınlar.
That Lovisa Löwander was deemed suitable to adopt.
Burada Lovisa Löwander'in evlâtlık edinilmeye uygun olduğu yazılı.
But you do love her enough to adopt a child with her.
Onu beraber evlâtlık edinecek kadar seviyorsun.
They wanted to adopt me.
Beni evlat edinmek istediler.
You can apply to adopt alone, but that means going through the whole process again.
Tek başına da başvurabilirsin, Fakat tüm prosedürlere baştan başlayacaksın.
We don't have the right to adopt.
Kendimden heteroseksüel bir bekar olarak vazgeçmedikçe...
I'm sterile and can't even adopt!
Siterilim ve evlat bile edinemem!
Maybe he'll adopt me.
Belki bir gün beni de evlat edinir.
So if we do this, we will be expected to adopt those same values.
Eğer bunu yapıyorsak, bizden de aynı değerleri kabul etmemiz beklenecektir.
Think your parents want to adopt a 17 year old?
Sence ailen 17 yaşındaki birini evlatlık alır mı?
SERIOUSLY, YOU AND DAN ARE SO SWEET TO ADOPT ME.
Ama artık Portland'da değilsin. Cidden, sen ve Dan'in bana sahip çıkmanız çok tatlı.
When your mother died, he wanted to adopt you.
Annen öldüğü zaman, seni evlat edinmek istemişti.
They say, you tried to adopt Robin Crusoe as your own.
Robin Crusoe'yu evlat edinmek istediğini söylemişlerdi.
People don't adopt dogs that eat babies.
İnsanlar bebek yiyen köpekleri evlat edinmez.
Where I decided to adopt him.
Onu evlat edinmeye burada karar verdim.
Bring in 100 men from those who refused to adopt Japanese names.
Kimse bize öyle bir emir vermedi! Bırak hamaseti!
I'll adopt a Sikh's appearance, soon as I return to my village.
Sikh'in ortaya çıkmasını kabul edip, onun köye dönemsini sağlayalım.
We'll tell her to adopt an embryo and have one herself.
Ona sperm bankasından bir embriyo alıp kendisinin doğurmasını söyleriz.
I'm going to be the only Puerto Rican grandmother who's gonna have to adopt grandchildren.
Torun sahibi olmak için evlat edinmek zorunda kalacak tek Porto Riko'lu babaanne ben olacağım.
Look, I'd be happy to adopt.
Evlatlık edinsem daha mutlu olurdum.
At some point, they mentioned that they might adopt.
Hiçbir sonuç alamadık. Bir yerden sonra, evlat edinmekten söz etmeye başladılar.
Actually, I wanted him to adopt me.
Aslında, David'in beni evlat edinmesini istiyordum.
I don't want you to adopt me, I want you to fuck me.
Beni evlat edinmeni değil, benimle yatmanı istiyorum.
Can I adopt them?
Onları alabilir miyim?
I want us to adopt.
Evlat edinelim istiyorum.
I wish I had another Sigi at home with me, but Israel never wanted to adopt another child.
Keşke başka bir Sigi de burada yanımda olsa. Ama İsrail yeni bir evlat edinmemizi asla kabul etmez.
Maybe we should adopt after all.
Belki de evlatlık almalıyız.
And in a period where there were no people but there still were edifices and artifacts, our buildings, they would do very well because they would adopt these as kind of artificial cliff faces, which is what they really are adapted to.
Ve insanların olmadığı ama onların yarattığı ve güvercinlerin zaten adapte olduğu yapay kayalıklara benzer büyük bina ve yapıların olduğu bir devirde güvercinler hayatta kalacaklardır.
family adopt me, bring me home, but they not like me.
Bir aile beni evlat edindi. Evlerine getirdi, ama beni sevmediler.
Family adopt me, bring me here, but they not like me.
Bir aile beni evlat edindi. Buraya getirdiler, ama beni sevmediler.
Family adopt me.
Aile beni evlat edindi.
Yeah. She didn't want to adopt and, well, that was that.
Evlat edinmeye de sıcak bakmadı.
Do you think he'd adopt me now?
Sence, şimdi beni evlat mı edinecek?
When that summer was over... they said it was a shame they couldn't adopt you.
seni evlat edinememelerinden dolayı hicap duyduklarını söylemişlerdi.
Family adopt me, bring me here,
Bir aile beni evlat edindi.