English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Afis

Afis traducir turco

577 traducción paralela
I AFIS-matched them to a neighbor.
Sistemde taratınca bir komşuya ait olduğunu buldum.
They're all in AFIS?
- Hepsi de sistem de var mıydı? - Evet.
Yeah. I mean, you can be in AFIS for a lot of reasons.
Yani, sisteme farklı sebeplerle kaydedilebilirsin.
I have a list of suspects, all in AFIS.
Tümü de sisteme kayıtlı bir şüpheli listem var.
The bill poster too.
Afiş asanlar bile.
- Frame's built, and no face to go in it.
- Afiş yapıldı, ama üzerinde yüz yok.
Mr. Fox objects to his billing here. What's wrong with the billing?
- Bay Fox afiş sırasına itiraz ediyor.
The hailstones on the banners of glass.
Cam afiş üstündeki dolu taneleri.
I'm going into town and post a reward for bounty hunters.
Şehre gidip ödül avcıları için bir afiş asacağım.
And finally on his last call... he said he was going to come and pick up his press book.
En son aradığımda buraya gelip afiş kitabını alacağını söyledi.
He left a press book here?
- Afiş kitabını burada mı bıraktı?
Seems like he spent half his life... pasting his little heart away in his press book.
Sanki hayatının yarısını gördüklerini afiş kitabına yazarak geçirmişti.
Oh, sure. You know, guys like that would rather lose their right arm... than lose their press clippings. Do me a favor, will you?
Bunun gibi insanlar afiş kitaplarını kaybetmek yerine kollarını kaybetmeyi seçerler.
I'm loaded down with press books.
- Zaten yeterince afiş kitabı var. - Elbette.
- Promised to letter some posters for me.
- Benim için afiş sözü vermişti.
Poster?
Afiş mi?
Gotten tacked to near every tree'n stump'tween here'n Rio Bravo.
Burayla Rio Bravo arasındaki her ağaca, her kütüğe afiş çakılmış.
New poster.
Yeni afiş.
During the night, hundreds of notices were secretly posted everywhere.
Gece boyunca, heryere yüzlerce afiş yapıştırılmış.
There's a strange poster on the wall back there.
Arkadaki duvarda garip bir afiş var.
A stupid place to put a poster.
Afiş asılmak için saçma bir yer.
Well, at least the billing is right.
En azından afiş doğru.
You know, I showed one to her.
Biliyor musun, ben kıza da bir afiş gösterdim.
- "Card-carrying Commie pervert"!
- "Afiş Taşıyan Komünist Sapık"!
People are working... printing flyers with your picture.
İnsanlar sizin için resim ve afiş hazırlıyorlar.
Oh, Crackers, this copy's hysterical.
Oh, Crackers, bu afiş çok komik.
Poster description :
Afiş açıklaması :
You better do a job on the four-sheets.
Bunu istiyorsan afiş yaptıracaksın.
The proofs.
Afiş provaları.
And that poster brings some images back to mind.
Ve o afiş zihnime... bazı görüntüler getiriyor.
Well you sold a photograph of some ruins for a poster.
Şey, bir afiş için bir harabenin fotoğrafını satmışsınız.
For a poster?
Afiş için?
No political signs, no advertisements, no noth...
Siyasi afiş yok, reklam yok, hiçbir şey yok...
She ain't gonna appear here with that sign up there!
Tepede bu bez afiş varken, karım sahneye çıkmayacak.
He said that we should take one of the quotes- - like the best quote about the--your band- - and put it outside.
Bir afiş hazırlatalım diyor orkestrayı... orkestranı temsil edebilecek bir alıntı dışarıya da asarız.
Banners :
Afiş :
He gave me a poster to put up.
Asmam için bir afiş verdi.
Find a big banner and hang it across the road.
Büyük bir afiş bulup yola asacaksınız.
EDDIE : You see? I'm the one that's having a nightmare here.
Bu afiş çocuğu genellikler mavi yakalılar tarafından sevilir.
He was a sign painter, when he had work. Which wasn't very often.
Çalıştığı dönemlerde afiş ressamlığı yapardı ama pek sık çalışmazdı.
I could paint a better sign than that with my eyes closed.
Gözlerim kapatsam bile bundan daha iyi afiş çizerim.
Over a banner, and Sukarno didn't even see it.
Bir afiş yüzünden, ve Sukarno afişi görmedi bile.
Can you print a poster?
Bir afiş basabilir misiniz?
Well, two of them came by today, and they left off a poster.
İkisi dün uğradı ve bir afiş bıraktılar.
What I liked about Fred was his one-track mind. His poster collection, his obstinate ways. You know?
Fred'de sevdiğim, onun miyop bakışı ve afiş koleksiyonu dik kafalı halı, ve içe dönük biri diyorsun, nedenini bilmiyorsun.
Where's the poster?
- Afiş nerede?
Didn't need to, she's been carrying around a giant placard saying, "I'm fucking somebody else."
"Başka birisiyle düzüşüyorum" diye kocaman bir afiş taşımasına gerek yok.
There are bills posted on the square.
Korkunç bir şey madam! Her yere afiş asmışlar!
Is this a stick-up?
Ne bu afiş mi?
No mementos, just this!
Hatıra yok, sadece afiş!
But, there's a poster.
Ama bir afiş var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]